Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un bünyesindeki Akkuyu Nükleer AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinin hayata geçirilmesine odaklandıklarını belirterek, “Aynı zamanda, yeni ufuklar açan iyi bir ivme kazandık. Kurulu nükleer kapasitesini 2050’ye kadar 20 gigavata çıkarmayı öngören Türkiye’nin nükleer enerjiyi geliştirme planlarını yakından takip ediyoruz. Farklı işlevleri yerine getiren büyük ve küçük ölçekli nükleer kapasiteler birbirini tamamlıyor. Rosatom’un her iki formatta ve diğer pek çok alanda sunacak pek çok önerisi bulunuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Akkuyu Nükleer AŞ Üretim ve İnşaat Organizasyon Direktörü Denis Sezemin de dünyanın en büyük nükleer şantiyelerinden biri olan Akkuyu NGS’de ana ekipmanların çoğunun ilk güç ünitesinin reaktör bölümüne yerleştirildiğine değinerek, “Uzmanlarımız, reaktöre nükleer yakıt yüklemek ve kullanılmış nükleer yakıtı taze yakıtla değiştirmek için tasarlanmış yakıt yükleme makinesinin montajını yapıyor. Ayrıca, santralin ilk devresinde soğutma sıvısını, yani tuzdan arındırılmış suyu dolaştıracak ana sirkülasyon pompaları için elektrik motorlarının montajını da tamamlıyoruz. Genel olarak, güç ünitesinin tüm sistemleri ve bileşenleri kademeli olarak faaliyete hazır duruma getiriliyor ve bunların projede belirlenen kriterlere ve özelliklere uygunlukları kontrol ediliyor” ifadesini kullandı.
‘Benzer girişimlerin Türkiye’de de uygulanmasını bekliyoruz’
Zirve’de, düşük karbonlu üretimin geleceği ve nükleer enerjinin Türk sanayi ve iş dünyası için rekabetçi ortam sağlamadaki rolünün ele alındığı ‘Düşük Karbonlu Geçiş için Nükleer Enerji’ konulu bir oturum da düzenlendi.
Oturumda devlet kurumlarından temsilciler ve uzmanlar, enerji dönüşümünü ve nükleer enerjinin bu dönüşümdeki rolünü destekleyecek ekonomik unsurları tartıştı.
Rosatom Sürdürülebilir Kalkınma Direktörü Pauline Lyon, nükleer enerjinin tüm elektrik kaynakları arasında en düşük karbon ayak izine sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Nükleerin doğası gereği düşük karbonlu olması yeterli değil, yasalar tarafından düşük karbonlu ve yeşil olarak tanınması da önemli. Nükleer enerjinin yenilenebilir enerjiyle birlikte yeşil düzenleyici çerçeveye açıkça dahil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yaklaşımı Rusya’da halihazırda uyguluyoruz, zira yeşil projeler taksonomisinde ve bu yıl Rusya’da başlatılan ulusal yeşil sertifikalar sisteminde nükleer enerjiye de yer veriyoruz. Akkuyu NGS’nin devreye girmesinden önce benzer girişimlerin Türkiye’de de uygulanmasını bekliyoruz. Bu tür yeşil düzenlemelerle nükleer enerji endüstrisi düşük karbon potansiyelini tam olarak gerçekleştirebilir ve ulusal karbon nötr planlarının uygulanmasını destekleyebilir.
Zirve kapsamında, Rusya ve Türkiye’deki nükleer endüstrilerin kadın topluluklarının desteğiyle ‘Nükleer Endüstride Yüksek Teknoloji ve İnovasyonun Geliştirilmesinde Kadın Liderliği’ başlıklı uluslararası bir oturum da düzenlendi.
Zirvede bulunan Rosatom standında, büyük ve küçük NGS projeleri, yüzer NGS’ler, rüzgar enerjisi gibi Rus nükleer sanayi işletmelerinin modern yüksek teknoloji ürünlerine yer verildi. Lojistik ve tıp, kompozit ve diğer malzemeler de dahil olmak üzere nükleer endüstrinin enerji ve enerji dışı teknolojileri hakkında bilgi sunuldu.
Rosatom’un bünyesindeki şirket temsilcileri, Türk sanayisinin temsilcileriyle B2B oturumlarına katıldı.