Portekiz’de son seçimlerde oy oranını yüzde 18’e kadar yükselterek parlamentodaki 3. büyük parti konumunu sağlamlaştıran aşırı sağcı Chega partisi, ülkedeki siyasi istikrarı tehdit ediyor.
Sadece 5 yıllık siyasi geçmişiyle “Avrupa’nın en genç aşırı sağcı partisi” olan, eski bir futbol yorumcusu Andre Ventura’nın 2019’da kurduğu Chega, 1 milletvekiliyle başladığı siyasetteki yolculuğunda, 2022’de Meclisteki temsilci sayısını 12’ye, 10 Mart’taki seçimlerde 48’e çıkardı.
Ülkede diktatörlüğün son bulduğu 24 Nisan 1974 tarihli Karanfil Devrimi’nin 50. yılında önemli bir güç kazanan Chega’nın yeni yasama döneminde uygulayacağı politika, hem kendisinin hem de ülkenin siyasi geleceğini belirleyecek.
Seçimleri, en büyük rakibi Sosyalist Parti’nin (PS) çok az farkla önünde tamamlayarak kazanan, 230 sandalyeli Mecliste 79 milletvekiline sahip olan, iki sağ partinin ittifakından doğan Demokratik İttifakın (AD), mevcut siyasi tabloda azınlık hükümeti kurması bekleniyor.
Ancak AD’nin gelecek 4 yıllık yasama döneminde bütçeyi ve yeni yasaları çıkarması, şimdiye kadar dışladığı Chega’dan alacağı desteğe bağlı gözüküyor.
İtalyan tarihçi Steven Forti: “Chega, esasen şimdi geleceğini oynamaya başladı”
Barselona Otonom Üniversitesinde doçent, “Aşırı sağ 2.0. nedir ve nasıl mücadele edilir” adlı kitabın yazarı ve Avrupa’da aşırı sağ üzerine çalışmalar yapan İtalyan tarihçi Steven Forti, Chega ile ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Forti, “Genç ve ulusal altyapısı az olan bir parti. Özellikle medyatik bir siyasi parti ve her zaman olmasa da sıklıkla aşırı sağa kayıyor. Chega, seçimlerden büyük başarı elde etti ama esasen şimdi geleceğini oynamaya başladı. Bundan sonrası hem onun hem de rakibi olan siyasi partilerin yapacaklarına bağlı.” ifadesini kullandı.
Her ülkenin siyasi, sosyal, kültürel havasının farklı olduğunu, İspanya ve Portekiz’in 2019’a kadar Avrupa’da aşırı sağın parlamentolarında temsilcisi olmayan iki ülkeler olarak öne çıktıklarını anlatan Forti, buna rağmen her iki ülkede de aşırı sağcı partilerin hızlı yükseliş gösterdiğini dile getirdi.
Forti, “Chega’nın başarısında Portekiz’deki yolsuzluk skandalları büyük önem taşıdı.” diyerek, geçen dönemde gerek iktidardaki Sosyalist Parti (PS) gerekse ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti’nin (PSD) karıştığı yolsuzluk iddialarının ve istifaların Chega’yı seçim kampanyası boyunca yolsuzluk sorununu “bayrak olarak kullanmaya” ittiğini ve bunda da etkili olduğunun görüldüğünü söyledi.
Partinin kurucusu Ventura’nın Portekiz için yeni olan “göçmen konusunu ya da dijitalleşmeyi propagandalarına alet ettiğini” vurgulayan İtalyan tarihçi, Avrupa’da aşırı sağın geleneksel olarak kullandığı sola ve kültürel Marksizme yönelik eleştirileri gündeme getirmesinin ve ekonomideki vaatlerinin de Chega’nın oylarını artırmasında önemli unsurlar olduğunu kaydetti.
Forti, ülkedeki iki büyük siyasi partinin (sağda Demokratik İttifak-AD ve solda Sosyalist Parti-PS) ne hükümette ne de ana muhalefette istediği aşırı sağa karşı “güvenlik koridoru” oluşturmasının akıllıca bir hareketmiş gibi görünmekle beraber uygulamada görülmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu geçerli olacak mı göreceğiz. AD, bir azınlık hükümeti mi kuracak yoksa yavaş yavaş Chega’ya doğru açılan bir hükümet mi olacak bunu önümüzdeki aylarda göreceğiz. Ne zamanki bütçe ve farklı yasaların oylanması gerekecek o zaman aşırı sağa ihtiyaç duyacaklar. O yüzden hükümetin işlevselliği halen büyük soru işareti. Erken seçim de geçerli bir olasılık.”
“Günümüzde siyaset çok değişken, uluslararası gelişmeler ve ekonomik durum oldukça karmaşık.” diyen Forti, Portekiz’de kurulacak yeni hükümetin yapacağı her hatanın Chega’ya bir artı puan eklemesinin büyük olasılık olduğunu ama aşırı sağın da hata yapma payı olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getirdi.
