Fanatik Yahudilerin hedefindeki mescitte İsrail tarafından uygulanan ve 16 yıl süren kapatma kararının ardından yüzlerce Filistinli ilk kez 22 Şubat 2019’da namaz kıldı.
Kudüs Vakıflar İdaresi yetkilileri, o zamandan bu yana İsrail polisinin mescitte ibadet edenleri ve Mescid-i Aksa muhafızlarını rahatsız ettiğini belirtiyor.
Yetkililer, İsrail güçlerinin baskınlar düzenleyip, mescide ayakkabılarıyla girdiğini, elektrik tesisatını bozduğunu, bazen haftalarca ve aylarca ibadet edenlerin mescide girişini engellediğini söylüyor.
Son yıllarda, fanatik Yahudi yerleşimcilerin mescide baskınlar düzenlemesini organize eden İsrailli aşırı sağcı gruplar, Yahudiler için ibadet yeri oluşturma amacıyla gözünü Rahmet Mescidi’nin doğu kısmına dikti.
İsrail hükümeti, mescidin mevcut statüsünü değiştirmeyeceğini belirtse de sağcı gruplar, mescidin doğu bölgesine yönelik niyetini gizleme ihtiyacı duymuyor.
Rahmet Kapısı Mescidi, yerin yaklaşık 12 metre altında bulunuyor ve mescide merdivenlerle iniliyor.
Kudüs Üniversitesi bünyesindeki Kudüs Araştırmaları Merkezinde görev yapan Filistinli tarihçi Yusuf en-Netşe, AA muhabirine Rahmet Kapısı’nın Mescid-i Aksa’nın doğu cephesine açılan tek kapı olması sebebiyle oldukça önem arz ettiğini söyledi.
Mescidin tarihi hakkında uzmanların ihtilafa düştüklerini aktaran Netşe, baskın görüşün mescidin tarihinin Emeviler dönemine uzandığı yönünde olduğunu ifade etti.
Mimari ve kültürel miras
Netşe, Rahmet Kapısı’nın, Batı’da “Altın Kapı” ismiyle bilindiğini belirterek, Kudüs tarihi ve mimarı araştırmacılarının, mescidin mimari yapısı nedeniyle tarihine ilişkin farklı görüşlere sahip olduğunu aktardı.
Kapının bazı tarihçilere göre Roma bazılarına göre de Bizans döneminde yapıldığını aktaran Netşe, “Görüşü daha çok kabul edilen bir grup var. Bunlar, kapının mevcut dokusu, işlemesi ve tasarımıyla Emeviler zamanında Halife Abdülmelik bin Mervan döneminde yapıldığını belirtiyor.” ifadelerini kullandı.
Netşe, kapının Abdülmelik bin Mervan tarafından Mescid-i Aksa’nın bakımı için yürütülen bir mimari proje kapsamında yapıldığını ve tarih kitaplarında bunu destekleyen birçok kanıtın olduğunu vurguladı.
Kapının önemine ilişkin Netşe, şunları kaydetti:
“Rahmet Kapısı, benzeri az görülen bir mimari özelliğe sahip. Arap ve İslam medeniyeti tarihi için de oldukça önem arz ediyor. Burası İmam-ı Gazali’nin ünlü eseri İhyau Ulumi-d Din’i telif etmesine şahit oldu.”
Netşe, kapının bitişiğinde bulunan mezarlığın Kudüs’te yaşayan Müslümanların yanı sıra sahabelerden birçok kişiye ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
Rahmet Kapısı’nın sadece bir giriş-çıkış kapısı olmadığının altını çizen Netşe, “Mimari dokusu ve önemli konumuyla Mescid-i Aksa’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Başta mimari ve dini tarihi ile araştırmacıların çok büyük ilgi gösterdiği bir yer.” diye konuştu.
Rahmet Kapısı’nın kapatılması
Netşe, Rahmet Kapısı Mescidi’nin uzun bir tarihe sahip olduğuna işaret ederek, “Kudüs İslam Şeriatı Mahkemesi’nde buraya imam ve görevli atandığına dair belgeler bulunuyor. Dolayısıyla kökleri tarihin derinliklerine uzanan bu mekanda modern dönemde namaz kılmak İsrail’e tepki göstermek gibidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Mescid-i Aksa’nın El-Esbat, Hutta, Kral Faysal, El-Gavanime, En-Nazır, El-Hadid, El-Kattanin, Mutahhara, Es-Silsile ve El-Megaribe olmak üzere açık olan 10 kapısı bulunuyor.
Rahmet Kapısı’nın yanı sıra El-Cenaiz, El-Mezduc, Es-Sülasi ve El-Mufred kapıları da Mescid-i Aksa’nın kapalı kapıları olarak öne çıkıyor.
Mescid-i Aksa’nın doğu surlarında yer alan ve Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesini çevreleyen Rahmet Kapısı, uzun süre önce kapatıldı.
