Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’da yaşam maliyeti krizini körüklemeye devam ediyor.
Avro Bölgesi’nde savaşla ivmelenen enerji ve gıda fiyatları, enflasyonu mayısta yüzde 8,1 ile 1997 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkarırken, bu oranın Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından belirlenen hedefin 4 katından fazla olması dikkati çekti.
Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik sert ekonomik yaptırımlarına rağmen Ukrayna’da savaş devam ederken, küresel arza ilişkin endişelerin ve maliyetlerin yükselmesiyle gıda fiyatlarındaki keskin artış da sürüyor.
Avrupa ülkelerini de etkileyen savaş nedeniyle başta un ve ayçiçeği yağı olmak üzere Avrupa’da temel gıda ürünlerinde fiyat artışları ve bazı ürünlerde tedarik sıkıntısı yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, küresel gıda fiyatları, Rusya-Ukrayna savaşından bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı.
Avrupa’nın “tahıl ambarı” olarak bilinen Ukrayna’nın Rusya ile savaşta olması, buğday fiyatlarını son yılların en yüksek seviyesine çıkarırken, bu durum ekmek, makarna ve bisküvi gibi ürünlerin fiyatını artırdı.
Yaklaşık yüzde 70’i verimli topraklarla kaplı olan Ukrayna’nın 32 milyon hektarlık ekilebilir araziye sahip olduğu biliniyor. Bu oran, tüm Avrupa Birliği’ndeki (AB) ekilebilir arazinin üçte birine tekabül ediyor. Rusya ve Ukrayna, dünya buğdayının yaklaşık yüzde 14’ünü üretiyor ve bu oran, küresel buğday ihracatının neredeyse üçte birini oluşturuyor.
Ukrayna’nın Karadeniz’deki başlıca limanları Rus ablukası ile karşı karşıya bulunurken, bu durum, ülkeden daha az buğdayın ihraç edilmesine sebep olarak arzın kıtlaşmasına ve fiyatların yükselmesine neden oluyor.
Tahıl, yaşam için önemini korumaya devam ederken, Avrupalı siyasetçiler, Rusya’yı “enerji” ve “gıdayı” silah olarak kullanmakla suçluyor. AB liderleri, Ukrayna’daki savaşın Afrika ve Orta Doğu’dan Avrupa’ya büyük bir göç dalgasına neden olacak gıda kıtlığı krizini tetikleme riski taşıdığını da savunuyor.
Buğdayın fiyatı tarihi seviyelere ulaşırken, ayçiçeği yağı ve soya fasulyesinde “kıtlık riskinin” halen olduğu belirtiliyor. Gübre fiyatları da artmaya devam ediyor. Yaşanan gelişmeler diğer ülkelerin, tarım sektöründe başlıca tedarikçi ülkeler olan Rusya ve Ukrayna’ya ne kadar bağımlı olduğunu gösteriyor.
Avrupa’nın bazı ülkelerinde un ve ayçiçeği ürünlerinin yer aldığı raflar boş olmaya devam ediyor. Söz konusu ürünler bazı ülkelerde hala yüksek fiyatlarla satışa sunuluyor.
Artan enerji, gaz ve akaryakıt fiyatları nedeniyle zor durumda olan Avrupalı tüketiciler, temel gıdalardan yağ ve unda tedarik sıkıntısının yanı sıra ciddi oranda artan fiyatlarla da karşı karşıya kaldı.
Raflar hemen boşaltılıyor
Savaştan önce 1,50 avronun altında olan ayçiçeği yağının litresi, tedarik sıkıntısı ve fiyatların yükseleceği endişesiyle talebin artması sonucu 5 avronun üzerine çıktı. Söz konusu artışta; ayçiçeği yağının en çok ithal edildiği Ukrayna’dan yağın tedarik edilememesi etkili olurken, bu durum, gıda şirketlerini de patates cipsinden kurabiyelere kadar çeşitli ürünlerde palmiye yağı gibi daha az tercih edilen alternatiflere yönlendiriyor.
Son günlerde fiyatların biraz gerilmesine karşın insanların evlerinde stok yapmaya devam etmesi nedeniyle ayçiçeği yağı ve un ile doldurulan raflar hemen boşaltılıyor. Bazı marketler, bu sorunun önüne geçmek için ayçiçeği yağı ve un satışlarına kişi başı sınırlandırmasını devam ettiriyor.
