13 Kasım’a kadar hibrit olarak gerçekleştirilecek ve 15 Kasım’da sanal fuara dönüşecek SAHA EXPO kapsamında, sektörün nabzını tutan çeşitli paneller de düzenleniyor.
Fuar kapsımda, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi’nin moderatörlüğünde “Savunma Sanayisinde Küresel Etkinlik ve Teknolojik Derinlik Yol Haritası” başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
“Ciromuzdan Ar-Ge payını 2023’lere kadar yüzde 30 olarak belirledik”
HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, panelde yaptığını konuşmada, bilişim ve yazılım yoğunluklu sektörde önemli bir oyuncu olduklarını ve Ar-Ge ve teknoloji yoğunluklu çalışmalarda daha fazla insan kaynağı istihdam ederek işleri gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Yurt içi ve yurt dışı bütün teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve yeni teknolojilere ayak uydurarak, teknolojik birikimlerini artırmayı sağladıklarını aktaran Nacar, “Bu anlamda Ar-Ge yatırımları gerçekleştiriyoruz. Ar-Ge faaliyetlerimize 2008 yılında Ankara’daki Ar-Ge merkeziyle başladık. Daha sonra 2010 yılında İstanbul, 2017’de ODTÜ Teknokent, 2019’da ODTÜ Ar-GE merkezi ve. 2021 yılında Bilişim Vadisi Ar-Ge merkeziyle toplam 5 Ar-Ge merkezi bünyemizde faaliyet gösteriyor.” dedi.
Bu merkezlerde 1.500’e yakın personelle faaliyet gösterdiklerini ve yaklaşık 91 Ar-Ge projesi yürüttüklerini belirten Nacar, başarılı Ar-Gr ve inovasyon çalışmalarının sonucunda da HAVELSAN’ın kurumsal Ar-Ge değerleri yükseldiğini belirterek, şunları aktardı:
“2020 sonunda ciromuzun yüzde 7’sini Ar-Ge projelerine ayırmış bulunuyoruz. Pandemi döneminde bizim Ar-Ge gücümüz artarak devam etti. ‘Ar-Ge 2050’ değerlendirmesi kapsamında dört basamak birden yükselerek beşinci sıraya, 434 milyon TL’lik bir Ar-Ge yatırımıyla yerleşmiş olduk. Bu yıl da 2021 sonunda bu rakamın 500 yüz milyon TL’yi geçeceğini belirtmek isterim. Yine Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla TİM’in her yıl düzenlediği Inovalig kapsamında da 2018 ve 2019 yıllarında inovasyon kaynakları konusunda Türkiye birincisi olmuş durumdayız. Burada da Ar-Ge kaynaklarımızın ne kadar verimli kullanıldığını görebiliriz. 10 yıl önce yaklaşık yüzde 3 olan Ar-Ge bütçemizi yüzde 7 ulaştırdık. Ve 2023’lere kadar da yüzde 30 olarak belirledik.”
“Personelimizi tutmak için çeşitli politikalar geliştirmek zorundayız”
Dünyaya bakıldığında Samsung, Google, Apple, Tesla gibi firmaların Ar-Ge harcamalarının 10 milyar dolardan fazla olduğuna dikkati çeken Nacar, dolayısıyla kendileri için de mevcut Ar-Ge yatırım rakamların yeterli olmadığının farkında olduklarını dile getirdi.
Savunma sanayisindeki insan kaynağının korunması noktasında daha fazla teşvike ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Nacar, “Şu anda bütün firmaların sorunu olduğu için buradan da dillendirmek istiyorum. Özellikle yurt dışına uzaktan çalışan, home ofis çalışan, bizzat fiziksel olarak da yurt dışına giden, oradaki imkanlardan yararlanmak isteyen birçok personelimizi tutmak için çeşitli politikalar geliştirmek zorundayız. Bunun altını çizmek istiyorum. Özellikle maaş ve diğer insan kaynağıyla ilgili gibi iyileştirme politikaları burada önemli oluyor. Savunma sektörünün gerçekten bu anlamda daha fazla teşvik edilmesi, desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Savunma sanayisine ciddi yatırımlar yapıldı”
ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci ise geçmişten bugüne kadar savunma sanayisine ciddi yatırımlar yapıldığını ancak özellikle son on yıldır savunma sanayisinin en başta ismi konulmamış bir yaptırım altında gayret göstererek ürünler çıkarmaya çalıştığını söyledi.
İkinci, “Son senelerde de hepimiz farkındayız ki artık Türk savunma sanayisi özellikle Avrupa ve Batı kökenli alt bileşenleri almakta çok güçlük çekiyor, neredeyse imkansız. ROKETSAN’a baktığımızda aslında yurt dışından artık çok temel bile alamayacağımız bir duruma geldik. Bu bizi durdurdu mu? Durdurmadı. Neden durdurmadı? Aslında yapmış olduğumuz yatırımlar, millileşmeye yapmış olduğumuz yatırımlar, buradaki değerli küçük ölçekli firmalarımız, ortaklarımız, bizimle beraber bu konuya gönül vermiş olan firmalarımız sayesinde aslında ROKETSAN ve savunma sanayimizdeki birçok büyük firmamız herhangi bir şekilde zafiyete uğramadan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere dünyada dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını başarıyla karşılamaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“ROKETSAN aslında ülkemizin en büyük teknoloji firmalarından bir tanesi”
Bundan sonraki süreçte de Ar-Ge’ye yatırım yapmanın artık bir lüks olmaktan ziyade mecburiyet halini aldığına dikkati çeken İkinci, diğer sanayilerin de Türkiye’nin refah seviyesini artırma konusunda en büyük çıkar yolunun Ar-Ge olduğunu dile getirdi.
