ABD’de bulunan Jackson Laboratuvarı Enstitüsü’nde baş araştırmacı olarak görev yapan İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, Kovid-19 aşılarının doz sayısı ve delta varyantına etkilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin aşılamada oldukça iyi ilerlediğini, ABD’nin önüne geçtiğini dile getiren Durmaz, Türkiye’de 18 yaş üzerinde tek doz aşı olanların nüfusa oranının ABD’den daha fazla olduğunu ifade etti.
Kovid-19’a karşı toplumsal bağışıklığa ulaştığı düşünülen ancak temmuzda vaka ve ölüm artışlarıyla yeniden gündeme gelen İsrail’deki yeni dalgaya da değinen Unutmaz, bu ülkedeki artışta aşıların yetersizliğinin kesinlikle söz konusu olmadığını, buna çok bulaşıcı olan delta varyantının yol açtığını kaydetti.
Prof. Dr. Unutmaz, delta varyantı nedeniyle aşıların etkisinde azalma yaşandığını, buna karşılık ağır hastalığı ve ölümleri önlemede etkili olduğunu belirterek, “Bir diğer sorun da İsrail, aşılamaya dünyada en erken başlayan ülkelerden biriydi. Aralık ve ocakta en riskli gruplar olan 60-70-80 yaş üzeri aşılanmıştı. Aradan 7-8 ay geçti. Bu sürede o gruptakilerin antikorları düştü. Bu aslında çok anormal değil. Özellikle yaşlı gruplarda beklenen bir durum. Bu sefer hem deltanın oluşması hem yaşlı gruplarda antikor miktarının çok düşmüş olması aşının etkisini azalttı. Bu bakımdan 3. doz gerekti. Bunu da zaten bekliyorduk.” diye konuştu.
İsrail’de 8 ayı dolduran 50 yaş üzerindeki herkese 3. doz aşı yapıldığına dikkati çeken Unutmaz, bunun etkisini birkaç hafta içinde göreceklerini, riskli grupların yüzde 90’ının aşılandığını, orantısal olarak bakıldığında aşılı olanların çok büyük şekilde korunduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Unutmaz, nüfusun tamamı aşılansa da ağır hasta olacak kişilerin çıkacağını, hiçbir zaman aşıların yüzde 100 etkisinin olmadığını belirtti.
İngiltere’de aşı olup hastaneye yatanların ve ölenlerin bulunduğunu ancak hesaplandığında aşıların ölümleri 20-30 kat azalttığını dile getiren Unutmaz, İsrail’de özellikle aşı olup da ölenlerin neredeyse yüzde 90’ının kronik rahatsızlığı olduğunu, 50 yaş altına bakıldığında ise aşı olup hastaneye yatanların neredeyse bulunmadığını anlattı.
Deltaya karşı aşılamanın önemi
Türkiye’de vaka sayıları ile ölüm oranlarının artmasının delta varyantıyla bağlantılı olduğunun altını çizen Unutmaz, şöyle konuştu:
“Türkiye’de çok hızlı aşılama ancak haziran ortasında başladı. İyi ki de başladı. Eğer şu ana kadar yapılan aşılama olmasaydı 100 bin vaka sayılarını çok rahatlıkla görürdük. Belki ölümler 1000’in üzerine çıkardı ki bunu aşılamanın az olduğu bazı ülkelerde görüyoruz. Örneğin, Vietnam’da temmuza kadar az vaka vardı, hiç ölüm yoktu. Şu anda 10 binlere varan vakalar var, yüzlerce insan ise hayatını kaybediyor. Bu, deltanın ne kadar bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. Aşıyla bunun önünü kestik. Fakat şu anda özellikle deltaya karşı çift doz BioNTech çok önemli. Ya da 2 doz Sinovac-1 doz BioNTech; 3. doz burada gerekli. Bunun için henüz daha yüzde 40-50’lere yaklaşıyoruz. Yeterince insan aşılanmadı maalesef. Aşı tereddüdünü kırabilirsek sonbahara kadar deltanın da önünü tamamen kesmiş oluruz.”
Prof. Dr. Unutmaz, 2 doz BioNTech aşısı olanlar için üçüncü doza gerek olmadığını, bu aşının en az 6-8 ay koruyuculuğu olacağını söyledi.
Bağışıklığı bastırılmış kişilerde bundan harici bir durum olduğunu da aktaran Unutmaz, “Örneğin, transplantasyon sonrası bağışıklık bastırıcı ilaçlar ya da çok yüksek doz kortizon alan kişilerde 3. dozu daha çabuk yapmak lazım. İki doz Sinovac olanlarda ise 3. doza kesinlikle gerek var. Çünkü bunu başından beri biliyoruz. Sinovac bir önceki varyantlara karşı bile daha az etkiliydi. Enfekte olma riski daha fazlaydı çünkü yeterince antikor oluşturmuyor. Üçüncü dozu da Sinovac olabilirsiniz, o da antikor miktarınızı yükseltir ama biz BioNTech tavsiye ediyoruz. İkisi de aynı miktarda antikor oluştursa bile BioNTech’in oluşturduğu antikorların kalitesi daha iyi olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Unutmaz, sadece antikor oluşmasının da yetmediğini, bunların tam olarak virüse isabet etmesi gerektiğini dile getirerek, “Bu bakımdan BioNTech’in daha üstün olacağını ve daha uzun süreli o antikorların, bağışıklık hafızasının oluşacağını düşünüyoruz. Belki bu 1 yıl bile sürebilir. Ancak gerçekten çekiniyorlarsa, 3. dozu Sinovac yaptırmak da en azından kısa süreli, oldukça etkili olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Yeni bir varyant durumunda 4. doz aşı gerekebilir
Prof. Dr. Unutmaz, ilerleyen süreçte 4. doz ve üzeri aşılanmanın şu an için gerekli görünmediğini, 2 doz Sinovac sonrasında 3. doz olarak BioNTech aşısının, 2 doz BioNTech’teki kadar koruyucu olacağını düşündüğünü belirtti.
