Çin’de başlayıp dünyaya yayılan Kovid-19, bütün ülkeleri önlem almaya yöneltti. “Pandemi” ilan edilmesiyle bu hastalıktan korunmanın en baş aktörlerinden biri de maske oldu. Durum böyle olunca salgının başlangıcında birçok ülke maske tedariki konusunda sıkıntı yaşadı.
Maske üretiminde dünyanın en büyüğü olan Çin’in salgınla boğuşması, “salgından korunmak için yapılması gerekenler” listesinde ilk sırada yer alan maskeye ulaşmayı zorlaştırdı.
Öyle ki bazı ülkelerinin, diğer ülkelere giden maskelere el koyduğu yönündeki haberler medyaya yansıdı. Salgınla beraber maske de küresel bir sorun haline geldi.
Türkiye’de de artan talebi karşılamak için bazı adımlar atıldı. Özel sektörden meslek liselerine, kamu kurumlarından halk eğitim kurslarına kadar bir çok alanda maske üretimi için kollar sıvandı.
Üretim anlamında en büyük destek ise hazır giyim sektöründen geldi. Önceden gelinlik, pantolon, gömlek üreten bazı hazır giyimciler, tezgahlarını maskeye çevirdi. Tekstil alanında faaliyet gösteren sanayi sitelerinde günde milyonu aşan maske üretimi gerçekleşti.
Krizi fırsata çeviren hazır giyim ihracatçısı, diğer ürünlerinde düşüş yaşarken maske ve koruyucu kıyafet ihracatında ise rekor kırdı. Türkiye geneli medikal teknik tekstil ihracatı önceki yıllara göre yüzde 2 bin 204 artarak 1,4 milyar dolara kadar çıktı.
Ancak aşılanma ve normalleşme adımlarıyla maske kullanımı da hızlı bir düşüş yaşadı. Her ne kadar uzmanlar “aşı olsanız da maskeden vazgeçmeyin” uyarısı yapsa da kullanımdaki düşüş hem üretim hem de ihracatta hissedildi.
AA muhabirinin Ege İhracatçı Birliklerinden derlediği verilere göre 2020’nin ocak-eylül döneminde 987 milyon dolar olan aralarında maske, önlük ve koruyucu kıyafetin de bulunduğu medikal tekstil ihracatı, bu yılın aynı döneminde 385 milyon dolar olarak gerçekleşti.
“Aynı maskeyi cebimizde günlerce taşıyoruz”
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, AA muhabirine, geçen yıl sektörün düşen ihracatta yaralarını medikal tekstille sardığını söyledi.
Son aylarda da maske kullanımının düşmesinin rakamlara yansıdığını aktaran Sertbaş, şunları kaydetti:
“Maskede talep düşüp, hazır giyim alanında da artınca tezgahlarını maskeye çeviren üreticimiz şimdi yeniden eski ürünlerine dönmeye başladı. Artık maske eskisi gibi çok kullanılmıyor. Geçenlerde bir fuar için gittiğimiz Fransa’da da sokaklarda maske kullanımının çok az olduğunu gördük. Neredeyse formaliteden maske takıyoruz. Aynı şey Türkiye için de geçerli. Salgının ilk günlerinde her mekan için ayrı maske kullanırken, sokakta bile çıkarmazken şimdi cebimizde bir maske ile günlerce dolaşıyoruz.”
Maske ihracatının 2019 seviyelerinden yüksek olduğunu artık buradan geriye düşüş olmayacağını ifade eden Sertbaş, “İhracatçımız maskenin açığını diğer ürünlerle kapattı. Medikal tekstildeki düşüş rakamlarımızı aşağı çekmedi. Yine de medikal tekstil ihracatı 2020 seviyelerine ulaşmasa da 2019 seviyelerine de düşmeyecek.” diye konuştu.
“Tüm dünyaya maske gönderdik”
İzmir’de yaklaşık 17 yıldır maske üretimi yapan firmanın ortağı Fatih Arpacı da Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 2020 Mart’tan itibaren aylarca telefonlarının hiç susmadığını söyledi.
Türkiye’nin maske ihtiyacının salgın öncesinde aylık 5 milyon olduğunu belirten Arpacı, “Bir anda maske üretimimiz 500 milyon adete çıktı. Bir anda herkes üretime girmeye başladı. Dünyada kriz varken Türkiye bir anda maske cenneti oldu. Tüm dünyaya maske gönderdik.” ifadelerini kullandı.