Lavrov, “Doğuya Giden Köprüler” belgesel filmi için verdiği röportajda Suriye, Filistin, Lübnan ve Ukrayna meselelerine dair açıklamalarda bulundu.
Suriye’deki duruma değinen Lavrov, Amerikan askeri birliklerinin burada bulunduğuna işaret ederek “Bu, Suriye’deki durumu doğrudan etkiliyor. Bu, Fırat’ın doğusunda oluşan durumun nedeni.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Tanif yerleşim biriminin civarında 55 kilometre çapında bölge oluşturduğunu anımsatan Lavrov, Amerikalıların bu bölgede terörle mücadele alanında sorunları çözmediklerini, “yarı devlet” oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
Lavrov, “Bu bölgede petrol ve doğal gaz yatakları, verimli tarım arazileri bulunuyor. Burası acımasızca sömürülüyor. Amerikalılar ve uşakları, petrol, doğal gaz ve tahılı buradan çıkarıyor ve satıyor. Bu paralar Suriye’nin bütçesine gitmiyor, ayrılıkçılığı ve yarı devletin oluşturulmasını teşvik etmek için kullanılıyor.” şeklinde konuştu.
Terör örgütü PKK/YPG’nin ilişkilerine değinen Lavrov, “Amerikalılar, kendi oyunlarında Kürtleri kullanıyor ve onlara oynuyor. Kürtler, geleceğinin birleşik Suriye’de olduğunu anlamalı. Amerikalıların onlara yardım edeceğini ummamaları, Suriye hükümetiyle anlaşmaya varmaları, ulusal azınlık olarak hakları konusunda anlaşmaları gerekiyor.” dedi.
Lavrov, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu konuda diyalog vardı ve bu diyaloğu teşvik ediyorduk. Daha sonra Amerikalılar, Kürtleri, hükümetle etkileşim kurmak yerine gerginliği artırmanın daha iyi olduğuna ikna etti. Kürt meslektaşlarımızla temaslarımızda, onlara kendi halkına, ulusal diyaloğa değil, ABD’nin vaatlerine güvenmeye karar veren Afgan yönetiminin başına gelenleri hatırlatıyoruz. Amerikalılar, bir gecede onları tek başına bıraktı. Kürt ortaklarımızın, Suriye’ye yakın olan bu ülkenin tarihi deneyimini dikkate alacaklarını, Şam ile birleşik Suriye devletinde yaşama şartları konusunda ulusal diyaloğu kurma ve anlaşma yoluna gireceklerini umuyorum.”
“Şam ile Ankara’nın ilişkilerini iyileştirmesinden yanayız”
Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve terör sorunu çözülene kadar bu topraklarda geçici olarak kalacağına vurgu yaptığına işaret eden Lavrov, “Ancak şimdilik Şam, Türkiye’nin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde çalışmaları sürdürmesi ve Suriye sınırında kendilerine sorun çıkarmaya çalışan aşırılıkçı Kürtlere karşı operasyonlar düzenlemesi nedeniyle Ankara ile ilişkileri iyileştirme konusunda oldukça temkinli davranıyor.” diye konuştu.
Geçen yıl Suriye, Türkiye, Rusya ve İran temsilcilerinin, Suriye ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine ilişkin toplantılar yaptığını dile getiren Lavrov, bu toplantılarda anlaşmaya varılamadığını aktardı.
Lavrov, “Suriye yönetimi, bu sürecin devam etmesi için Türk birliklerinin Suriye’den nihai olarak çekilmesiyle ilgili süreç konusunda net bir kararın alınması gerektiğini düşünüyor. Türkler buna hazır, ancak şu ana kadar belirli parametreler üzerinde anlaşma sağlanamadı. Burada, mültecilerin geri dönüşü, terör tehdidini ortadan kaldıracak ve Türk birliklerinin varlığına gerek bırakmayacak tedbirler söz konusu. Tüm bunlar üzerinde çalışılıyor.” ifadelerini kullandı.
