Rekabet Kurumu, açık ve ağır ihlaller haricinde rekabeti ihlal eden teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin taahhüt sunmalarına imkan sağlarken, uygulamanın hayata geçtiği 24 Haziran 2020’den bugüne kadar 5 şirket hakkında açılan soruşturmayı verdikleri taahhüt neticesinde sonlandırdı.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (Rekabet Kanunu) 24 Haziran 2020’de yapılan değişiklikle taahhüt ve uzlaşma kurumları hukuka kazandırıldı.
Rekabet Kurumu Başkan Yardımcısı Faik Metin Tiryaki, AA muhabirine, “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hakim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Önaraştırmalarda ve Soruşturmalarda Sunulacak Taahhütlere İlişkin Tebliğ”de taahhüt uygulamasının usul ve esaslarının düzenlendiğini söyledi.
Yasaklanmış davranışlara ilişkin haklarında soruşturma başlatılan teşebbüs veya teşebbüs birliklerinden, ihlalin varlığını ve kapsamını kabul edenlere uygulanabilecek uzlaşma sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla ise “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem Ve Kararlar İle Hakim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Soruşturmalarda Uygulanabilecek Uzlaşma Usulüne İlişkin Yönetmelik hazırlandığını belirten Tiryaki, “Her iki araç da kamu kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini temin etmek için vazedilmiştir. Taahhüt müessesesi kapsamında, hakkında ön araştırma ya da soruşturma yürütülen teşebbüs ve teşebbüs birlikleri, açık ve ağır ihlaller hariç incelemeye konu rekabet sorunlarının giderilmesi için gönüllü taahhüt sunabiliyor.” dedi.
Zaman ve kaynak maliyetlerinden tasarruf sağlanıyor
Tiryaki, sunulan taahhütlerin Rekabet Kurulunca değerlendirildiğini ifade ederek, rekabet sorunlarının giderebileceğine kanaat getirilen taahhütlerin ilgili teşebbüsler ya da teşebbüs birlikleri bakımından bağlayıcı hale getirilerek soruşturma açılmamasına veya açılmış bulunan soruşturmaya son verilmesine karar verilebildiğini bildirdi.
Böylelikle, olası rekabet karşıtı zararların büyümeden önlenmesi ve rekabet ihlallerinin tespiti için gerekli olan ayrıntılı inceleme süreçlerinin kamu ve hakkında inceleme yürütülenler bakımından yol açabileceği zaman ve kaynak maliyetlerinden tasarruf edildiğini vurgulayan Tiryaki, “Uzlaşmada ise rekabet ihlallerinin ve bu ihlallere yönelik soruşturma sürecinin hızlı ve kesin bir şekilde sonlandırılması ve böylelikle bunların neden olduğu kamusal maliyetlerin azaltılması amaçlanmaktadır.” diye konuştu.
Tiryaki, Rekabet Kanunu’nun ve Rekabet Kurumunun nihai amacının mal veya hizmetlere ilişkin piyasalarda rekabeti korumak, bozulan rekabet ortamına müdahale etmek olduğunun altını çizerek, bu alanda müdahalenin genellikle teşebbüslerin ciroları üzerinden verilen bir para cezası olduğunu kaydetti.
Rekabet Kurumunun kamuya çok yansımayan ama uygulamada var olan bir başka müessesesinin “zorlayıcı tedbir almak” olduğunu anlatan Tiryaki, 24 Haziran 2020 öncesi sistemin, ceza ve zorlamaya dayalı bir yapı olduğunu ifade etti.
Taahhüt, düzeltilebilir rekabet sorunlarında devrede
Tiryaki, farklı rekabet ihlallerinin bulunduğunun altını çizerek, kartel oluşturmak gibi kesin ihlaller yanında düzeltilebilir rekabet sorunlarının da söz konusu olduğunu bildirdi.
Bazı rekabet sorunlarının düzeltilebilir, mazereti olan ihlaller olduğunu dile getiren Tiryaki, “Örneğin hakim durumdaki teşebbüs bir ürünün alımını başka bir ürünün alım şartına bağlıyor. Bu durumda tüketiciyi talep etmediği bir ürünü almaya mecbur bırakıyor. O pazardaki rakiplere karşı da haksız bir avantaj elde ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tiryaki, taahhüdün düzeltilebilir bir rekabet sorunu gündeme geldiğinde devreye girdiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Hakkında ön araştırma veya soruşturma açılan teşebbüs ortaya çıkan rekabet kaygılarının giderilmesini teminen kendisi bir çözüm önerisi getiriyor. Bu çözüm önerisi Rekabet Kurulunun onayıyla taahhüde dönüştürülüyor. Taahhütte bulunan teşebbüs hakkında soruşturma açılmayabilecek ya da yürütülen soruşturmalar sona erdirilebilecek. Rekabet Kurulunca en son karara bağlanan taahhüt olan Coca Cola dosyasında ise, teşebbüs indirim sistemini değiştirmeyi, bakkal ve marketlerdeki dolaplarının yüzde 25’ini rakiplere açmayı kabul etti. Rekabet sorunu kabul edilen hususlar kaldırıldı, daha adil bir rekabet ortamı sağlandı. Herhangi bir mahkeme süreci işlemeden, cezasız ve makul bir sonuca varıldı. Kırmadan dökmeden sorun çözüldü.”
