Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından Ömer Kizilcik’in kaleme aldığı “Lübnan ve Ürdün’de Geri Dönemeyen Suriyeli Mültecilerin Durumu” başlıklı rapor yayımlandı.
Rapora göre Lübnan ve Ürdün hükümetlerinin Esed rejimi ile 2019’da anlaşmasından sonra Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü beklenildiği gibi gerçekleşmedi.
Lübnan ve Ürdün’ün, Esed rejimiyle anlaşmalar yaptığı 2019’da 52 bin mülteci evlerine döndü.
Bununla birlikte, 2020-2022 yıllarında bu iki ülkeden Suriye’ye geri dönüş rakamları, 10-20 bin civarında seyreden 2019 öncesi dönemin bile altında kaldı.
Esed rejimi, iki ülkeyle ilişkileri düzelttikten ve kazanımlar sağladıktan sonra yapılan anlaşmaları ihlal etti ve Suriyeli mültecilerin geri dönmesini zorlaştırdı.
Bu durum Esed rejiminin, Suriyeli mültecileri istememesi ve Suriye’nin demografik yapısını değiştirme eğilimini ortaya koyuyor.
Ülkelerine geri dönen mültecilerin sorguya çekilmesi, işkenceye, tacize ve tecavüze maruz kalması ile zorla silahlı saflara alınması gibi durumların yanı sıra ülkede devam eden ciddi yoksulluk, altyapı yetersizliği ve asayiş sorunları da mültecilerin ülkelerine dönmesini yavaşlatan nedenler arasında sıralanıyor.
Lübnan ve Ürdün’ün Esed rejimiyle anlaşması
Lübnan ve Ürdün hükümetlerinin Esed rejimi ile yakınlaşma sürecini tetikleyen başlıca unsur, 2018’de bölgedeki askeri gelişmeler oldu.
Lübnan ile Esed rejimi arasındaki Suriyeli mülteciler için 2018’de oluşturulan söz konusu geri dönüş mekanizması, dönemin Lübnan Genel Güvenlik Müdürlüğü Başkanı General Abbas İbrahim tarafından aynı yıl duyuruldu.
Bu mekanizma kapsamında Esed rejimi, genellikle Lübnan’dan Suriye’ye geri dönüşlerin yüzde 90’ını onaylarken ortalama yüzde 10’luk kısmın geri dönmesini ise kabul etmedi.
Lübnan ile Esed rejimi arasında oluşturulan söz konusu mekanizmayla toplamda 25 bin Suriyeli ülkesine geri döndü.
Suriye ile resmi olarak sınır kapısını Ekim 2018’de açan Ürdün de karşılıklı ziyaretlerin ardından Şam’a maslahatgüzar atadı.
Lübnan’la benzer şekilde Ürdün de 2018’de Suriyeli mültecilerin geri dönüşü için Esed rejimi ile gayriresmi anlaşma yaptı.
Söz konusu anlaşma, Ürdün’ün Esed rejimiyle hayata geçirdiği mekanizmaya benzer şekilde işliyor.
İstatistikler, Lübnan ve Ürdün’den Suriye’ye dönüşlerin azaldığını gösteriyor
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, 2019’dan bu yana Lübnan’dan 39 bin 294 ve Ürdün’den 40 bin 764 olmak üzere toplam 80 bin 58 Suriyeli mülteci ülkelerine geri döndü.
Öte yandan 2016-2019 yıllarında Lübnan ve Ürdün’den toplam 54 bin 43 mülteci Suriye’ye dönüş yaptı.
Lübnan ve Ürdün’den Suriye’ye 2020-2022 yıllarında ise 30 bin 424 geri dönüş gerçekleşti.
Yalnızca Lübnan ve Ürdün hükümetlerinin Esed rejimiyle anlaştığı 2019’da ise 52 bin 137 Suriyeli ülkesine geri döndü.
İlişkilerin normalleştiği 2019’da kaydedilen yüksek geri dönüşlerin ardından Suriye’ye geri dönüş rakamları, 2019 öncesi dönemin bile altında seyretti.
