Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Genel Başkanı Ekrem Erdem, 13 Mayıs Türk Dil Bayramı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, dilin canlı ve yaşayan bir varlık olduğunu, tıpkı insanlar gibi dilin de etrafında olup bitenlerden olumlu veya olumsuz etkilendiğini belirtti.
Bu etkilerden birinin de bilişim teknolojileri alanında yaşandığını ifade eden Erdem, bugün ülkeye giren her yeni ürünün, yüzlerce yeni yabancı kelime ve kelime grubunu Türk diline taşıdığını anlattı.
Türkçeye giren yabancı kelime sayısındaki artışın “Tahammül edilemez boyutta” olduğuna dikkati çeken Erdem, “Bunun önlemi alınmaz ve bu alanda bir toplumsal seferberlik başlatılmazsa dilimizde kapanmaz yaralar açılacaktır. Türkçeye sokulan her yabancı kelime ve kural, bir virüs gibi Türkçenin bünyesini, güzelliğini, doğallığını ve öz benliğini bozmaktadır.” dedi.
İnternetin sahip olduğu iletişim sembolleri, kullanım kalıpları ve kodların da dilin yapısını derinden etkilediğini vurgulayan Erdem, özellikle İngilizce kelime kullanımı, yazım ve noktalama işaretlerinin göz ardı edilmesi ve yazımda kural dışı kısaltma kullanımının Türkçeyi özgünlükten çıkardığını bildirdi.
“İngilizce kelimeler hoyratça dilimize girmekte”
Erdem, bugün Türkçenin 250 milyon konuşanıyla dünyada konuşulan diller içerisinde 5. sırada olduğunu, bulunduğu coğrafya itibarıyla Türkçenin birçok dilden etkilendiğini anlattı.
Türkçenin Moğolcadan Farsçaya, Arapçadan Fransızcaya birçok dilden etkilendiğini belirten Erdem, “Günümüzde ise hiçbir Türkçe dil kuralı dikkate alınmadan hoyratça İngilizce kelimeler yoğun bir şekilde dilimize girmektedir. Gerekli tedbirler alınamazsa gelecekte Türkçenin yerini İngilizce kökenli kelimelerin ağırlıkta olduğu plaza dili alacaktır.” ifadelerini kullandı.
İnternet dilinin Türkçe üzerindeki etkilerini aktaran Erdem, şöyle devam etti:
“Bugün Twitter’da karakter sayısı kısıtlandığından, kendimizi daha iyi ifade edebilmek için Türkçenin birçok kuralını ihlal ediyoruz. Birçok sesli harfi kullanmıyoruz ve ortaya bozuk bir Türkçe çıkıyor. Bugün çok masum gibi görünse de dilin kullanımını kısaltma, ileride inanılmaz bir dil yozlaşmasına sebep olacaktır. Yapılan bir araştırmada gerek ülkemizde gerekse de dünyada her 5 bireyden 4’ü sanal ortamda emojilere yer veriyor. Yüzde 80’lik bu kullanım oranı oldukça dikkate değer. Emojilerle hislerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz, ruh halimiz yansıtılırken kelimelerin yeterli olmadığı durumlarda kullanıcılar bu simgelere başvurabiliyor. Jest ve mimiklerin yerine de kullanılabilen emojiler, soğuk olan yazınsal sanal dili daha sıcak bir hale getiriyor. Kimi zaman meydana gelebilecek yanlış anlamaların önüne geçebiliyor. Ancak sürekli emojilerin kullanılması da milli dilin öz niteliklerine zarar vererek, dili zedeleyebiliyor.”
Son dönemde Türkçe karşılığı olduğu halde bazı kelimelerin İngilizcelerinin kullanıldığının da altını çizen Erdem, “Yabancı kelimeleri, Türkçe karşılığı dilimizde olduğu halde almak ve kullanmak, Türkçenin söz varlığını tehdit etmektedir. İngilizce klavye kullanmayan arkadaşlarını ‘demode’ olarak değerlendiren günümüz gençliği ‘Likelamak’, ‘Favlamak’, ‘Stalk’, ‘Troll’ ve ‘Hashtag’ gibi kelimelerin esiri olmuş durumda. Bugün özenti olsun diye kullandığımız bu dil, yarın bizim sonumuz olacak.” değerlendirmesini yaptı.
F klavye standardı yenilendi
Erdem, sosyal medyadaki bozulma ve yabancılaşmaya dikkati çekmek için 2014’de İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile “Sosyal Medyanın Dili” konulu deneme yarışması yaptıklarını ifade etti.
TDED Genel Başkanı Erdem, 10 Aralık 2013 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile kamuda kullanımı mecburi hale getirilen F klavye standardının da yakın takipleriyle TSE tarafından güncellendiğini anlattı.
Bu standartla klavyede yer alan komut kelimelerinin de Türkçeleştirildiğini belirten Erdem, hazırladıkları “Türkiye’nin Klavyesi F Klavye” broşürünün Türkiye Belediyeler Birliği tarafından bastırılarak, bütün kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtımının sağlandığını kaydetti.
Erdem, “Ülke olarak teknolojiyi dilimizin gelişimine, problemlerinin halledilmesine ve bilim ve edebiyat dili olarak yaygınlaştırılmasına vasıta kılmak zorundayız. Bu konuda başta Milli Eğitim Bakanlığımız ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ortak hareket etmelidir. Dilimiz, teknolojiye ve internete kurban edilmemelidir.” dedi.
Tüm toplumunu dil konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak gerektiğinin de altını çizen Erdem, bilişim teknolojilerinin bilinçli kullanılmasına yönelik çalışmaların önemine değindi.
Teknolojinin imkanlarından yararlanılarak, dil kurallarının iletişimdeki öneminin anlatılmasını talep eden Erdem, şunları kaydetti:
“Yapılan çalışmalar, Türkçe öğretmeni adaylarının yabancı dil kökenli bilişim terimlerinin Türkçe karşılıklarını büyük oranda bilmediklerini ortaya koymuştur. Bu bağlamda Türkçe ile Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerine hizmet içi kurslar ile bilişim teknolojileri ve internet dilindeki İngilizce terimler hakkında eğitimler verilmeli. Teknolojinin imkanlarından yararlanarak dilin özenli ve bilinçli kullanımının sağlanmasına yönelik öğretici programlar, oyunlar, bulmacalar hazırlanmalı. Özellikle İngilizce bilişim terimlerinin Türkçe karşılıkları üzerinde çalışmalar yapmak ve bu Türkçe terimlerin uygunluğu önem arz etmektedir. Türkçe eğitimi, Türk Dili Edebiyatı ve bilgisayar teknolojisi ile ilgili lisans programlarına ‘Bilişim Teknolojileri ve Türkçe Kullanımı’ kapsamında bir ders eklenmesi ya da var olan ‘Bilişim Teknolojisi’ derslerinin içeriğine bu yönde eklemeler yapılarak ders saatleri artırılmalı.”