İsrail’in Gazze’de binlerce Filistinliyi katlettiği saldırıların ABD içinde tepkilere yol açtığı ortamlardan biri de Pensilvanya Üniversitesi oldu.
- İsrail’e tepki gösterilerinde ifade özgürlüğünü savunan Pensilvanya Üniversitesi Rektörü baskılar karşısında istifa etti
Üniversite öğrencileri, haftalarca İsrail’e tepki göstererek sivillere yönelik katliamın durdurulmasını istedi.
Düzenlenen barışçıl etkinliklerle üniversitenin ön plana çıkması, Rektör Magill’i hedef haline getirdi.
Rektörün ABD Kongresine çağrılması ve bağışların geri çekilmesi tehdidiyle devam eden sürecin sonunda istifası dünya gündeminde yer buldu.
Sosyal medyada hedef tahtasına oturtuldu
ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonunda 5 Aralık’ta düzenlenen “Kampüs Rektörlerini Sorumlu Tutmak ve Antisemitizmle Mücadele” başlıklı oturum kapsamında Magill, Harvard Rektörü Claudine Gay ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Rektörü Sally Kornbluth üniversite kampüsünde antisemitizm olaylarına ilişkin yaklaşımlarına dair sorulara yanıt vermeleri için çağrıldı.
Rektörlüğe son bir yılda başlayan Gay, Magill ve Kornbluth, Müslüman karşıtlığı ve nefretin her türlüsünün artışına karşı mücadele edeceklerini belirtti.
Üç rektör de saatler boyunca antisemitizmle ilgili konularda öğrencilere yönelik disiplin faaliyetlerine, üniversitelerin nasıl farklı görüşleri temsil ettiğine ve kampüsteki güvenliğe ilişkin soruları yanıtladı.
Antisemitizmle mücadele için geçen ay duyurulan bir planın uygulanması üzerinde çalıştıklarını anlatan Magill, güvenliğe, etkileşime ve eğitime odaklanacaklarını dile getirdi.
Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Bob Good, Magill’e kampüste “Müslümanların katledilmesi, Arapların ya da çoğunluğu Müslüman bir devletin yok edilmesine” dair bir destek protestosunun olup olmadığını sordu.
Magill, bildiği kadarıyla böyle bir şeyin olmadığını belirterek, “Tüm nefret faaliyetlerinden tiksiniyorum.” yanıtını verdi.
Akademik ve ifade özgürlüğüne yaklaşımları kapsamında kampüste her yıl birçok konuşmanın yer aldığını anlatan Magill, bunların çoğuyla zıt fikirlere sahip olduklarını ancak onları engelleyip sansürleyemeyeceklerini söyledi.
Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Elise Stefanik’in “Yahudi soykırımı çağrısının” üniversite kurallarını ihlal edip etmediğine dair sorusuna Magill, “Söylem davranışa dönüşürse taciz olabilir, evet.” karşılığını verdi.
Buna karşılık, “Yani cevabınız evet.” diyen Stefanik’e, Magill’in doğrudan “Evet” yanıtını vermektense “Bağlama göre” ifadesini kullanması, sosyal medyada hedef gösterilmesine yol açtı.
ABD Anayasası’ndaki haklara vurgu yaptı
Magill, süre kısıtlaması nedeniyle soru-cevap kısmından önce okuduğu ifadesini yazılı olarak üniversitenin resmi internet sitesinde de yayımladı.
Oturumda kısıtlı bir zaman diliminde Kongre üyelerince soru yağmuruna tutulan Magill, üniversitede yapılan protestolara yaklaşımın ABD Anayasası tarafından belirlendiğinin altını çizerek, “Barışçıl protesto ve toplanma hakkını tanıyor ve saldırgan ifadeler de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne geniş koruma sağlıyoruz. Aynı zamanda şiddete veya şiddeti kışkırtmaya yönelik söylemlere karşı sıfır tolerans gösteriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Üniversitenin 7 Ekim’deki Hamas’ın saldırılarını kınadığını hatırlatan Magill, “Devam eden savaş sırasında İsrail ve Gazze’deki can kayıpları ve acılar yürek parçalayıcıdır. Bu acı kampüsümüze kadar uzanıyor. Bunu öğrencilerimiz, öğretim üyelerimiz ve personelimizin yanı sıra velilerimiz ve mezunlarımızla yaptığım günlük görüşmelerden de biliyorum.” ifadelerini kullandı.
Magill, dünyanın farklı coğrafyalarında düzenlenen protestoların üniversitenin kampüslerinde de gerçekleştirildiğini kaydederek, “protesto ve beraberinde getirdiği her şeyin uzun zamandır üniversite yaşamının bir özelliği olduğunu” belirtti.
Kampüste artan Müslüman karşıtlığına işaret etti
İfadesinde Müslüman karşıtlığındaki (İslamofobi) artışa da işaret eden Magill, “Bu oturumun antisemitizme odaklandığını biliyorum ancak üniversite ve toplum olarak şu anda önemli başka bir sorunla daha karşı karşıyayız. Müslüman, Filistinli ya da Arap kimlikleri ya da öyle algılanmaları nedeniyle öğrencilere, öğretim üyelerine ve personele yönelik taciz, gözdağı, doxing ve tehditlerin arttığını görüyoruz.” bilgisini paylaştı.
Magill, söz konusu kişilerden bazılarının İsrail’in Gazze’ye saldırılarında aile üyelerini kaybettiğini ve bölgedeki yakınlarının güvenliğinden endişe duyduğunu aktararak, “Birçoğu kendi güvenliklerinden de korkuyor. Vermont’ta 3 Filistinli öğrencinin korkunç bir şekilde vurulması, bu korkularını daha da derinleştirdi.” ifadelerini kullandı.
Kampüste kişiler ve ibadethaneler için emniyet ve güvenlik önlemlerinin artırıldığını belirten Magill, antisemitizm ve İslamofobi başta olmak üzere “her türlü nefretle” mücadeleye karşı adımlar atıldığını vurguladı.
İstifaya zorlayan parasal şantaj
Magill’e yönelik tepkiler yalnızca sosyal medya ile sınırlı olmadı ve baskılar üniversite bağışçılarının “bağışlarını geri çekmekle” tehdit etmesine kadar vardı.
Üniversitenin bağışçılarından Stone Ridge Holdings Group kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Ross Stevens, üniversiteye gönderdiği mektupla yönetimi, Magill’in görevden alınması gerektiği aksi takdirde üniversitenin elindeki 100 milyon dolar değerindeki Stone Ridge hissesini geri almakla tehdit etti.
Ayrıca mektupta Stone Ridge şirketinin, Komisyonda antisemitizme ilişkin sorularına Magill’in verdiği cevapların, bağışın iptali için yeterli olduğu öne sürüldü.
Mektupta üniversite yönetiminin “Yahudilere karşı şiddet çağrısında bulunan nefret söylemine” müsamaha gösterdiği iddia edildi.
Kendisine yönelik baskı ve eleştirilerin ardından Magill’in, bugün rektörlük görevinden istifa ettiği duyuruldu.
Üniversitenin 9. rektörü olarak 1 Temmuz 2022’de göreve başlayan Magill, 1988’de Yale Üniversitesinde tarih lisansını aldıktan sonra devam ettiği Virginia Üniversitesi Hukuk Fakültesinden “hukuk doktoru” unvanıyla 1995’te mezun oldu.
Virginia Üniversitesinde rektör yardımcısı ve Stanford Üniversitesi Hukuk Fakültesinde dekan olarak görev yapmış Magill, akademide pek çok başarılı çalışmaya imza attı.