Virüsün tekrar mutasyona uğraması ve yeni bir varyant oluşması durumunda 4. doz olarak yeni bir aşı gerekebileceğini ifade eden Unutmaz, şunları kaydetti:
“Ben bunun düşük bir olasılık olduğunu düşünüyorum. Çünkü delta varyantı gerçekten çok rekabetçi. Onu yenebilecek virüslerin çıkma olasılığı daha düşük gözüküyor. Ama bu ‘olmaz’ demek değildir. Fakat 3. dozda bence bunu önemli şekilde halledeceğiz. Bu, ‘Tamamen virüs sıfırlanacak, hiç kimse hasta olmayacak.’ anlamına da gelmemeli. Buradaki amaç virüsle yaşamayı tolere edebilecek düzeye getirmemiz. İsterseniz 10 doz yapın, artık bu virüsü dünyadan çıkaramazsınız. Aynı grip ve diğer virüslerde olduğu gibi. Ağır hastalığı, ölümleri minimuma düşüreceğimiz noktaya geldiğimiz zaman ki 3. dozda bu kesin olacaktır, bu şekilde bu virüsle beraber yaşamayı öğreneceğiz.”
“Amerika’da hastanelerde yatanların yüzde 95’i aşı olmamış kişiler”
ABD’de aşı karşıtlığının Türkiye’dekinden çok daha fazla olduğunu belirten Unutmaz, ülkede 8 aydır aşı bolluğu yaşandığını, buna rağmen çift doz yapılmış erişkinlerin ancak yüzde 60’a ulaştığını ve aşıların düşük olduğu eyaletlerde salgının başından beri en yüksek rekorlara eriştiğini aktardı.
Unutmaz, ABD’deki birçok eyalette yoğun bakımlarda yer kalmadığına dikkati çekerek, “Bunun birinci sebebi aşı karşıtlığı ve tereddüdüdür. Çünkü Amerika’da hastanelerde yatanların yüzde 95’i aşı olmamış kişiler, ölümlerin de yüzde 97-98’i bundan kaynaklanıyor. Devletin bu konuda da aktif rol oynaması lazım. Aşı karşıtlığı yapanlar, hiçbir bilimsel dayanağı olmadan yalan ve dezenformasyon haber yayan kişilerle mücadele edilmesi lazım. Çünkü halk sağlığı söz konusu. Amerika’da yalan bilgi yayan ve dezenformasyon yapan doktorların lisansının iptali söz konusu oldu.” diye konuştu.
Aşı olmayanlara “kalabalık ortamlara girememe” ya da belirli kurumlarda sağlık personeli, öğretmen ya da üniversite öğrencisi olanlara “aşı olmadan buralara alınmama” şeklinde kısıtlamalar getirilmesi gerektiğini anlatan Unutmaz, şöyle devam etti:
“Amerika gibi özgürlüklerin çok büyük olduğu ülkede bu kısıtlamalar birçok eyalete geldi. Türkiye’de de yavaş yavaş başlıyor. Bunun artarak devam etmesi lazım. Aşı kimseye dayatılamaz, zorunlu yapılamaz ama aşı olmayan kişiler de toplumsal bağışıklığa ulaşmamıza engel oluyorlar. Şöyle bir durum da var: Aşı olmayanlar eninde sonunda Kovid-19’la enfekte olacaklar. Şu anda hastanelerdeki yoğunlukları görüyorsunuz. Yoğun bakımlarda neredeyse yer kalmadı. Ayrıca çocuklar henüz aşılanmadığı için onlara bulaştırabiliyorlar. Bu toplumsal bir sorun, sadece kendilerini düşünemezler. Herkesin iş birliği içinde fedakarlık yapması lazım. Aşı olmayanlar da deltayla enfekte olup bir şekilde bağışıklığa ulaşacaklar ama onun sonuçları çok daha acı oluyor.”
“Aşının içindeki madde, virüsün içinde binlerce kat daha fazla var”
Aşı karşıtları ile yaptırmakta tereddüt yaşayanlara da seslenen Unutmaz, “Aşının içindeki madde, virüsün içinde binlerce kat daha fazla var. Yani eğer öyle bir durum söz konusuysa koronavirüs ile enfekte olduğunuzda o risk binlerce kat daha fazla demektir. Önünüzde böyle bir tehdit var. Orada seçim yapmak gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Unutmaz, ABD’de özellikle bağışıklığı bastırılmış ilaç alan çocuklara yönelik araştırma yaptıklarını, gelecek hafta yayımlanacak araştırmada, aşının bu çocuklarda çok etkili olduğunu, Kovid-19 ile enfekte olanlardan çok daha iyi bir bağışıklık oluşturduklarını gözlemlediklerini kaydetti.
Çocuklarda Kovid-19’un daha az hastalık yaptığını ya da ölümlerin çok daha az olduğunu dile getiren Unutmaz, “Yine de çocukları da hasta edebiliyor, ‘uzun Kovid’ dediğimiz durum oluşabiliyor. Ölümler de olabiliyor. Yani aşılar bunun tamamen önüne geçiyor. Hatta aşılar, çocuklarda çok daha etkili. Bizim araştırma sonuçlarımız da bunu gösteriyor. Çocukların bağışıklığı daha yeni olduğu için aşıya çok iyi cevap veriyorlar.” şeklinde konuştu.