Avrupa’nın önde gelen gıda perakende zincirleri diğer ürünlerde maliyet artışları nedeniyle fiyatlarını düzenli olarak yükseltirken, fiyat artışları tüketiciler için endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
FAO’ya göre, Rusya ve Ukrayna, dünya ayçiçeği yağı ihracat pazarının yüzde 52’sini oluşturuyor.
Yiyecek ve içecek fiyatlarındaki artıştan en çok kıtadaki savunmasız haneler etkileniyor. Yüksek fiyat artışları en çok et, tahıl ürünleri, süt ürünleri, meyve ve sebzede olurken, Avrupa’da gıda enflasyonunun bu yaz zirve yapması, yüksek seviyelerin 2023’e kadar devam etmesi bekleniyor.
Enerji fiyatlarındaki artış
Moskova, küresel enerji piyasalarında önemli bir oyuncu olarak kendini konumlandırıyor.
Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa’da yaşam maliyeti krizini tetiklediği ikinci büyük alan enerji olarak dikkati çekiyor.
Rusya, dünyanın en büyük üç ham petrol üreticisinden biri ve dünyanın kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin (yaklaşık 38 trilyon metreküp) yaklaşık dörtte birine ev sahipliği yapıyor.
İngiltere ve ABD, Rusya’nın savaşı finanse etme yeteneğini engellemek amacıyla Rus enerjisini ithal etmeyi durdururken, AB de bu konuda bazı girişimler başlattı.
Savaş; ticaret ve üretim kesintilerinin yanı sıra enerji fiyatlarının keskin şekilde artmasına neden oldu.
Dünya Bankası ortalama enerji fiyatlarının bu yıl yüzde 50 artacağı öngörüsünde bulunurken, bunun 1970’lerden bu yana en büyük artış olacağı belirtiliyor.
Uzmanlar, bu durumu “Yaşanmakta olan şeyi, ucuza üretme yeteneğinin ortadan kalktığı ve ekonominin gerildiği 1970’ler tarzı bir ekonomik şok.” olarak tanımlıyor.
Savaştan önce varil başına 90 dolar seviyesinde işlem gören ham petrol fiyatları, bugün 120 dolar seviyesinden alıcı buluyor.
Kovid-19 sonrası talep artışı
Salgının devam eden etkisinin yanı sıra artan gıda ve enerji fiyatları, yaşam maliyetlerindeki artışın tek nedeni değil…
Kovid-19 salgınından sonra ekonomik faaliyetlerin tekrar tam olarak başlaması Avrupa’da yaşam maliyeti krizinin ivmelenmesine katkıda bulundu.
Salgın kaynaklı kısıtlamaların martta kaldırılmasıyla talep hızla arttı. Bu durum, küresel tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturarak mal ve hizmetlerde fiyat artışlarına neden oldu.
Rusya’dan doğal gaz tedariki durursa maliyetler daha da artabilir
Avrupa’da tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösteren birçok şirket, gıda veya hayvan yemi üretebilmek için gaz arzına bağımlı olurken, Rusya’dan doğal gaz tedarikinin aniden durmasının tarım sektörüne etkisi tartışılıyor.
Avrupa’nın en büyük nüfusuna sahip Almanya’da tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (tarım ÜFE), nisanda yüzde 39,9 artarak 1961’den bu yana 2 aydır art arda en yüksek yıllık artışı kaydetti.
Rusya’dan gelen doğal gazın durması halinde daha fazla fiyat artışının yanı sıra münferit gıda maddelerinin tedarikinde de dar boğaz yaşanması bekleniyor.
Gaz arzı sorunları esas olarak sebze mahsullerini etkileyecek. Seralarda yetiştirilen ev ve balkon bitkilerinin arzının bu durumdan etkilenebileceği belirtiliyor.
Bu arada, Ukrayna’da savaşla birlikte gıda güvenliği konusundaki endişeler artarken, AB, pestisitlerin sürdürülebilir kullanımı gibi iklim politikalarını askıya almak zorunda kalıyor.