İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na (IDEF’23) katılan dünyanın önde gelen çok uluslu füze sistemleri şirketlerinden MBDA’nın başkan yardımcısı Michele Di Nunzio ve uluslararası savunma ve güvenlik alanında faaliyet yürüten önemli etkinlik organizatörü şirketlerden Fransa menşeli Coges Event’in Üst Yöneticisi (CEO) Charles Baudouin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın savunma sanayisine etkileri ile bugünün ve geleceğin savaş tarzına ilişkin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
MBDA’nın Fransa’nın Airbus, İngiltere’nin BAE Systems ve İtalya’nın Leonardo firmalarının ortaklığında faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Nunzio, “Storm Shadow”, “Meteor”, “Aquila” gibi füzeleri örnek vererek “Ana füze projesi dediğimizde, tek bir ülkenin tek başına tutarlı bir şey geliştiremeyeceği program kategorileri vardır. Bazı füzeleri tek bir ülke tek başına yapamaz. Çünkü ilgili bütçe, ilgili teknolojiler, beceriler tek bir ülkeye ait değildir.” diye konuştu.
Nunzio, hipersonik füzelere dikkati çekerek, geleceğin füze teknolojilerinin itici güce odaklandığını ve bu füzeleri itecek motorları üretmenin de kolay olmadığını söyledi.
Hipersonik füzelerle birlikte füzelerin hızındaki artışa bağlı olarak yeni malzemeler üzerine çalışma ihtiyacının da doğduğunu aktaran Nunzio, “Bir füzenin hızı arttığında malzemelerin sıcaklığı da değişir. Yani sıcaklık yüksek hız sebebiyle çok fazla ya da çok yüksek irtifa nedeniyle çok düşük olabilir.” dedi.
Nunzio, sensörler ve diğer malzemelerin yanı sıra güdüm üzerinde çalışmalar yaptıklarını ve yapay zekayı da kullandıklarını kaydederek, “Eğer çok yüksekten uçuyorsanız ve 30-40 kilometrenin üzerinde uçan bir balistik füzeyi vurmak istiyorsanız, hava o kadar sakindir ki, seyrüsefer için rüzgarı kullanamazsınız. Çok alçaktan uçan bir hipersonikte ise havanın yoğunluğu bir süre sonra füzenin yüzeyinin yanmasına neden olur. Dolayısıyla etkili olabilmek için tüm bu teknolojileri çok farklı ortamlarda yönetmeniz ve en yüksek verimliliğe ulaşmanız gerekir.” diye konuştu.
“Ukrayna’da gerçek bir savaşın ne olduğunu görüyoruz”
Füzelerin ve füze sistemlerinin bugünün ve geleceğin savaşlarındaki rolüne ilişkin, “Bu soruyu bana 24 ay önce sorsaydınız, cevabım tamamen farklı olurdu.” diyen Nunzio, sözlerine şöyle devam etti:
“Ukrayna’da olanları inceleyelim. Savaşın ilk günlerinde tanksavar füzelerinin büyük bir etkisi olduğunu gördük. Bunun nedeni Ukraynalıların hava üstünlüğünün olmaması ve çok sayıda tanksavar kullanmak zorunda kalmalarıydı.”
Ukrayna-Rusya Savaşı’nın, 24 ay önce silah stoklarını saymak için kullandıkları kriterlerin değişmesine sebep olduğunu aktaran Nunzio, “İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görmediğimiz bir savaş yaşadık. Ukrayna’da gerçek bir savaşın ne olduğunu görüyoruz. Gerçek bir savaşın, Afganistan’da olduğu gibi bir dış müdahale ya da birkaç günlük askeri operasyon olmadığını anladık. Gerçek bir savaş büyük miktarda mermi ve mühimmat kullanımını gerektiriyor.” değerlendirmesini yaptı.
Nunzio, Kovid-19 salgınıyla yavaşlayan faaliyetlerin salgının sona ermesinin ardından hızlandığını ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nın da savunma sanayisi programlarındaki ivmeyi artırdığını kaydederek “Bir program başlattığımızda, ihtiyaçların tanımlanması ve bütçe talebiyle başladığımızı düşünürseniz, bu prosedür başlangıçtan sözleşmeye kadar 3-4, hatta bazen 5 yıl gerektirir. Salgın ile yavaşlayan bu süreç, savaşla hızlandı. Fakat Ukrayna savaşı sonucu henüz savunma sanayisi bütçelerinde bir artış olmadı ama programda bir hızlanma yaşıyoruz. Fakat gelecek için bütçede bir artış bekliyoruz, devletler bu yönde kararlar alıyor.” ifadelerini kullandı.
“Şubat 2022’den önce ana eğilim pasifizmdi”
Baudouin ise geleceğin savaş tarzına ilişkin ana trendin simetri olacağını ve bu savaşların çok büyük kayıplar doğuracağını öne sürdü.
İnsansız savaş araçlarındaki artışa dikkati çeken Baudouin, “Bugün Ukrayna’da gördüğümüz şey, havada uçak var ama gökyüzünde savaşçı yok. İnsansız hava araçlarımız, füzelerimiz, füzelere karşı füzelerimiz, uzun menzilli toplarımız var. Yani aslına bakarsanız savaşın merkezinde insan yok. Uzaktan yürütülen savaşlar ana trend olacak.” diye konuştu.
Baudouin, “Avrupa’da Şubat 2022’den önce ana eğilim pasifizmdi ancak bu savaştan sonra yeni bir bozulma alanına girdik. Avrupa’daki 17 ülke, savunma bütçesini artırma kararı aldı. Şubat 2022 bir şok oldu.” dedi.
Bu çerçevede yeni bir bozulma alanına girildiğini belirten Baudouin, devletlerarası savaşın ve küreselleşmenin geri döndüğünü, ulusların kendi egemenliklerini kazanma ve sanayileşme ihtiyacının yeniden doğduğunu, toplumlar içinde şiddetin geliştiğini ve yapay zekanın bir gelişimin yanında bir zayıflama da getirdiğini aktardı.
Baudouin, Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin, “Eğer NATO’nun askeri yardımı olmasaydı Ukrayna, Rusya tarafından yenilgiye uğratılacaktı. Çok fazla kayıp verildi.” ifadelerini kullandı.
Savaş tecrübesinin orduları güçlendirdiğini belirten Baudouin, hem bu tecrübe hem de Batı ülkelerinden gelen silahlar sayesinde Ukrayna’nın artık çok güçlü bir orduya sahip olduğunu söyledi.
Baudouin, tüm ülkelerin Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan dersler çıkarması gerektiğinin altını çizdi.
IDEF’23 değerlendirmesi
Nunzio, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfınca bu yıl 16’ncısı düzenlenen IDEF’23’e ilişkin fuarda ilgilendiği ve tanışmayı beklediği birçok kişiyle tanıştığını, fuarın her geçen sene daha fazla Türk savunma sanayisi fuarı haline geldiğini ve 2024’te yapılacak “Saha Expo Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı”na da katılıp Türkiye’nin bu alandaki ilerleyişini gözlemlemek istediğini belirtti.
Baudouin de IDEF’23’ün bugüne kadarki fuarların en iyisi olduğunu aktararak “Türk sanayisinin çok güçlü bir sanayiye sahip olması, Türkiye’nin dünyada etkin olmasını sağlıyor.” ifadesini kullandı.