Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından Bakanlık’ta düzenlenen “Geleceğin Pandemileri Sempozyumu”nun açılışında yaptığı konuşmada, son 2,5 yılda yaşanan küresel gündeme bakıldığında hiç kimsenin aslında hiçbir şeye yeterince hazır olmadığının görülebildiğini söyledi.
Ağır tehdit dönemi atlatılmış olsa da küresel salgının halen sona ermediğini ifade eden Koca, tarih boyunca yaşanan salgınların hem beşeri sermayenin hem de medeniyetin birçok değerinin ortadan kalkmasını beraberinde getirdiğini ve her defasında toplumlarda farklı travmalara ve kırılmalara yol açtığını kaydetti.
Koca, son zamanlarda yaşanan kuş gribi, domuz gribi, SARS, ebola gibi hastalıkların küresel salgına dönüşmeden son bulduğunu belirterek, “İklim değişiklikleri, nüfus artışı, hayvan ve insan etkileşiminin değişen kalıpları, kentleşme, antimikrobiyal direncin artması, artan uluslararası ticaret ve seyahat gibi etkenler, yeni ve tehlikeli salgın risklerinin ortaya çıkması için fırsat oluşturmaktadır.” dedi.
“Hastalıklar karşısında hızlı önlemler alınması hususunda fikir birliği oluşmuş durumda”
Bilimsel çalışmaların her yıl yeni insan ve hayvan patojenlerinin ortaya çıktığını tespit ettiğini aktaran Koca, şöyle devam etti:
“Bunlardan herhangi biri, önümüzdeki pandeminin etkeni olabilir. Bir sonraki küresel salgının ne zaman olacağını tahmin etmek mümkün olmasa da bunun kaçınılmaz olduğunu tarih bize öğretmiştir. Gelecekte karşılaşacağımız küresel salgınların sonucu olarak oluşabilecek insani ve finansal kayıpları sınırlamak için bugünden planlama yapılması gerekliliği açıkça ortadadır. Bilim camiasının, Kovid-19 salgınına hızlı tepki verebilmesi, verilere gerçek zamanlı erişmenin kritik önemini ortaya koymuştur. Yarının hastalıklarının potansiyel olarak artmasını öngörmek, tespit etmek ve önlemek için küresel çapta düzenlemelere ihtiyacımız olduğu dünya sağlık otoriteleri ve önde gelen kuruluşları tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Bu kapsamda, ortaya çıkan hastalıklar karşısında sağlık sistemlerini, ekonomileri ve insanların geçim kaynaklarını korumak adına hızlı önlemler alınmasının gereği hususunda bir fikir birliği oluşmuş durumdadır.”
Salgın sürecinde tanı testleri, tedaviler ve aşılar konusundaki bilimsel çalışmalar ve elde edilen ilerlemenin hızının takdire şayan olduğunu belirten Koca, gelecekte tehditler ortaya çıktığında bu çalışmaları, daha hızlı ve sonuçlarını daha adil hale getirmek için daha fazlasının yapılabileceğini umduğunu söyledi.
Koca, yarının hastalıklarının potansiyel olarak artmasını hızla tahmin etme, tespit ve önleme şansına sahip olmak için sürveyans sistemlerinde küresel dönüşüme ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, küresel hastalıkların yükünü azaltmak için oluşturulacak ortak misyonda, Kovid-19 salgınıyla başarılı mücadelesi dünyada kabul gören, salgın sürecinde kendi aşısını, tanı kitini, ventilatörünü üretebilen Türkiye’nin de katkısının büyük olacağını bildirdi.
Salgının etkilemediği kesimin kalmadığını belirten Koca, sağlık çalışanları olarak bu ağır yükün merkezinde olduklarına işaret etti.
“Geçmiş salgınlardan çıkardığımız dersler…”
Sağlık sisteminin çatısını ayakta tutanlar olarak ne kadar güçlü olduklarını gösterdiklerini anlatan Koca, sağlık hizmetinde hiçbir vatandaşı ihmal etmediklerini söyledi.