2019’daki istisnai durumun dışında, Lübnan ve Ürdün hükümetlerinin Esed rejimiyle anlaşmasından sonra Suriye’ye geri dönüşler hızlanmazken tam aksine yavaşladı.
Esed rejimi, Suriyelilerin dönüşünü zorlaştırıyor
Lübnan ve Ürdün’le ilişkileri düzeltmesinin ve kazanımlar elde etmesinin ardından Esed rejimi, iki ülkeyle yaptığı anlaşmaları ihlal ederek Suriyeli mültecilerin geri dönmesini zorlaştırdı.
Bu durum, Suriye’de küçük ve kontrol edilebilir bir nüfusun olmasını isteyen Esed rejiminin, Suriyeli mültecileri istemediğini ve Suriye’nin demografik yapısını değiştirme arzusunu gösteriyor.
Bununla birlikte, Lübnan ve Ürdün’deki Suriyeli mültecilerin kötü yaşam standartlarına rağmen ülkelerine geri dönmek istememesinin sebepleri arasında Suriye’deki ekonomik durum ve güvenlik konusu da öne çıkıyor.
Suriye’de devam eden iç savaşın neden olduğu ciddi yoksulluk, altyapı yetersizliği ve asayiş sorunları, mültecilerin ülkelerine dönmelerini yavaşlatan nedenler arasında sıralanıyor.
Geri dönüşlerde yaşanan azalma, Esed rejimine bağlı silahlı yapıların oluşturduğu gelir ağı ve düzen, bu yapıların ülkelerine geri dönen Suriyeli mültecileri düşman unsur ve hain olarak değerlendirmesi ve insan hakları ihlalleriyle de bağlantılı.
Öte yandan diğer nedenler arasında ülkelerine geri dönen mültecilerin rejim tarafından sorguya çekilmesi, işkenceye, tacize ve tecavüze maruz kalması ile zorla silahlı saflara alınması gibi durumlar da bulunuyor.
Lübnan, her ay 15 bin mülteciyi zorla Suriye’ye göndermeyi planlıyor
Lübnan hükümetinin Suriyeli mültecilere karşı politikalarını sertleştirmesine rağmen gönüllü geri dönüş gerçekleşmeyince hükümet, zorla geri gönderme planlarını devreye soktu.
Lübnan Yerinden Edilenler Bakanı İssam Şerafeddin, BM’nin itirazlarına rağmen hükümetin her ay 15 bin Suriyeli mülteciyi zorla ülkelerine geri göndermeyi planladığını bildirdi.
Ayrıca, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın onayladığı söz konusu plan kapsamında Lübnan’dan resmi bir heyet, Esed rejimiyle temaslarda bulundu.
Esed rejiminin bu plana onay vermesi durumunda Lübnan hükümeti, her ay 15 bin Suriyeli mülteciyi Suriye’de oluşturulacak geçici kamplara gönderecek.
Bu gelişmeler üzerine Lübnan’dan Avrupa’ya kaçmaya çalışan Suriyeli mültecilerin sayısında ciddi artış gerçekleşti.
Ürdün’ün Suriye’yle normalleşmesiyle gelen yeni sorunu: Uyuşturucu kaçakçılığı
Ürdün de Esed rejimiyle ilişkilerini normalleştirmesinin ardından rejimin Ürdün’e ve Ürdün üzerinden Körfez ülkelerine yönelik uyuşturucu kaçakçılığı sorunuyla karşı karşıya kaldı.
İlişkilerin normalleşmesiyle Suriyeliler geri dönmezken Suriye’den ülkeye “Captagon” adıyla bilinen uyuşturucu madde gelmeye başladı.
Yakalanmayan uyuşturucu sevkiyatlarıyla Esed rejiminin yurt dışına kaçırdığı uyuşturucunun toplam değerinin 30 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Esed rejimi ve İran’a bağlı milisler ile Ürdünlü güvenlik güçleri arasında uyuşturucu kaçakçılığından dolayı zaman zaman çatışmaların yaşandığı da basına yansıyor.