Kantur, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin lokomotifi ana sanayi sektörlerinin ham madde ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerçekleştirdiği muhtelif atık ithalatlarının manipülatif söylemlerle karalanmaya çalışıldığını söyledi.
Atık ithalatına karşı negatif bir algı oluşturulmaya çalışıldığını üzülerek gördüklerini aktaran Kantur, Türkiye’nin ithal ettiği atıkların demir, alüminyum, kağıt ve plastik gibi atıklar olduğuna işaret etti. Bu atıkların geri dönüştürülerek tekrar çeliğe, kartona ve plastik ürünlere çevrildiğine işaret eden Kantur, Türkiye’nin bu atıkları belirlenen kriterlere göre getirdiğini belirtti.
Türkiye’nin geçen yıl demir, değerli metaller, kağıt, plastik, cam ve tekstil atıkları özelinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden 6,2 milyar dolar karşılığı 14 milyon ton atık ithalatı gerçekleştirdiğini aktaran Kantur, şöyle devam etti:
“Bu ödenen meblağ bile ithal edilen atıkların değerini anlayabilmek için yeterlidir. Türkiye’nin sanayi sektörleri için söz konusu atıklar değil çöp, bilakis ham madde kaynağı niteliğindedir. Özellikle demir-çelik ve kağıt sanayileri için demir ve kağıt atıklar, kullanım oranları göz önüne alındığında üretimin direkt olarak ana ham maddesidir. Avrupa’dan ithal edilen atığın 13 milyon tonu demir-çelik endüstrisi için ham madde olarak kullanılıyor. Bunun kalanı da metal, kağıt, plastik ve cam endüstrisinde ham madde olarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda ülkemiz sanayilerinin ham madde ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerçekleştirdikleri atık ithalatlarını, ithali ülkemiz mevzuatları gereği zaten yasak olan çöp ithalatı gibi yansıtmak doğru değil.”
Kantur, dünyada yeşil ve döngüsel ekonominin çok sık gündeme geldiğine, ürünlerde belirli oranlarda geri dönüştürülmüş ham madde kullanılmaması halinde hükümetler tarafından ek vergilerin uygulanmaya başlandığına dikkati çekerek, “Neredeyse tüm global markaların geri dönüştürülmüş ham maddelere olan talepleri zirveye ulaştı. Geri dönüştürülmüş ham madde fiyatlarının orijinal ham madde fiyatlarının üzerine çıktığı ve son derece stratejik hale gelmesi sebebiyle atık kaynaklarına ulaşmanın bu denli önem kazandığı bu dönemde, atıkların eleştirilmesi ülkemiz endüstrilerinin geleceği ve dünyaya adaptasyonu açısından son derece kaygı vericidir. Atıklar, sanayinin direkt girdisi ve stratejik kaynağıdır.” ifadesini kullandı.
“Bu ithalat cari açığı azaltıyor”
Türkiye’nin tüm dünyadan gerçekleştirdiği atık plastik ithalatının 700 bin ton, AB’den gerçekleştirdiği ithalatın ise 424 bin ton olduğunu aktaran Kantur, “Bu atık plastikler de zaten ham madde olarak kullanılıyor. Bu malzemeyi ithal etmezsek, her yıl milyonlarca ton özgün plastiği yüksek fiyatlarla ithal etmek zorunda kalırız. Türkiye her yıl 8 milyon tonluk plastik işleniyor ancak bunun için ihtiyaç duyulan özgün plastiğin sadece 1,5 milyon tonu yurt içinde üretiliyor. Bunun 1-1,5 milyon tonu da içerideki geri dönüşümden geliyor. Sadece 700 bin tonu ithal atık. Ancak bu 13 milyon ton gibi gündeme getiriliyor. Kalan özgün plastik ihtiyacı yüksek meblağlarla ithal ediliyor.” diye konuştu.
Kantur, çelik, kağıt, plastik gibi sektörlerin ham maddeleri niteliğindeki geri dönüşüm malzemelerinin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu geri dönüşüm malzemesi üretimde tekrar kullanılarak ihracata geri dönüyor ve ülkenin cari açığını da azaltıyor. Türkiye, yüksek katma değerli ürünlere dönüşecek geri dönüşüm malzemesi ithal ediyor. Bu bizim ekonomimize pozitif dönüyor. Geri dönüşümlü malzeme kullanmak ham madde maliyetlerini yüzde 50 düşürüyor. Bu ürünlerle yapılan üretimle, geri dönüştürülmüş malzeme kullanmadığımız zaman uygulanacak olan ek vergiyi de kaldırmış oluyoruz.”
Geri dönüşüm malzemesinin alım noktasından başlayarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Ticaret bakanlıklarının çok sıkı denetimleri altında ülkeye girdiğini belirten Kantur, hangi firmanın ne kadar atık ithal ettiğinden, ithal edilen atığın nakliyesine kadar her sürecin yakından takip edildiğini anlattı.
Kantur, ithal edilen bu atıkların yakma amaçlı olarak getirilmediğini de belirterek, “Zaten bu kadar yüksek bedellerle ithal edilen atığın yakılması akla uygun değil.” dedi.