Uzlaşma da ise düzeltilemez bir rekabet ihlalinin bulunduğunu anlatan Tiryaki, kartel oluşturma, rakipler arası müşteri paylaşımı, yeniden satış fiyatının tespit edilmesi gibi durumların ağır ve açık ihlal kabul edilen eylemler olduğunu kaydetti.
Tiryaki, böyle bir ihlal tespit ettiklerinde, Rekabet Kurulu tarafından, ihlalin varlığını ve kapsamını kabul edenlere ve verilecek cezaya razı olanlara cezada yüzde 10’dan yüzde 25’e kadar indirim yapılabildiğini söyledi.
Rekabet Kurumunun tasarruf ve iş birliğini, taahhüt ve uzlaşmada elde ettiğini belirten Tiryaki, şu değerlendirmede bulundu:
“Rekabet Kurumunca yürütülen soruşturmalarda mevzuatta belirlenmiş ve uyulması zorunlu süreler var. Teşebbüslerin kendilerini açıklama ve savunma hakları bulunmakta. Soruşturmanın açılıp, kararın verilmesine kadar 2 yıla yakın bir süre geçmekte. Taahhüt ve uzlaşma ise 1-2 ay içinde tamamlanmakta zaman, emek ve kaynak tasarrufu sağlanmakta. Eğer bir sorun varsa da hızlıca çözülmekte. Teşebbüslerin iradesi de bulunduğu için yargılama süreci de olmadığından hem kesin olarak dosya kapanmakta, hem de teşebbüsler yargılamaya ait giderlerle diğer hukuki masraflardan kaçınmaktadırlar.”
Teşebbüsler sorunlara çözüm üretiyor
Tiryaki, Rekabet Kurumunun rekabet ihlalleriyle bozulmamış bir piyasa oluşturmak istediğini anlatarak, taahhüt sistemiyle teşebbüslerin sorunlara kendilerinin çözüm önerisi getirdiklerini ve Kurum olarak ‘sen şunu yap’ diye talimat vermekten ziyade, “sen ne yapabilirsin?” anlayışına izin verildiğini söyledi.
Böyle durumlarda, teşebbüslerin önerisinin de kabul edilebilir olmasının önemine işaret eden Tiryaki, “Rekabet Kurumunca, iletilen önerilerin rekabet sorununu veya olası ihlali ortadan kaldırıp kaldırmayacağı değerlendiriliyor. Belli konular, rakiplere iletilerek onlardan da görüş talep edilebiliyor. Tüm bunlara rağmen, kabul edilmeyen taahhüt önerileri de mevcut.” dedi.
Tiryaki, her durumda “pişmanım uzlaşmak istiyorum” denmesinin mümkün olmadığının altını çizerek, soruşturmanın açılmasından soruşturma raporunun tebliğine kadar olan sürede uzlaşmanın mümkün olduğunu dile getirdi.
Taahhütte farklı bir durumun söz konusu olduğunu vurgulayan Tiryaki, şunları kaydetti:
“Taahhüt talebi ön araştırma veya soruşturma sürecinde iletilebilir. Ancak soruşturma bildiriminin tebliğinden itibaren üç ay içinde Rekabet Kurumuna iletilen talepler dikkate alınır. Rakipler arasında fiyat tespiti, bölge veya müşteri paylaşımı ya da arz miktarının kısıtlanması gibi açık ve ağır ihlallerle ilgili taahhüt kabul edilmez. 5 tane taahhüt talebi ve şimdilik bir tane uzlaşma talebi karara bağlandı ama hem taahhüt hem uzlaşma talepleri şu anda mevcut. 28 Ocak 2021’de Yemeksepeti, 11 Mart 2021’de Türk Hava Yolları-MNG Havayolları ve Taşımacılık AŞ-S Sistem Lojistik Hizmetleri AŞ-Havaş Havaalanları Yer Hizmetleri AŞ, 8 Nisan 2021’de Çiçeksepeti, 7 Temmuz 2021’de OSEM Sertifikasyon AŞ ve 2 Eylül’de Coca Cola Satış ve Dağıtım AŞ hakkında açılan soruşturmalar ilgili teşebbüslerce verilen taahhütler kapsamında sonlandırılmıştır. Türk Philips Ticaret AŞ. ve 4 bayisi hakkında yürütülen soruşturma ise uzlaşmayla sonuçlandırıldı.”