Gelinen nokta itibarıyla ROKETSAN’ın iki Ar-Ge kaynağı kullandığını bildiren İkinci, “Birisi kendi öz kaynaklarımızla yapmış olduğumuz Ar-Ge’lerimiz ve bir de devletimizin TÜBİTAK aracılığıyla, Savunma Sanayi Başkanlığı, Sanayi Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı aracılığıyla vermiş olduğu Ar-Ge destekleridir.” dedi.
Murat İkinci, ROKETSAN’ın Türkiye’nin en büyük üç Ar-Ge kuruluşundan biri olduğuna dikkati çekerek, “Aslında ‘ROKETSAN nedir?’ diye sorduğumuzda herkesin de aklına gelen ilk tanım, Türkiye’nin roket ve füze üreten firması cevabını herkesten herhalde ortak bir şekilde alırız. Ama bu açıdan baktığımızda ROKETSAN aslında ülkemizin en büyük teknoloji firmalarından bir tanesi. Biz bir teknoloji firmasıyız. Teknoloji geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz bu teknolojiyle Ar-Ge ile beraber ürünlere yansıtıyoruz ve sahaya sunuyoruz.” diye konuştu.
“Aslında bizler iyi bir noktadayız”
Şirketteki çalışan sayısına ve Ar-Ge yatırımlarına ilişkin detayları paylaşan İkinci, şöyle devam etti:
“Bizim şu andaki personel sayımız 3 bin 600’ün üzerinde. 1.500’ün üzerindeki çalışanımız direk Ar-Ge projelerinde görev yapıyor. Ve bu Ar-Ge projelerinde ürüne yönelik olarak çalışmalarına devam ediyor. ROKETSAN’ın şu anda kendi öz kaynaklarından ayırmış olduğu pay yüzde 6 seviyesinde. Yani ciromuzun yüzde 6’sını kendi öz kaynaklarımızdan Ar-Ge faaliyetlerine aktarıyoruz. Aynı zamanda genel olarak baktığımızda ciromuzun yüzde 26’sı şu an itibarıyla… Bunun yüzde 30’a yaklaşmasını bekliyoruz sene sonuna doğru inşallah. Dünyanın en büyük on savunma şirketine baktığımızda bu rakamın yüzde 30’la yüzde 55 arasında değiştiğini görüyoruz. Özellikle füze ve roket teknolojileri, uzay teknolojileri tarafına baktığımızda bu yüzde 50 civarına yaklaşıyor. Bu da şu anlama geliyor; aslında bizler şu an itibarıyla iyi bir noktadayız.”
Ancak daha gidilecek mesafe olduğunu ve Ar-Ge’nin ciroya olan oranının çok da aydınlatıcı bir bilgi olmadığını belirten İkinci, şunları aktardı:
“Çünkü bizim kendi ciromuza baktığımızda dünyanın en büyük on savunma şirketiyle karşılaştırdığımızda ciro olarak onlarla karşılaşacak durumda olmadığımızı görüyoruz. Yani çok daha kat edecek bir mesafemiz var. Oransal olarak benzer bir rakamı yakalamamıza rağmen Ar-Ge’ye aktardığımız kaynağa toplam büyüklük olarak baktığımızda arttırabilmek için her şeyden önce ciromuzu artırmamız lazım. Bu konudaki en büyük hedefimiz de aslında ihracatla dünyanın en büyük on savunma şirketine ulaşabilecek ciroyu yakaladığımızda istediğimiz Ar-Ge seviyesindeki kaynağa da ulaşabiliriz diye düşünüyoruz. En büyük gayretimiz de bu.”
“Mükerrer Ar-Ge çalışmalarını çok geç görüyoruz”
Murat İkinci, sektör içerisinde Savunma Sanayi Başkanlığı ve devletin yapılan Ar-Ge kaynaklarını konsolide bir şekilde yönlendirmesine rağmen bazı Ar-Ge faaliyetlerinin mükerrer yapıldığını dile getirdi.
Bu durumun kaynağın etkin kullanmasının önünde bir engel olduğunu vurgulayan İkinci, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çünkü bakıyoruz biz bir çalışma yapıyoruz veya bir ortağımızla beraber bir çalışma yaptığımızda benzer bir çalışmanın başka bir kurum tarafından yapıldığını çok geç vakitte görebiliyoruz. Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak çok büyük bir kaynak değil. Ülkemiz açısından baktığımız büyük bir kaynak ama uluslararası anlamda baktığımızda ülkemizin Ar-Ge kaynağına ayırmış olduğu pay kısıtlı bunu etkin ve verimli bir şekilde kullanmak bizim sonuç almamız açısından çok önemli. Onun için bu konudaki koordinasyonun, özellikle mükerrer olan çalışmaların engellenmesi amacıyla biraz daha artırılmasının, firmalarımız arasında da Ar-Ge koordinasyonu konusunda, iş birliktelikleri konusundaki koordinasyonun biraz daha üst seviyeye çıkartılmasını ben gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum.”