Konya’da yaşayan milli atıcı Deniz Üstündağ, skeet branşında elde ettiği uluslararası başarılarla dikkati çekerken, tam burslu eğitim gördüğü üniversitesinde de çift ana dal yapıyor.
Sporcu bir ailede yetişen 21 yaşındaki Üstündağ, 6 yaşında cimnastikle başladığı spor hayatına 12 yaşından sonra atıcılıkla devam etti.
Takım halinde Avrupa Şampiyonası üçüncülüğü, Dünya Kupası üçüncülüğü ve Tüm Dallar Dünya Kupası şampiyonluğu sahibi Üstündağ’ın onlarca madalya ile kupası bulunuyor.
Spordaki başarılarını eğitim hayatında da sürdüren Üstündağ, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimlerini tam burslu tamamladı. Ay-yıldızlı sporcu, bölüm 3’üncüsü olduğu üniversitesinde 1 kez “şeref öğrencisi” ve 2 kez de “yüksek şeref öğrencisi” seçildi.
Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi’nde de tam burslu okuyan Üstündağ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümünde gördüğü eğitimin yanında İşletme Bölümünde çift ana dal yapıyor.
Üstündağ: “İlk senemde dereceler elde ettim ve milli takıma girdim”
Bir arada yürüttüğü spor ve eğitim hayatındaki başarılarıyla örnek olan 4. sınıf öğrencisi Üstündağ, AA muhabirine, hedefinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunu söyledi.
Skeet branşına geçmeden önce bir altyapıya sahip olmanın kendisine avantaj sağladığını belirten Üstündağ, cimnastik, tenis, yüzme gibi dallarla spora başlanabileceğini dile getirdi.
Yaptığı sporda en önemlisinin dikkat olduğunu ve saliselerle yarıştıklarını kaydeden Üstündağ, “Skeet tüfekle yapılan bir spor. 19’ar metrede iki tane kule var. Oralardan atılan ve 140 kilometre hızla uçan porselen tabakları vuruyoruz. Bunlara plak diyoruz. 25 atış yapınca bir seri elde ediliyor. 125 atış üzerinden yarışmalara katılıyoruz. En yüksek atıp ilk 6’ya girenler finale kalıyor ve bunun üzerinden dereceler belirleniyor.” diye konuştu.
Atıcılığa, amcasını izlemeye gittiği turnuvada başladığını aktaran Üstündağ, şöyle konuştu:
“Benim amcam skeet atıcısıydı. Konya’da Türkiye Şampiyonası vardı. Onu izlemeye geldiğimde antrenörü Ali Rıza Bilgin’le tanıştım. Birkaç deneme yaptık ve başladım. Düzenli çalışma, azim, kararlılık ve sabırla bir yıl boyunca 6’şar saatten, haftada 3-4 gün antrenman yaparak yarışmalara katıldım. İlk senemde dereceler elde ettim ve milli takıma girdim. Birçok Türkiye derecem var. Onun dışında yurt dışında Avrupa şampiyonası, üçüncülüğüm, dünya kupası üçüncülüğüm ve dünya şampiyonluğum var.”
Ailesinde birçok sporcu bulunduğunu aktaran Üstündağ, “Dedem güreşçi, babam futbolcuydu. Ağabeyim yine futbolcuydu ama şu an o da atıcı. Bir amcam ve kuzenim atıcı, diğer amcam atlet. Ben de atıcılıktan önce 6 sene cimnastik yaptım. Cimnastiği bıraktıktan sonra üç ay voleybolla ilgilendim. 12 yaşımdan beri de atıcılık yapıyorum.” ifadelerini kullandı.
“Sporun derslere konsantrasyon ve sakinlik yönünden faydaları var”
Sporun eğitim hayatını olumlu etkilediğine dikkati çeken Üstündağ, “Ben ilkokuldayken cimnastik yaptığım için hem de okuldaki başarımdan dolayı tam burslu öğrenim gördüm. Ortaokul ve lisede de hem atıcılık hem de okuldaki başarılarımdan dolayı tam burslu okudum. Yine KTO Karatay Üniversitesinde de tam burslu okuyorum. Profesyonel spor ile eğitim bir arada zorluyor ama cimnastiğe göre atıcılık daha rahat. Ayrıca sporun derslere de konsantrasyon ve sakinlik yönünden faydaları var. Sınavlarda ya da normal ders çalışırken çok etkisi oluyor.” diyerek sözlerini tamamladı.