Rusya’nın “dost olmayan ülkeler” için 1 Nisan itibarıyla yürürlüğe koyduğu doğal gazda yeni ödeme sistemine göre, başta AB olmak üzere bu ülkelerdeki gaz ithalatçılarının Gazprombank’ta döviz ve ruble cinsinde iki özel hesap açması gerekiyor. Bu hesapların açılmasının ardından, ithalatçıların doğal gaz ödemeleri dört aşamada tamamlanıyor.
Öncelikle ithalatçılar ilk transferi avro veya dolar olarak Gazprombank’ta kendi adına açılmış hesaba gönderecek. Gazprombank bu dövizi Moskova Borsası MICEX-RTS’ye ruble karşılığında satacak ve ithalatçı şirketin ruble cinsinden olan hesabına transfer edecek.
Son aşamada ise Gazprombank, şirketlerin gaz ithalatını yaptığı Gazprom’un hesabına ruble transferi yapacak. Rublenin Gazprom’un hesabına geçmesiyle doğal gaz için ödeme işlemi tamamlanmış olacak.
AB ise bu sistemi sözleşmelere aykırı ve tek taraflı olduğu için kabul etmiyor. Bu nedenle, Rus enerji şirketi Gazprom, rubleyle ödeme sistemine uymayan Bulgaristan ve Polonya’ya doğal gaz sevkiyatını 27 Nisan itibarıyla tümüyle durdurduğunu açıkladı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ruble konusundaki yönlendirmelerinin açık olduğunu belirterek, “Sözleşmede bu öngörülmemişse ruble olarak ödeme yapmak yaptırımlarımızın ihlalidir. Rusya ile sözleşmelerin yüzde 97’si avro veya dolar cinsinden ödemeyi açık biçimde şart koşuyor. Bu tür sözleşmelere sahip şirketlerin Rusya’nın taleplerine boyun eğmemesi gerekiyor, aksi halde şirketlerin yaptırımları ihlal etmiş olacaklar.” açıklamasında bulundu.
Almanya, Avusturya, Macaristan ve Slovakyalı bazı gaz ithalatçı şirketlerin bu sistemi kabul ettiğine yönelik haberler medyada yer alırken, başta Baltık ve İskandinav ülkelerinde olmak üzere birçok şirket ise yeni sistemi reddediyor.
Yeni sistemi reddeden ülkeler için gaz kesintisi riski
Oxford Enstitüsü Enerji Çalışmaları Misafir Araştırmacısı Agnieszka Ason, AA muhabirine, bu sistemin ilk etapta alıcıların rubleyle ödemeye gönüllü olmayacağı için döviz bazlı transfere izin veriyor gibi göründüğünü belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ödeme, ithalatçıların Gazprombank’taki döviz cinsinden hesabına geçer geçmez, sonraki işlemler Gazprombank tarafından yapılıyor. Bu da ithalatçıların ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesiyle ilgili maruz kalabileceği bazı riskler oluşturuyor. Aslında ithalatçıların avro veya dolar olarak yaptığı ilk transfer, doğal gazı ödemiyor. İthalatçının ödeme yükümlülüğü ancak Gazprom’un hesabına rublenin geçmesiyle yerine getirilmiş oluyor. Yani, Rusya’nın kararnamesi kapsamındaki bu karmaşık süreçte ithalatçının ödeme yükümlülüğü kendi kontrolü dışında gelişiyor ve kararname, ithalatçıları ödeme yükümlülüğünü başka birine, Gazprombank’a, devretmeye zorluyor.”
AB’de şu an bu sistemle ilgili ortak bir tavsiye kararı olmadığını aktaran Ason, “Bu da AB alıcılarının yeni ödeme mekanizmasına farklı yanıtlar vermesine alan açıyor.” dedi.
Ason, yeni ödeme sisteminin Avrupa’daki ithalatçıların birlik içinde hareket etmesi açısından bir test olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Nisanda alınan gazın ödeme tarihine kısa süre kaldı. Önümüzdeki bu kısa sürede şirketlerin yeni ödeme sistemine, yani rubleyle ödemeye, uyum sağlamasını ya da bunu reddetmesini beklemek gerek. İkinci opsiyon Rusya’nın gaz tedarikini durdurma riskini ortaya çıkarıyor. Ruble mekanizmasıyla ödemeyi kabul etmeyen tüm AB’li ithalatçılar için bu durum geçerli ve Rus gazına bağımlılığı yüksek olan ülkeler için problem daha büyük.”
“AB yeni sistemle ödemeyi kabul eden şirketlere müdahale edebilir”
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Avrupa Analisti Ana Maria Jaller-Makarewicz de AB’nin Rus gazı ithalatçılarını ruble mekanizmasıyla ödemeyi kabul etmenin yaptırımları ihlal edeceği yönünde uyardığını anımsatarak, “AB’nin bu sistemle ödemeyi kabul eden şirketlere müdahalede bulunacağını düşünüyorum.” dedi.
Bu sürecin iki taraflı yansımaları olduğunu aktaran Jaller-Makarewicz, Rusya’nın Polonya ve Bulgaristan’a gazı durdurarak ithalatçılara baskı kurmaya çalıştığını ama gaz ihracatından gelecek paraya da ihtiyacı olduğunu anlattı.
“Rusya’nın bu baskısına karşı durmanın tek yolu AB ülkelerinin birlik içinde hareket etmesi ve panik yapmaması.” ifadesini kullanan Jaller-Makarewicz, AB’nin potansiyel gaz kesintileri için hazırlık yaptığını ve daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alarak depoları doldurmaya çalıştığını söyledi.