Koca, “Salgın sürecinde ülkemizin kazandığı tecrübe ışığında, gelecekte ortaya çıkabilecek pandemiler için ülkemizin yol haritasının belirlenmesi, kapsamlı değerlendirmelerin yapılması, koordinasyonun sağlanması ve stratejilerin belirlenmesi amacıyla konunun tüm paydaşlarının bir araya getirilmesinin, gelecekte ülkemizin karşılaşacağı sorunlara çözüm önerilerinin oluşturulması açısından güvence teşkil edeceğini görerek çalışmalar yürütmekteyiz. Bunun yanında gelecek salgınlardan kaçınmak, olası salgınları önlemek için öncelikle geçmiş salgınlardan çıkardığımız dersleri gözden geçirmenin sağlayacağı katkıyı da göz önünde bulunduruyoruz.” diye konuştu.
TÜSEB’in çalışmalarından bahseden Koca, sempozyumda epidemiyolojiden koordinasyona, altyapı, teknoloji ve iletişim alanlarındaki çalışma ve gelişmelerden teşhis, tedavi ve aşı çalışmalarındaki dönüşümler ve yeni klinik araştırma stratejilerine, potansiyel patojenler ve risklerin ortaya konulmasından gelecek salgınların önlenmesi için yürütülebilecek çalışmalara kadar geniş çerçevede olası salgınların tüm yönleriyle ele alınacağını bildirdi.
Koca, şunları kaydetti:
“Tüm ülkeler için bu alandaki en önemli görev, salgınların erken tespit edilmesi ve bunlara müdahale etme kapasitelerini güçlendirmektir. Bunun en temel gücü ise dijitalleşmedir. Küresel ölçekte örnek bir ülke konumundayız. Elimizdeki imkan başka hemen hemen hiçbir ülkede bulunmayan bir altyapıdır. Sağlık sistemimizin dijital altyapısı ile gurur duyuyoruz. Bu altyapıyı en etkin şekilde kullanmak için ise iyi bir plana ihtiyaç var. Bu anlamda bu sempozyum ile ülkemizin ve insanlığın ortak geleceğine katkı sunacak bir eylem planı oluşturulmasına ve bugüne kadar başarı ile yürütülen salgınla mücadelemizin olası salgınlarda daha da hazırlıklı ve etkin bir şekilde yürütülmesine katkı sağlanacağına yürekten inanıyorum.”
“Yeni pandemilerin görülme olasılığı çok yüksek olarak değerlendirilmekte”
TÜSEB Başkanı Erhan Akdoğan ise Kovid-19 salgınının ilanıyla tüm dünyanın yeni bir döneme girdiğini ve bu sürecin tesirlerinin sosyal, ekonomik ve politik anlamda devam etiğini söyledi.
Türkiye’nin tıbbi cihaz altyapısı ve aşı çalışmalarıyla salgın sürecinde etkin mücadele ortaya koyduğuna işaret eden Akdoğan, bu mücadelenin en önemli unsurlarından birinin de dijital sağlık altyapısı olduğunu ifade etti.
İklim ve çevre değişiklikleri, şehirleşme ve artan uluslararası dolaşım gibi etmenlerin, yeni ve tehlikeli salgın riskleri arz ettiğine dikkati çeken Akdoğan, “Gözüken o ki bilim otoriteleri tarafından gelecekte de yeni pandemilerin görülme olasılığı çok yüksek olarak değerlendirilmektedir.” dedi.
“Bugün bir pandemi olsa uçtan uca ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz”
TÜSEB’in çalışmalarına değinen Akdoğan, şunları söyledi:
“Biz neredeyse kaçınılmaz hale gelen ve ne zaman olacağını da kestiremediğimiz bu pandemiye karşı hazırlıklı mıyız? Bu sorunun cevabını vermek için çok ciddi tecrübeleri geçtiğimiz dönemde edindik. Dolayısıyla halihazırda TÜSEB olarak enstitü yapılarımızla, teknoloji transferi ofisimizle, araştırma merkezlerimizle, tüm üniversitelerimiz ve paydaşlarımızla beraber çalışmalarımızı hızla devam ettirmekteyiz. Ama demin de söylemiş olduğum gibi çok ciddi bir tecrübeyi biz burada edindik ve eğer bugün bir pandemi olsa gerek tanı kiti, gerek aşı ve gerek cihaz noktasında uçtan uca ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz.”
Akdoğan, sempozyumda, bir salgında karşılaşabilecek tüm unsurları değerlendireceklerini belirterek, sempozyumda elde edilen sonuçları kamuoyuna raporla duyuracaklarını söyledi.
Konuşmaların ardından bilim insanları ve alanında uzmanların konuşacağı sempozyuma geçildi.