Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, denizlere terk edilen ağların oluşturduğu “Hayalet Avcılık” adı verilen kirliliğe dikkati çekmek için dalış yaparak denizden ağ topladı.
Sarıyer Belediyesi ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) denizlere kontrolsüz şekilde bırakılan ağların oluşturduğu “Hayalet Avcılığa” dikkati çekmek amacıyla etkinlik düzenledi.
Sarıyer Kireçburnu’nda bir teknede düzenlenen etkinliğe KEİ Genel Sekreteri Michael B. Christides, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen katıldı.
Etkinlikte konuşan KEİ Genel Sekreteri Christides, amaçlarının Karadeniz’e kıyısı olan tük ülke halklarının bilinçlenmesi olduğunu belirtti.
Christides, son günlerde denizlerin kirliliğini gazetelerden okuduklarını, bu sebeple KEİ olarak çevre kirliliğine dikkati çekmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak için bir araya geldiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bundan 2 yıl önce Portekiz’de gerçekleştirilen bir toplantıda denizden çıkan atıkların geri dönüştürülebileceğini gördük ve deneyimledik. Bu örnek projeyi Sarıyer Belediye Başkanımızın desteğini alarak gerçekleştiriyoruz. Biliyoruz ki yılda 650 bin ton atık denize atılmaktadır. Maalesef bu atık deniz ağları, tüm canlıların ölümüne ve küçük balıkların gelişiminin engellenmesine sebep olmaktadır. Bilhassa Avrupa Birliği ve ABD Başkonsolosluğu’nun desteğiyle bu projeyi gerçekleştirerek Karadeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerde deniz kirliliğinden korunmak için farkındalık yaratmak amacıyla bu projemizi başlattık. Bu vesileyle de Türkiye’deki yerel plastik üreticisi firmaların geri dönüşüm konusunda bize destek sağlamasını isteriz. Şahika Ercümen de denizin dibindeki kirliliğe dikkat çekmek için bizimle. Kaynaklarından ve güzelliğinden hep birlikte yararlandığımız Karadeniz’i korumak için artık kaybedecek vaktimiz yok. Çevremizi ve Karadeniz’imizi korumamız gerekmektedir.”
Projeye destek veren ABD İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell de projenin sadece Sarıyer’de değil, tüm Karadeniz’de çok faydalı olacağına vurgu yaparak, “Gerek çalışanlarımız gerekse ailelerimizle Sarıyer kıyılarından, restoranlardan, güzelliklerden faydalanmaktayız. Ancak Karadeniz’deki kirliliğin, yapılan hataların milyonlarca dolarlık zarara yol açtığının farkındayız. Her yıl yaklaşık olarak 8 milyon metreküp plastik atık denizlere atılmaktadır. Bu da her dakika bir tır dolusu çöpün denizlere atılması anlamına gelmektedir. Maalesef denize girdiğinde artık plastikler tam anlamıyla dönüşememekte ve deniz canlılarına büyük zarar vermektedir. ABD olarak çevre kirliliği ve deniz kirliliğini önleme amacıyla bir bilinçlendirme hedefimiz vardır ve bu konuda tüm ülkeleri desteklemekteyiz.” şeklinde konuştu.
“Müsilajın etkenlerinden bir tanesi de kirletici unsurların denizlerimize kontrolsüz bırakılmasıdır”
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de KEİ ile düzenledikleri projeyle hayalet avcılık ile deniz çöplerinin etkileri konusunda farkındalık oluşturmak ve biyolojik çeşitliliğin devamlılığına katkı sağlamayı amaçladıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
“Okyanus ve denizlerde yaklaşık 100 ila 150 milyon ton plastik çöpün yüzdüğü tahmin ediliyor. Son zamanlarda kamuoyunda bol miktarda görmüş olduğumuz Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun etkenlerinden bir tanesi de kirletici unsurların denizlerimize kontrolsüz bir şekilde bırakılmasıdır. İştirakçisi olduğumuz bu projenin sonucunda Karadeniz’de ekosistem tahribatını önlemeye ve bir nebzede olsa müsilaj gibi oluşumların önüne geçmeye katkı sağlamayı hedefliyoruz.”
Konuşmaların ardından Şahika Ercümen, sembolik bir dalış yaparak, denizden ağ topladı. Ercümen, denizden toplanan ağa takılan canlıları kurtararak denize bıraktı.
Dalış sonrası açıklamalarda bulunan Ercümen de deniz temizliğiyle ilgili tüm projelere özel bir önem verdiğini dile getirerek, deniz altında ağlara veya plastik atıklara dolanmış canlılarla karşılaştığını söyledi.
Ercümen, “Keza bugünkü dalışta bile seramonik bir dalış yapmamıza rağmen ağlara takılan canlılar, yengeçler bile gözlemleyebildik. Bu tarz projeler benim için çok önemli. Çünkü su benim evim gibi. Bu değişimi yıllardır çok net gözlemleyebiliyorum. Suyun altından gelen sessiz çığlıkları her seferinde duyuyorum. Nefesim yettiği kadar da bu projelere yer alamaya devam edeceğim. Hem BM Sudaki Yaşam Savunucusu hem de Sıfır Atık Projesi Mavi Elçisi olarak.” diye konuştu.
Bunun sadece Türkiye’nin değil, küresel bir sorun olduğunu aktaran Ercümen, şöyle devam etti:
“Umarım dünyayı artık çok kırmızı çizgilerle kirlenmenin önüne geçmemiz gerekiyor. Çünkü o biz bu hale getirdik. Nefes alamayacak duruma geleceğiz yakında. Bu ağlara balıklar takılıyor maalesef diğer deniz canlıları da takılmış olabiliyor. Defalarca suyun altında karetta karettalarla, yunuslarla pek çok tehlike altında olan canlılarla karşılaştım. Bunlar maalesef bizim eserimiz. Bu nedenle ben de nefesim yettiği sürece bu çalışmalara destek vereceğim. Umarım denizlerimizi kurtarabiliriz.”
Etkinlik, hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.