İçişleri Bakanlığı açıklamasında, ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) durdurma kararına rağmen, Ruanda’ya gönderme icraatından vazgeçmeyen hükümetin bir sonraki uçuşa hazırlandığı’ vurgulanarak şöyle denildi: “Yasaların izin verdiği kadar çok sayıda kişiyi gözaltında tutacağız, ancak mahkeme, geçen salı günkü uçuşta olması gereken bir kişinin serbest bırakılmasına karar verirse, eğer uygunsa o kişiyi elektronik takibe alacağız.”
İçişleri Bakanlığı açıklamasında, ‘Ruanda’ya gönderilme kararına itiraz edenlere’ de elektronik kelepçe takılabileceğine işaret edildi.
Bakanlık, ‘çocukların ve 18 hafta ya da daha fazla hamile olanların muaf tutulacağını’ söylemekle birlikte kaç kişiye elektronik izleme cihazı takılacağını belirtmedi. ‘Cihaz takma konusunda kişinin zihinsel veya fiziksel sağlığına olası zararın ve işkence veya modern kölelik mağduru olup olmadığının dikkate alınacağı, ancak bu etkenlerin illa elektronik izlemeye başvurulmasını engellemeyeceği’ kaydedildi.
Pilot program, Britanya’ya girdikten sonra gözaltı merkezlerinden göçmenlik kefaletiyle serbest bırakılan ve hükümet tarafından sınırdışı edilmek istenen kişileri hedef alıyor. Konum izleme cihazı takılacak bu kişiler, adli kontrol için düzenli olarak göçmenlik merkezlerine veya polis karakollarına kişisel bildirimde bulunacak. Kuralları ihlal edenleri sokağa çıkma yasağı, gözaltı ve yargılanmak gibi yaptırımlar bekleyecek.
Ruanda planının İngiltere Kilisesi’nin başından Birleşmiş Milletler’e (BM) dek pek çok kesimden eleştiri toplaması gibi elektronik kelepçe programına da göçmen-sığınmacı hakları savunucuları ‘barınma arayan çaresiz insanlara suçlu muamelesi’ tepkisini gösterdi.
Britanya merkezli bir STK olan Sığınmacı Konseyi’nin Başkanı Enver Solomon, sığınmacılara elektronik takibin ‘zalim ve cezalandırıcı’ bir yaklaşım olduğunu söyleyerek “Bu hükümetin savaştan, kan dökülmesinden ve zulümden kaçan erkek, kadın ve çocuklara suçlu muamele yapma kararlılığı dehşet verici” dedi.
Londra Üniversitesi’nin kriminoloji alanında öğretim görevlisi Monish Bhatia, elektronik takibin göçmenlerde ‘kaygı, depresyon ve intihar düşüncesine’ yol açabileceği uyarısını yaptı. Cihazın ne kadar süre takılması gerektiği ve hükümetin program aracılığıyla toplayabileceği verilere dair herhangi bir gizlilik önlemi olup olmadığının belirsiz bırakıldığını belirten Bhatia, “Elektronik takip son derece müdahale ediyor ve ceza olarak deneyimleniyor” diye tweetledi.
Ruanda’ya gönderilmenin Britanya’ya gelmekten caydırmasına bel bağlayan Muhafazakar Partili Başbakan Boris Johnson ise elektronik takip için ‘sığınma başvurusunda bulunanların ülkenin herhangi bir köşesinde kaybolmamasını garanti etmek için elzem’ savunmasını yaptı.
Oysa İçişleri Bakanlığı’nın 31 Ocak 2022’de yayımlandığı Göçmen Kefaleti başlıklı 86 sayfalık kılavuz belgede, sadece ‘çok büyük zarara neden olabilecek suçlulara’ elektronik kelepçe takılacağı belirtiliyordu. Belgenin göçmenlerin GPS takibiyle ilgili uzun bölümünde bunun için öncelikli grup olarak suç işlememiş sığınmacılardan bahsetmiyordu. Elektronik kelepçenin büyük olasılıkla ‘bir kişinin suçluluk temelinde halka zarar verme riskinin yüksek olduğu ve/veya ulusal güvenliği ilgilendiren durumlarda’ kullanılacağı dile getiriliyordu. Zihinsel veya fiziksel sağlık sorunları olan ve işkence veya insan ticareti mağduru olduklarını iddia edenlere elektronik kelepçe takma kararı verilirken çok dikkatli olunması uyarısı yapılıyordu.
Britanya’da bu yılın başından beri Manş Denizi’ni tekneyle geçerek karaya çıkan 11 binden fazla kişi yakalandı. Bu sayı, geçen yıl aynı dönemde yakalananlarının 2 katı.