Pek çok restoran ve lokanta, hesap ücretinin yüzde 10’u civarında ek bir bedeli adisyona ekleyerek müşterilerinden talep etmeye başladı. Türkiye’de çok fazla yaygın olmayan bu uygulama, tüketicilerin tepkisini çekerken, restoran sahipleri ise yurt dışında kabul gören bu sistemin ülkede de yaygınlaşmasını istiyor.
Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, AA muhabirine, ABD başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde bu uygulamanın bulunduğunu belirterek, Türkiye’deki turist sayısının artış gösterdiğini ve turistlerin de servis ücreti olduğunu düşünerek bahşiş bırakmadığını anlattı.
Bingöl, dünyada yaygın olan bu uygulamanın artık Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladığını belirterek, “Türkiye’de eskiden bahşiş daha yaygındı. Ancak artık insanlar eskisi gibi bahşiş bırakmıyor. İşletmeler de standart yüzde 10-15 ‘servis ücreti’ yazmaya başladı, bunu da adisyona ekliyorlar. Restoranlarda servis yapılıyor, bu da onun karşılığı olan ücret. Bu çok normal ve doğal bir şey. Servis ücreti alınınca insanların bahşiş bırakmasına da gerek olmuyor. İstiyorsa yine bırakabilir.” diye konuştu.
“Uygulama diğer restoranlarda da yaygınlaşıyor”
Artık lüks restoranlar başta olmak üzere bu tür uygulamaların olduğunu, vale, kuver gibi ek ücretler talep edilebildiğini anlatan Bingöl, “Oturuyorsun sana su, peynir ve tereyağı gibi ikramlar veriyor. Bu tür uygulamalar artık ülkede standartlaşıyor. İnsanlar şu an buna alışkın değil. Oturduğun an 100 lira yazan mekanlar var, 300 lira vale parası alan yerler var. Müşteri de ona göre hareket edecek, kendi bütçesine ve damak zevkine uyan yerlere gidecek. Lüks restoranlarda başlayan bu uygulama artık orta ve alt düzeydeki restoranlarda da yaygınlaşıyor. Artan maliyetler nedeniyle bu uygulamalar artık çok normal.” değerlendirmesinde bulundu.
Bingöl, bazı işletmelerin menülerinde servis ücreti alınacağını belirttiğine, bazısının ise böyle bir uyarıyı paylaşmadığına işaret ederek, “Sen belli bir seviyede lokantaya gidiyorsan, bu bedelleri göze alacaksın.” dedi.
İşletmenin tutumuna göre bu bedelin tamamının çalışanlara bırakılabildiğini ya da işletmeyle çalışanlar arasında paylaştırılabildiğini anlatan Bingöl, “Tüketici artık buna alışmalı, gittiği mekana ‘servis ücreti ekliyor musunuz?’ diye sorabilir. Zaten dünyadaki uygulamaydı, Türkiye de buna geçmiş oldu.” ifadesini kullandı.
“Yasal düzenleme yapılmalı”
Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Levent Küçük de geçmişte Türkiye’de bazı lüks işletmelerde bahşiş dışında yüzde 10 hizmet ücreti alındığını ama o uygulamanın da yanlış olduğunu düşündüğünü belirtti. Küçük, kuver, servis ücreti ve benzeri adlarla alınan ilave ücretlerin yaygınlaştığına dikkati çekti.
Ticaret Bakanlığının Fiyat Etiketi Yönetmeliği’ne göre, işletmelerin uyguladıkları ücret ve tarife bilgisini tüketicinin göreceği şekilde bulundurmak zorunda olduğuna işaret eden Küçük, yönetmelikte “Servis ücreti veya herhangi bir isim altında başka bir ücret alınması halinde, bunun tarife ve fiyat listesinde gösterilmesi zorunludur.” ifadesinin yer aldığını aktardı.
Küçük, yeme içme hizmeti sunan işletmelerin “servis ücreti” adı altında aldıkları ücretleri, normalde perakende satış fiyatlarına yansıtmış olması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bir malın satış fiyatı enerji, su, kira, hammadde, mal, personel gibi maliyetler ile kar marjı dikkate alınarak belirlenmektedir. Bu nedenle tüketicilere, sadece bir malın ya da hizmetin perakende satış fiyatı yansıtılmalıdır. Kişiler gönüllü bahşiş bırakabilir. Ama bahşiş dışında ayrıca böyle bir hizmet ücreti alınması ve bunun dayatma şeklinde olması, tüketicilerin haberi olmadan bunun uygulanması doğru değil. Bu ücretin alınacağı görünür şekilde asılmalı ya da menüde belirtilmeli. Eğer gelen hesabı incelemezseniz, bu ücretin farkına varmadan tekrar bahşiş bırakabilirsiniz. Son günlerde şikayetlere neden olan bu konuda işletmecilerin duyarlı olması önem taşıyor. Konuya ilişkin net bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacı da bulunuyor.”