Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Suudi Arabistan’da Ukrayna krizi ile ilgili gerçekleştirilen toplantıya ilişkin, “Rusya’nın katılımı olmadan ve çıkarları dikkate alınmadan, Ukrayna kriziyle ilgili hiçbir toplantının en ufak bir katma değeri yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.
Zaharova, Suudi Arabistan’ın başkenti Cidde’de, Ukrayna kriziyle ilgili 5-6 Ağustos’ta farklı ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantı hakkında yazılı açıklama yaptı.
Ukrayna ve G7 ülkelerinin girişimiyle gerçekleştirilen müzakerelere ilişkin bilgilerin not edildiğini aktaran Zaharova, bu toplantıya, BRICS üyesi ülkeler ile Rusya’nın diğer bazı ortaklarının da katıldığını belirtti.
Mariya Zaharova, “Anlaşmalara uygun olarak, bu ülkelerin, değerlendirmelerini bizimle paylaşmalarını bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
Rusya’nın, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin “barış formülü” hakkındaki tutumunu yinelediğini vurgulayan Zaharova, bu formüldeki 10 maddenin hiçbirinin krize müzakere ve diplomatik yolla çözüm bulmayı amaçlamadığını, hepsinin Rusya için ültimatom içerdiğini dile getirdi.
Zaharova, bu temelde krize barışçıl çözüm bulmanın mümkün olmadığına işaret etti.
Küresel Güney ülkelerinin, Rusya’nın dostlarının barışı sağlamaya yönelik arabuluculuk ve insani girişimlerini çok takdir ettiğine dikkati çeken Zaharova, şunları kaydetti:
“Rusya ile müzakereleri kesintiye uğratan ve yasaklayan Kiev rejiminin aksine biz, her zaman krize yönelik diplomatik bir çözüme açık olduk ve olmaya devam ediyoruz, gerçekten ciddi önerilere cevap vermeye hazırız. Rusya’nın katılımı olmadan ve çıkarları dikkate alınmadan, Ukrayna kriziyle ilgili hiçbir toplantının en ufak bir katma değeri yoktur.”
Rusya’nın şartları
Gerçekten kapsamlı, sürdürülebilir ve adil bir çözümün, ancak “Kiev rejiminin” askeri eylemlerini ve “terör saldırılarını” durdurması, Batılı sponsorlarının Ukrayna ordusuna silah göndermeyi bırakması halinde mümkün olduğuna inandıklarına işaret eden Zaharova, şu görüşleri paylaştı:
“Tarafsızlığı, bağlantısızlığı ve nükleer olmayan statüsüyle Ukrayna’nın egemenliğinin en başındaki temelleri teyit edilmelidir. Rusya’nın yeni bölgelerinin sakinlerinin Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan kendi kaderini tayin etme hakkını kullanması sonucunda gelişen yeni bölgesel gerçekler tanınmalıdır. Ukrayna’nın silahsızlandırılması ve Nazilerden arındırılması sağlanmalıdır. Ukrayna’da Rusça konuşan vatandaşların ve ulusal azınlıkların hakları, iç mevzuat ve uluslararası hukukun gerekliliklerine uygun olarak güvence altına alınmalıdır. Bu unsurların uygulanmasının, Rusya’nın uğrunda mücadele ettiği uluslararası barış ve güvenliği tamamen karşılayacağına eminiz.”