Yakında benzer toplantının yapılacağı bilgisini paylaşan Lavrov, “Şam ve Ankara’daki ortaklarımızın ilişkilerini iyileştirmesinden yanayız. Üstelik Türkiye ve Suriye liderlerinin 2010-2011 yılına kadar sıcak kişisel ilişkileri vardı. Bunun da olumlu bir rol oynayacağını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hamas, Filistin halkının bir parçası”
Lübnan meselesine de değinen Lavrov, İsrail’in Lübnan’a 2006’da saldırgan eylemlerde bulunduğunu ve güç kullanarak kendi sorunlarını halletmeye çalıştığını belirtti.
Lavrov, “Bu, o zamandan beri devam ediyor. Onlarca yıldır yaşanan bu olaylar, sorunların zorla çözülemeyeceğini gösterdi. Filistin meselesi dahil bu sorunların bölgedeki halkların meşru haklarının tanınması temelinde çözülmesi gerekiyor. Şimdi de İsrail, Filistin meselesini müzakere yoluyla değil, güç kullanarak nihai çözüme ulaştırma niyetinde.” dedi.
İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’ı, Filistin’de de Hamas’ı yok etmeyi hedeflediğini vurgulayan Lavrov, şunları kaydetti:
“Bu, kesinlikle umut verici bir yaklaşım değil. Hamas, Filistin halkının bir parçası olduğu gibi Hizbullah da Lübnan halkının bir parçasıdır. İsrail’in barış içinde varlığını sürdürmesine engel olarak gördüğü sorunlar, zorlayıcı yöntemler ile çözülemez. Bu konuda anlaşarak ve Birleşmiş Milletlerin (BM) 1967 sınırlarında Filistin devletinin kurulması yönündeki kararlarını uygulamak lazım. Bu, İsrail için uzun vadeli sürdürülebilir barış ve güvenliğe giden tek yol.”
Sergey Lavrov, İsrail’in, Filistin ile ilgili BM kararlarına uymadığını belirterek “Washington’un, İsrail’in herhangi bir kararına tamamen göz yumması üzücü. ABD, BM Güvenlik Konseyinde kalıcı ateşkese yol açacak her türlü anlaşmayı engelliyor. Amerikalılar Batı Kudüs’e sürekli silah sağlıyor. Bu silahlar, Filistin halkına şiddet uygulamak için kullanılıyor.” şeklinde konuştu.
Filistin devletinin BM kararlarına rağmen kurulamadığını söyleyen Lavrov, “Bu, Batı’nın BM Şartı’na uyulması, çeşitli devletlerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiği yönündeki açıklamalarına rağmen, ikiyüzlülük ve çifte standardın uygulanmasının başka bir örneği. Eğer egemenliğe saygı duyuyorsanız, Filistin devleti BMGK’nın kararları doğrultusunda kurulmalı.” değerlendirmesini yaptı.
“İsrail, Orta Doğu’da büyük bir savaş istiyor”
Orta Doğu’da büyük bir savaşın çıkması ihtimalini değerlendiren Lavrov, şu şekilde konuştu:
“Olayların bu şekilde gelişmesini isteyen tek ülkenin İsrail olduğu görünüyor. İsrail, durumu kullanarak Hamas, Hizbullah, Suriye ve Irak’taki İran yanlısı gruplar ve İran ile ilgili tüm sorunları kesin olarak çözmeyi denemek istiyor. İran ise kesinlikle provokasyonlara kanıp büyük ölçekli çatışmanın içine çekilmek istemiyor. İran’ı kışkırtmaya çalışıyorlar.”
“Topraklarımız, Ukrayna ile pazarlık konusu olamaz”
Ukrayna ordusunun ağustos başında Rus toprağı Kursk bölgesine saldırdığını ve bölgenin bir kısmını kontrol altı aldığını dile getiren Lavrov, Ukrayna’nın bu durumu müzakerelerde kullanmak istediğine işaret ederek “Kimseyle topraklarımızı tartışmıyoruz. Topraklarımızla ilgili pazarlık yapmıyoruz.” ifadesini kullandı.