Jaller-Makarewicz, ılıman hava şartlarının da bu çabaları desteklediğini belirterek, “Bundan sonraki süreçte AB’nin kısa ve orta vadede gaz talebini düşürmek için çözümler bulması gerekiyor. Talebin düşmesi gaz fiyatlarının da daha makul bir seviyeye gelmesini sağlar.” diye konuştu.
“Büyük müşterilerin gaz kesintisi yaşama ihtimali düşük”
E3G Kıdemli Politika Danışmanı Maria Pastukhova ise Polonya’nın yıllık yaklaşık 9 milyar metreküp ve Bulgaristan’ın 3 milyar metreküp gaz ithalatıyla Gazprom için görece “daha küçük” müşteriler olduğunu anlattı.
Bu ülkelerin Rus doğal gazına bağımlılığını yıl sonunda bitirmeyi hedeflediğini kaydeden Pastukhova, “Bu ülkeler Gazprom’un ‘ruble yoksa gaz da yok’ mekanizmasını test etmesi için kolay hedeflerdi. Almanya Rusya’dan yılda 40 milyar metreküp ithal ediyor, yani oldukça büyük bir müşteri. İtalya ile Avusturya da Gazprom’un büyük müşterileri ve Polonya ile Bulgaristan gibi gaz kesintisi yaşamaları düşük ihtimal.” diye konuştu.
Pastukhova, buna rağmen bu ülkelerin de Rusya’ya bir tedarikçi olarak güvenemeyeceklerini ve en kısa sürede Rus gazına bağımlılığı sonlandırma üzerine yoğunlaşmaları gerektiğini ifade etti.
Özellikle fiyat ve tedarik şoklarına karşı kırılgan olan ısınma ve sanayi gibi sektörlerde enerji dönüşümünü hızlandırmanın en temel adım olacağını aktaran Pastukhova, kısa süre önce yaptıkları bir analize göre Avrupa ülkelerinin Rus gazına bağımlılığının 2025’e kadar üçte iki oranında azaltabileceğini sözlerine ekledi.
Rusya’nın AB’nin gaz ithalatındaki payı yüzde 45
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, AB geçen yıl Rusya’dan 155 milyar metreküp doğal gaz ithal etti. Bu miktarın 15 milyar metreküpünü LNG ithalatı oluşturdu. Rusya’nın AB’nin toplam gaz ithalatındaki payı yüzde 45 olurken, toplam gaz tüketimindeki payı yüzde 40 olarak hesaplandı.
Rusya Avrupa’ya Baltık Denizi üzerinden Kuzey Akım 1 boru hattıyla yıllık yaklaşık 55 milyar metreküp gaz taşırken, Belarus, Polonya ve Almanya’dan geçen Yamal boru hattıyla yıllık 33 milyar metreküp gaz tedariki sağlıyor.
Ukrayna üzerinden Avrupa’ya giden Rus gazının miktarı ise yıllık 40 milyar metreküp seviyesinde.
İki hattının her birinde 15,75 milyar metreküp olmak üzere toplam 31,50 milyar metreküp gaz taşıma kapasitesine sahip bulunan TürkAkım’ın ilk hattı Türkiye’ye gaz akışı sağlarken, ikinci hat üzerinden Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) ve Gazprom’un eşit ortaklığında kurulan TürkAkım Gaz Taşıma AŞ tarafından Avrupa’ya gaz gönderiliyor.
Açılışı 8 Ocak 2020’de yapılan boru hattı üzerinden 1 Ocak 2020-31 Aralık 2021 döneminde Türkiye’ye 18 milyar metreküp, Avrupa’ya 16,8 milyar metreküp gaz akışı sağlandı.
Rusya’dan en fazla gaz ithal eden AB ülkesi Almanya
IEA verilerine göre, AB ülkeleri arasında Rusya’dan en fazla gazı yıllık yaklaşık 40 milyar metreküple Almanya ithal ediyor. Bunu 29 milyar metreküple İtalya, 15,7 milyar metreküple Hollanda ve 11,6 milyar metreküple Macaristan takip ediyor.
Rusya’nın yeni sistemle ödemeyi yapmayı reddettiği için gaz akışını durdurduğu Polonya ise yıllık yaklaşık 9,6 milyar metreküp Rus gazı alıyor.
Bruegel verilerine göre, geçen yıl Almanya’nın gaz ithalatında Rus gazının payı yüzde 53,7 olurken, Rusya’nın AB’deki diğer büyük alıcıları Avusturya’da bu oran yüzde 80,2 ve İtalya’da yüzde 33,4 oldu.
Polonya’nın gaz ithalatında Rusya’nın payı yüzde 81,3, Macaristan’da yüzde 78, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 53,5, İsviçre’de yüzde 44,4, Fransa’da yüzde 7,6 ve Hollanda’da yüzde 5,2 olarak kayıtlara geçti.
Estonya, Finlandiya, Moldova, Kuzey Makedonya ve Bulgaristan gaz ithalatının tamamını Rusya’dan karşıladı.
Rus gazına bağımlılığı bu yıl sonuna kadar üçte iki oranında azaltmayı hedefleyen AB, LNG alımını ve Norveç, Cezayir ve Azerbaycan gibi diğer kaynak ülkelerden gaz tedarikini artırmayı planlarken, enerji tasarrufu ve yenilenebilir yöntemlerle Rus gazı ithalatını önlemeyi hedefliyor.
Norveç, AB’nin gaz ithalatında yüzde 16 ile Rusya’dan sonra en büyük ikinci kaynak ülke konumunda yer alırken, Cezayir ve Katar’ın payı sırasıyla yüzde 8 ve 5 seviyesinde bulunuyor.