İtalya’da Lig partisini örnek veren Forti, şöyle devam etti:
“Matteo Salvini’nin Lig partisi 5 yıl önce yüzde 34’lerdeyken şimdi yüzde 10’u yakalayamayacak duruma geldi. Yerini diğer bir aşırı sağ parti olan Başbakan Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisine bıraksa da oylarını kaybetmesinin nedeni Salvini’nin yaptığı hatalar. Benzer bir şekilde İspanya’da da Vox, seçmen sayısını halen 3 milyonun üzerinde tutsa da yaptığı hatalardan son seçimlerde milletvekili azaldı. Aynı şey Chega için de geçerli olabilir.”
“Avrupa’da mevcut durumda merkez sağ, liberal demokratlar büyük bir hastalık içinde”
Forti, Avrupa’da aşırı sağın yavaş yavaş merkez sağın yerini almaya başlamasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa’da mevcut durumda merkez sağ, liberal demokratlar büyük bir hastalık içinde. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa siyasetinde ve Avrupa Birliği’nin (AB) kurulmasında temel olan Hristiyan Demokratlar, liberaller ve geleneksel muhafazakarlar partilerin kayda değer bir şekilde oy kaybettiğini görüyoruz. İtalya ve Fransa’da neredeyse tamamen yok oldular. Diğer ülkelerde de çok güçsüzleştiler. Bazı ülkelerde bu siyasi partiler aşırı sağa kaydı. Geçmiş yıllara nazaran daha radikal seçim programları hazırlamaya, aşırı sağın bazı fikirlerini savunmaya ya da aşırı sağı hükümet kurmak için bir koalisyon ortağı olarak görmeye başladılar. Geçmişte olduğu gibi parlamentolarında tek başlarına iktidara gelemiyorlar. Çok güçlü bir krizle karşı karşıyalar. Bu, Avrupa siyasetinde oldukça yeni bir durum.”
Haziranda yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağın oylarını yükseltmesinin kestirilebilir bir öngörü olduğunu belirten Forti, 2024-2029 dönemi için seçimlerden sonra AP’de oluşacak siyasi dağılımın önemli olacağını, Avrupa Halk Partisi’nin Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Partisi’nin birlikte hareket etmesinin olası bir seçenek olduğunu ifade etti.
Chega lideri: Andre Ventura
Portekiz’de 2022’den bu yana tek başına iktidarda olan PS’nin eski lideri ve eski başbakan Antonio Costa’nın yakın çevresinde bazı kişilerin yolsuzluk iddialarına karışmasından ötürü seçim kampanyasını yolsuzlukla mücadele üzerine kuran Chega lideri Ventura, buna rağmen aşırı sağcı söylemleri de sık sık dile getirdi.
Portekiz’de diktatör Antonio de Oliviera Salazar’ın (1933-1968) sıkça kullandığı “Tanrı, vatan, aile ve iş” söylemini seçim kampanyası sırasında tekrarlayan Ventura, gençken rahip olmak istediğini hatırlatarak “Tanrı Portekiz’i yönetme görevini bana emanet ediyor.” ifadesini kullanmıştı.
Portekiz’de 10 milyon 600 bin olan nüfusta sadece 55 binlik bir yeri olan Çingene toplumunu da sık sık hedef alan Ventura, “Portekiz’de yaşadığımız en büyük sorunlardan biri, Çingene toplumudur. Çingeneler, sadece devlet yardımlarıyla yaşıyorlar ve hiçbir katkıları yok.” demişti.
Ventura, “Kovid-19 döneminde, Çingeneler için sıkı bir kapatma uygulanmalıdır.” sözü sebebiyle de futbol yorumculuğu yaptığı işten çıkarılmıştı.
Portekiz’de yaşayan Müslüman nüfus 15 bini geçmemesine rağmen İslam karşıtlığını özellikle Avrupa’daki diğer ülkelere yaptığı ziyaretlerde kullanan Ventura, Avrupa’daki Müslüman göçmen nüfusu hedef alarak, “İsrail’in yaşadıklarının gelecekte Avrupa’nın da yaşayabileceğini” bir tehdit olarak dile getirmişti.
“Avrupa, Müslüman göçmenlerden dolayı büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. İslami göç kontrolden çıktı.” şeklindeki sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle Portekiz Savcılığınca hakkında soruşturma başlatılan Ventura, “Batı’nın, Avrupa’nın ve Portekiz’in uygarlık geleneğini savunduğu” ifade etmişti.
Özellikle yolsuzluk karşıtı popüler politikalar yapan Chega lideri, “vergilerin düşürülmesini, Eğitim Bakanlığını ve kamu sağlık sistemini kaldırmayı, hapis cezalarını uzatmayı ve cinsel şiddet uygulayanlara kimyasal kısırlaştırma yapılmasını” vadediyor.