Stratejik Düşünce Enstitüsünün (SDE), “Soğuk Savaş Sonrası Rusya’nın Dış Politikası” isimli paneline katılan Sotniçenko, Suriye ile Libya ekseninde Rus dış politikasının öncelikleri ve Türkiye-Rusya ilişkileri konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Sotniçenko, Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından “umut dönemi” olarak nitelendirdiği 1989-1994 yılları arasında, Rusya’nın Batı sistemine entegre olmak için çaba sarf ettiğini belirterek, “Dönemin Rusya Devlet Başkanı Gorbaçov, Rusya’nın Avrupa’dan çekilmesiyle ABD’nin de bu bölgeden çekileceğini düşündü ancak böyle olmadı. Böylece bu umut dönemi sona erdi.” ifadelerini kullandı.
Batılı devletlerin Rusya’yı dışlamasının ardından 1994-2006 yılları arasındaki süreci “pragmatist dönem” olarak tanımlayan Sotriçenko, bu dönemde Rusya’nın Batı ile iş birliğini geliştirip çatışmalardan kaçınarak, kendi ulus devletini güçlendirme yoluna gittiğini dile getirdi.
Sotriçenko, Rusya’nın 2001’de ABD’nin Afganistan harekatına ulaşım ikmal konusunda destek olduğunu belirterek, “Ama ABD’nin terörizmle savaşmak üzere Afganistan’a girmesinin ardından bölgede uyuşturucu üretimi olağanüstü artış gösterdi. Bu uyuşturucu sınır yakınlığı nedeniyle Rusya ve Çin’e gitti. Bunun sonucundan kötü etkilendik.” dedi.
Batılı devletlerin o dönem Rusya’nın uluslararası ticaret sistemine entegre olmasında da güçlükler çıkardığını söyleyen Sotriçenko, bunun üzerine Rusya’nın 2006’dan itibaren liberal sisteme entegre olmaktan vazgeçerek devletin güçlenmesi sürecine girdiğini belirtti.
Sotriçenko, Rusya’nın Suriye politikasına da değinerek, ülkesinin Suriye’de yaşanan iç savaşa terör örgütü DEAŞ ile mücadele etmek üzere müdahale ettiğini kaydetti.
ABD’nin yaşadığı iç sorunlar nedeniyle Orta Doğu’dan çekilmeye başladığını öne süren Sotriçenko, “Şimdi Avrasya’da büyük bir güç vakumu var. Bu, Rusya ve Türkiye için büyük bir şanstır.” dedi.
Türkiye ile Rusya’nın terörizme karşı barış için iş birliği yapması gerektiğine vurgu yapan Sotriçenko, “Suriye ve Libya’da farklı tarafları destekliyoruz ama sınırlarının yakındaki bir savaşı ne Türkiye ne de Rusya istiyor. ABD belki isteyebilir çünkü onlar uzakta, sonuçta teröristler oraya kadar gitmeyecek.” ifadelerini kullandı.
Sotriçenko, ABD’nin Suriye’de pay sahibi olmak için YPG/PKK’ya para ve silah yardımı yaptığını söyledi.
Rusya’nın Suriye’de tek bir devlet istediğinin altını çizen Sotriçenko, “Terör örgütü YPG/PKK ile ayrılıkçı tutumları nedeniyle iyi bir diyaloğumuz yok.” dedi.
Sotriçenko, YPG/PKK’nın 2015’te Moskova’da ofis açması konusuna da değinerek, şunları kaydetti:
“2015 yılında Rus uçağı düşürülmüş, iki pilotumuz öldürülmüş, Türkiye-Rusya ilişkileri çok gerilmişti. Kimin aklına geldi bilmiyorum ama Moskova’da bazı insanlar yaptırım için Türkiye’nin düşmanlarını da destekleme kararı aldılar. YPG/PKK’nın Moskova ofisini televizyon için açtılar. Moskova’ya gittiğimde ofisi ziyaret etmek istedim ama bulamadım. Yüzde yüz söylüyorum böyle bir ofis yok. Bu tamamen siyasi bir aksiyondu.”
Rusya’nın, Suriye’de demokrasinin tesisi için çabaları desteklediğini ifade eden Sotriçenko, “Bu süreç zor bir süreç. Biz buna Astana’da başladık. İnşallah bu süreç devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Sotriçenko Türkiye ile Rusya’nın Suriye konusunda Astana sürecinde iş birliği içinde olduğunu hatırlatarak, “Astana tecrübesini inşallah başka alanlarda da kullanacağız.” dedi.
Rusya’nın Libya politikasına da değinen Sotriçenko, Moskova’nın Libya’nın bütünlüğünü savunduğunu dile getirerek, “Biz Libya’da bütün tarafları bir masaya oturtmak istiyoruz.” ifadesini kullandı.
Sotriçenko, başta enerji şirketleri olmak üzere bazı Rus şirketlerin Libya’da faaliyet göstermeye istekli olduğunu ifade ederek, “Savaş bittikten sonra orada çalışmaya başlayacağız. Bunun için bölgede ekonomik istikrar lazım.” diye konuştu.