Ağır hastalığı ve ölümü büyük ölçüde azalttığı ortaya koyulan Kovid-19 ilaçlarının, salgınla mücadelenin güçlendirilmesi için dünyaya eşit miktarda dağıtılması ve fiyatlarının uygun tutulması gerekiyor.
ABD’li ilaç şirketleri Pfizer ve Merck tarafından geliştirilen Kovid-19 ilaçlarının etkinliklerine ilişkin yapılan faz çalışmalarında olumlu veriler ortaya koyuldu.
Merck tarafından üretilen “Molnupiravir” adlı ilacın kullanımına onay veren ilk ülke İngiltere oldu. Pfizer’ın Kovid-19 ilacının da ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay alınmasının ardından birkaç ay içinde piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bu ilacın Faz 3 çalışması, Türkiye’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde de yürütülüyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, yeni geliştirilen Kovid-19 ilaçlarının hastalığı önleme ve salgının seyrindeki etkisine ilişkin AA muhabirine açıklama yaptı.
Enfeksiyon hastalıklarıyla mücadeledeki üç temel unsurun korunma tedbirleri, aşı ve ilaç tedavisi olduğuna dikkati çeken Balık, bu şekilde hem hastalığın yayılması hem de hastalananların vefatının önlenebileceğini belirtti.
İsmail Balık, ABD’li firmaların ürettiği iki ilacın, Kovid-19’un çoğalmasını, hastaneye yatış ve ölümleri büyük ölçüde önlediğinin faz çalışmaları sonucu ortaya koyulduğunu vurguladı.
“Hastaneye yatışı ve ölümü engelliyor”
Balık, Pfizer tarafından üretilen ilacın faz 3 çalışmasının ön raporlarının açıklandığına işaret ederek, “Faz 3 çalışmasının ön raporlarına göre ilacın, yüzde 90 civarında hastaneye yatışı ve ölümü engellediği tespit edildi. Bu ilacın faz çalışmaları, Türkiye’deki birçok merkezle birlikte bizim merkezimizde, dünyada da 15 ülkede devam ediyor. Gözlemimize göre bu ilaçlar son derece etkili, hastalığın ağır seyretme riskinin yüksek olduğu kişilerde bile ilk üç gün içinde kullanılması durumunda hastaneye yatışı ve ölümü engelliyor.” dedi.
“Tüm dünyaya eşit miktarda dağıtılması gerekiyor”
İlacın yakın zamanda FDA’dan acil kullanım onayı almasının beklendiğini belirten Balık, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu ilaçların pahalı olacağı kaygısı var. Bir tanesinin fiyatının ABD’de 700 dolar olduğu açıklandı, ikincisi de bundan aşağı olmayacaktır. Günde 30 bin civarında vakanın olduğu bir ülkede bir ilacın 700 dolardan kullanılması mümkün değil. Bu sağlık bütçesi için çok büyük yük getirecektir. Bu nedenle bu ilaçların fiyatlarının, mutlaka ülkelerin alım gücüne, ekonomik düzeyine, gelişmişliklerine göre olması gerekiyor ve tüm dünyaya eşit miktarda dağıtılması gerekiyor.”
“Ülkemizde bu ilaçları jenerik olarak üretebilecek çok sayıda firma var”
Balık, firmaların bir ilaç bulduklarında yaklaşık 10 yıl süreyle üretim patenti aldıklarına ve ilacın başkaları tarafından üretilemediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Dolayısıyla bu açıdan firmanın bulduğu ilacın fiyatını belirleme özgürlüğü vardır. Dünya Sağlık Örgütünün tavsiyesi veya baskısıyla en azından salgın boyunca firma tarafından ilacın fiyatının aşağı çekilmesi sağlanabilir. Firma ilacın üretimini yetiştiremezse, eşit dağılımın sağlanması için birçok ülke bu ilaçları jenerik olarak üretebilir. Jenerik üretim haklarının verilmesiyle ilgili konsensüs olmasında yarar var. Eğer firmalar patent haklarından vazgeçerse ülkemizde bu ilaçları jenerik olarak üretebilecek çok sayıda firma var. Dolayısıyla ilaç fiyatları aşağıya çekilmiş olur.”
“Ölümleri azaltmada çok değerli bir silah olacak”
İlacın Kovid-19’la mücadeleyi güçlendireceğini ama salgını sona erdirmeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. İsmail Balık, şunları kaydetti:
“Ağır enfeksiyon, yoğun bakım ve ölümü engelleme açısından bu tip ilaçlar son derece etkilidir. Elimizde çok önemli bir silahtır. Nasıl ki gripte ilk 24-48 saatte kullandığımızda ilaçlar ölümleri engellemede çok işimize yarıyorsa, Kovid-19’da da bu ilaçlar ölümleri azaltmak için çok değerli bir silah olacaktır. Ama salgının sonlanmasına ilaçlar hiçbir zaman katkı veremezler, salgının sonlanması tamamen korunma tedbirleri ve yaygın aşılama yoluyla olabilir.”