Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran sanayi üretimine ilişkin verileri açıkladı. Buna göre, haziranda takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi geçen yıllık bazda yüzde 23,9, aylık bazda ise yüzde 2,3 yükseldi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksindeki artış ise yıllık bazda yüzde 23,7 oldu.
- Sanayi üretimi aylık bazda yüzde 2,3, yıllık bazda yüzde 23,9 yükseldi
Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, 2021 yılı ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 41,1 artarken, bir önceki çeyreğe göre de mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi yüzde 1,6 yükseldi.
Analistler, sanayi üretimindeki artış eğiliminin devam ettiğini kaydederek, söz konusu eğilimin büyüme üzerinde olumlu olacağını, yukarı yönlü revizyonları da beraberinde getirebileceğini ifade etti.
Çift haneli büyüme
AA Finans analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, ikinci çeyrekteki sanayi üretimi artışının milli gelirde çeyreklik bazda yüzde 20-25 aralığında artış ile uyumlu olduğunu, temmuz göstergelerinin üçüncü çeyrekte de bu seyrin devam edebileceğine işaret ettiğini bildirdi.
Temel sektörlerden elektrik tüketiminin yıllık yüzde 17,3, otomotiv üretiminin yüzde 6,1, çelik üretiminin yüzde 17,9 ve beyaz eşya üretiminin yüzde 20 artığını vurgulayan Bürümcekçi, haziranda imalatçı sektörlerin ana girdisi olması nedeniyle sanayi üretiminin de öncüsü sayılan “enerji ve altın hariç ara malı ithalatının” avro bazında yıllık yüzde 47,7 yükseldiğini aktardı.
Bürümcekçi, yıldan yıla çalışma günü farklılıkları nedeniyle takvim etkisinden arındırılmış ve arındırılmamış ham veri arasında belirli aylarda önemli farklar oluşabileceğini hatırlatarak, iş günü sayısının geçen yıl ile aynı olması nedeniyle bu etkinin sınırlı düzeyde kaldığını kaydetti.
Takvim etkisinden arındırılmış endeksin üç aylık hareketli ortalamasının yıllık değişimini takip edilmesinin daha mantıklı olacağına dikkati çeken Bürümcekçi, “Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ilk dalgası sırasında Mayıs 2020’de – yüzde 17,1 ile dip noktasını görmüştü. Daha sonra gözlenen toparlanmanın zaman zaman dalgalı bir seyirle devam ettiği izlenmiş, toparlanma bu yıla girişte güçlenirken, ikinci çeyreğin son ayı olan haziranda yüzde 41,1 artış ile endeks tarihindeki en yüksek değerine ulaşmıştır.” diye konuştu.
Endeks tarihi zirvesinde
Haluk Bürümcekçi, mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış endeksin haziranda 136,0 ile tarihi zirveye çıktığını vurgulayarak, çeyreklik bazda bu yıl ilk çeyrekte yüzde 2,7’lik artışın ardından ikinci çeyrekte yüzde 1,6 ile yükselişin hız keserek de olsa devam ettiğini ifade etti.
TÜİK tarafından idari kayıtlara dayanılarak hazırlanan yeni sanayi üretimi endeksinin milli gelir serisi ile daha uyumlu olduğunu aktaran Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sanayi üretim endeksi ilk çeyrekte yüzde 11,1 artmıştı, katma değer artışı ise yüzde 11,7 olarak açıklandı. Haziran gerçekleşmesi sonrası sanayi üretimi ikinci çeyrekte Kovid-19 salgını baz etkisinin de yardımı ile yüzde 40,3’le güçlü artış kaydetti. Sanayi üretim endeksindeki artış, ikinci çeyrekte yüzde 20-25 aralığında bir milli gelir büyümesi ile uyumlu görünüyor. Üçüncü çeyreğin ilk ayı olan Temmuz için ise öncü göstergeler (ihracat, tüketici güveni, ara malı ithalatı, Satınalma Yöneticileri Endeksi, kapasite ve Reel Kesim Güven Endeksi) ivmelenmenin devam ettiğine işaret etmişti.”
Bürümcekçi, başta turizm olmak üzere hizmet sektörlerinde belirgin toparlanmanın izlendiğini kaydederek, dış talepte de toparlanmanın devam ettiğini, dolayısıyla üçüncü çeyrekte milli gelir artışının çeyrekten çeyreğe pozitif olabileceğini belirtti.
Üçüncü çeyreğe ivme artışı ile başlanırken, iç talebin hızlı toparlanması ve dış talebin güçlü seyrini korumasının revizyonları beraberinde getirebileceğine dile getiren Bürümcekçi, “Bu doğrultuda yüzde 7,7 düzeyinde olan 2021 yılı büyüme tahminimiz üzerinde risklerin halen belirgin yukarı yönde olduğunu düşünmekteyiz.” ifadelerini kullandı.
Salgın döneminde sanayi üretimi hız kesmiyor
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener de sanayi sektörü hem büyümenin hem ihracatın hem de istihdamın lokomotifi olmaya devam ettiğini ifade etti.
Özellikle yıllık düzeyde “yüksek teknoloji” sanayi üretiminin yüzde 32,9 ile sanayi üretimindeki değişimin de çok üzerinde bir artış göstermiş olmasının bundan sonraki süreçte büyümenin de kalitesini artıracak bir unsur olacağını ifade eden Şener, şunları kaydetti:
“Dayanıklı tüketim malı üretiminin yüzde 30’un üzerinde, ara malı sanayi üretiminin yüzde 28’in üzerinde artması sanayi üretiminin kaliteli ve sürdürülebilir büyümeye katkısını artıracaktır. Aynı şekilde aylık düzeyde yüzde 2,3 artan toplam sanayi üretimi yüksek teknolojide yüzde 12,4 seviyesine ulaşmıştır. Bu durum sanayi üretiminin niteliği açısından önemlidir. Bir taraftan sanayi üretimi artarken hem yıllık hem de aylık düzeyde bu artışta en büyük payı ‘yüksek teknoloji’, dayanıklı tüketim malı ve imalat sanayinin sağlıyor olması artışın kalıcı olacağını göstermektedir.”
Şener, sanayi verilerinin güçlü gelmesiyle yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 olan büyümenin rakamlarını ikinci çeyrekte yüzde 20’lerin de üzerini çıkarabileceğini ve yıl sonu itibariyle yüzde 7’yi aşabileceğini belirtti.
Bu durum ihracattaki son dönem artışıyla da teyit edildiğini aktaran Şener, “Diğer taraftan haziran itibariyle en güçlü istihdamın 296 bin kişi ile sanayi sektöründe gerçekleşmesi tesadüf değildir. Sanayideki büyüme ihracatı, istihdamı ve nihayetinde büyümeyi destekleyecektir.” ifadelerini kullandı.