Filistinli tarihçi Netşe, kapının kapalı tutulmasına ilişkin çok sayıda söylentinin bulunduğunu belirterek, bu konudaki en sağlam görüşün kapının Selahaddin Eyyubi döneminde kapatıldığı yönünde olduğunu ifade etti.
Kapının kapatılmasına ilişkin Netşe, şöyle devam etti:
“Önce taştan değil yani ahşap bir kapı olarak kapatılmış. Ancak, bugünkü taş ile kapatılmış olan mimari yapı, büyük ihtimalle Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldı, Kudüs’ün surlarının bakımı sırasında.
Esbat Kapısı ile Megaribe Kapısı arasındaki bu bölgede, surların alt, orta ve üst bölümlerinde çok belirgin Osmanlı mimarisine ait eklemeler görüyoruz.”
Mescid-i Aksa’nın anıt eserleri
Dış duvarından bakıldığında Rahmet Kapısı Mescidi’nin Rahmet Kapısı ve Tövbe Kapısı isimli iki geçitten oluştuğu görülüyor.
Netşe, El-Mezduc Kapısı’nı örnek göstererek, Rahmet Kapısı’nın iki geçitten oluşmasının Kudüs mimarisinde görülen bir durum olduğunu aktardı.
Kudüs’teki kapıların önemine ilişkin Netşe, “Kudüs’ün kapıları yalnızca giriş-çıkışı kolaylaştırmaktan ibaret değil, aynı zamanda mimari bileşenleri ve unsurlarıyla birer anıt yapıdır. Bu yapılarda taçlar, kubbeler ve sütunlar görürsün. Bütün bunlar, mübarek Mescid-i Aksa’nın kapılarının özellikleridir.” dedi.
Netşe ayrıca mescidin dış tarafında bulunan Ubade bin es-Samit, Şeddad bin Uveys gibi bazı sahabelerin kabirlerinin de yer aldığı Rahmet Kapısı Mezarlığına değindi.
Filistinli tarihçi, İslam dünyasındaki fetih hareketlerinden bu yana bölgede defin işlemlerinin yapıldığını ve çoğalarak artığını, bu durumun Rahmet Kapısı Mezarlığından Aksa’ya girişleri zorlaştırdığını belirtti.
İsrail’in, Mescid-i Aksa’yı ve kültürel mimari yapısını bölmeye yönelik stratejik planlarının çok açık olduğunu; bunun için de uygun koşulları beklediklerini kaydeden Netşe, bölgede tanık olunan kısıtlamaların, el koyma ve taciz eylemlerinin İsrail’in uyguladığı politika, aldığı kararlar ve planlardan başka bir şey olmadığını aktardı.
İsrail’in kısıtlamaları
Tarihi mescit, zaman zaman İsrail güçleri ile fanatik Yahudilerin saldırılarına maruz kalıyor.
İsrail polisi, 2013’te “yasa dışı olarak sınıflandırdığı bir Filistin kurumu tarafından kullanıldığı” iddiasıyla Rahmet Kapısı Mescidi’ni kapattı.
İslami Vakıflar İdaresi’nin “keyfi ve geçersiz askeri bir karar” olarak değerlendirdiği bu durumu sonlandırması için yaptığı çağrıyı birçok kez yinelemesine rağmen o dönemden bu yana kapatma eylemi tekrarlanıyor.
Rahmet Kapısı Mescidi, 22 Şubat 2019’da yüzlerce kişinin katılımıyla kılınan namaza tanıklık etti. Bu durum mescidi tekrar kapatmakla tehdit eden İsrail makamlarını kızdırdı.
Kudüs’teki İslami Vakıflar İdaresi, o dönem yaptığı açıklamada, fanatik Yahudilerin, 2016’nın başından bu yana, Rahmet Kapısı dahil olmak üzere Mescid-i Aksa’nın doğu meydanındaki isteklerinin giderek arttığına işaret etti.
Rahmet Kapısı Mescidi
Eski Kudüs İslami Vakıflar İdaresi Başkan Yardımcısı Şeyh Nacih Bukeyrat, daha önceki açıklamasında, “Surların içinde 250 metrekare alana sahip ve 15 metre yüksekliğinde bir salon var. Üzerinde zamanında kubbelerin de bulunduğu bu salon bir mescit olarak kullanılıyor. Rahmet Kapısı Mescidi olarak.” demişti.
Rahmet Kapısı Mescidi’nin etrafında çok sayıda oda olduğunu ifade eden Şeyh Bukeyrat, bu odaların aynı şekilde zamanında Gazali Medresesi adıyla okul olarak kullanıldığını söylemişti.
Şeyh Bukeyrat, Rahmet Kapısı’nın İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 1967 yılına kadar mescit olarak kullanıldığını belirterek buranın bir süre Davet ve Usulu’d Din Fakültesi olarak ve ardından İsrail tarafından kapatılana dek İslam Miras Komitesi olarak değerlendirildiğini ifade etmişti.