İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Faruk Başer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde edinilen yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle birçok sistemi etkileyen, karaciğerde yağlanma yapan ve insülin direnci geliştiren metabolik sendromun çocuklarda görülmeye başlandığını belirtti.
Doç. Dr. Başer, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, salgında vaktinin büyük çoğunluğu evde geçen çocukların hem hareketliliklerinin azaldığını hem de beslenme düzenlerinin değiştiğini anlattı.
Beslenme alışkanlıklarının iki yönlü değişime uğradığına işaret eden Başer, bir tarafta beslenmeleri zayıf olan fakat Kovid-19 nedeniyle doktora gitmekten korkan, bu nedenle beslenme bozuklukları daha da derinleşen çocuklar bulunduğunu, diğer taraftaysa devamlı evde kaldığı için gıdayla teması artan çocuklar olduğunu ifade etti.
Çocukların, derslerinin ardından mutfakta, masa üzerinde gördükleri gıdaları atıştırma alışkanlığı edinmeleriyle gıdayla temaslarının arttığını ve bir miktar öğün düzensizliklerinin başladığını dile getiren Başer, bunun sonucunda hem kilo artışı yaşandığını hem de birçok sistemi etkileyen, karaciğerde yağlanma yapan ve insülin direnci geliştiren metabolik sendromun ortaya çıktığını kaydetti.
“Karaciğer yağlanmasıyla seyreden metabolik sendrom bizler için çok önemli. Çünkü yakın zamanda erişkin yaş grubunda bu hastalıkları görüyorduk.” diyen Başer, şöyle devam etti:
“Bunun tek sebebi beslenme de değil. Çocuklarımızın bilgisayar başında oturması ve hareketsizliği özellikle karın etrafındaki çap ve yağlanma artışına neden oldu. Ayrıca, tüketilen gıdaların karbonhidrat içeriğinin fazla, glisemik indekslerinin yüksek olması nedeniyle fazla olan yağ cilt altında, karaciğerde ve çeşitli organlarda depolanmaya yol açıyor. İkinci aşamada da karaciğer fonksiyon bozuklukları da ortaya çıkabiliyor. Bu tabii bizi oldukça korkutuyor. Tedavi yaklaşımlarımızda da çocuğumuzun beslenme düzenini ve mümkün olduğu kadar hareket yapmalarını sağlamak yer alıyor.”
Obez çocukların büyük bölümünde karaciğer yağlanması var
Doç. Dr. Başer, metabolik sendromla ortaya çıkabilen karaciğer yağlanmasının da bilinmeyen nedenlerden dolayı karaciğeri bozan iltihabi bir duruma ve sonu siroza varan bozukluklara neden olabildiğini aktardı.
Amerika’da son yıllarda adolesan dönemindeki (10-18 yaş aralığı) bireylerde obezite oranının yüzde 20’lere ulaştığını, Türkiye’de de bu oranın yüzde 10-12’ler düzeyinde olduğunu belirten Başer, bunun obez çocukların büyük bölümünde karaciğer yağlanması olduğu anlamına geldiğini ifade etti.
Bu rahatsızlıklarda tek suçlunun salgın dönemi olmadığını anlatan Başer, gıda içeriklerinin son yıllarda zaten bozulduğunu, beraberinde çok fazla gıda teması olmasının ve hareketsizliğin artmasının da bu sorunları daha fazla öne çıkardığını dile getirdi.
Son yıllarda kendilerine başvuran hastalarda karaciğer yağlanmasına sıkça rastladıklarına değinen Başer, “Türkiye bazlı bir çalışmamız yok ama bölgesel bazlı çalışmalarda, özellikle adolesan yaş grubunda yüzde 6-8-10’lara kadar çıktığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda çok daha düşüktü.” dedi.
Birçok nedeni bulunan karaciğer yağlanmasının düzensiz beslenme ve kilo artışından kaynaklanması halinde, ailelere çocuklarının beslenme düzenlerini sağlamalarını önerdiklerini söyleyen Başer, öğünlerdeki dağılımın nasıl olması gerektiğine ilişkin şu tavsiyeleri sıraladı:
“Kahvaltı bizim için altın değerinde. Çocuklarımız maalesef Kovid-19 döneminde geç yatmaya ve kalkmaya başladılar. Geç kalktıklarında kahvaltı ıskalanıyor. Bunu istemiyoruz. Türk usulü dediğimiz; peynir, zeytin, mevsimine göre sebzeler, belki ceviz ve fındığın olduğu bir kahvaltı mutlaka yapılmalı. Öğle ve akşam yemeklerinin atlanmaması da çok önemli. Sebze ve et yemekleri ile gerekli kadar tahılın iki öğünden birinde yer alması lazım. Ara öğünlerden sağlıksız, ‘abur cubur’ diye tarif ettiğimiz kısmı çıkartmalarını öneriyoruz. Kuru incir, kuru kayısı ve kuru erik, badem ile ceviz gibi birçok sağlıklı atıştırmalıklarımız var. Annelerimizin evde bunları kullanarak oluşturacakları atıştırmalıklar beslenmeyi düzene sokacaktır.”
Doç. Dr. Ömer Faruk Başer, beslenmenin yanında hareket etmenin de mühim olduğunun altını çizerek, park ya da bahçede haftanın en az 3 ila 4 günü birer saat hareket yapılmasını, egzersiz için salgın nedeniyle özellikle sakin saatlerin tercih edilmesini önerdi.
Ebeveynlere çocuklarının evde temas ettikleri gıda maddelerine dikkat etmeleri uyarısında bulunan Başer, onlara sunacakları gıdalarda sağlıklı tarafta kalmalarını tavsiye etti.