Kacır, Bakanlıkta, basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye’nin çip endüstrisinde hem üretim hem insan kaynağı anlamında tecrübeli bir ülke olduğunun altını çizen Kacır, bu sayede şimdi Katar’ın teklifiyle yeni bir adım atarak 65 nanometre çipleri Türkiye’de üretmeye başlayacaklarını ve yatırımın 60 milyon doları geçeceğini öngördüklerini bildirdi.
Kacır, bu endüstride milyar doların üzerinde yatırım gerçekleşmesi gerektiğine işaret ederek, mayıs ayında çıktıkları “Entegre Devre Tasarımı Çağrısı”na beklenenin üzerinde talep gelmesi nedeniyle, başvuru süresini eylül sonuna kadar uzatma kararı aldıklarını açıkladı.
Tasarım kabiliyeti gelişmeden Türkiye’nin bu alanda katma değer sağlayamayacağını vurgulayan Kacır, “Bu kabiliyetin çok ilerlemesini ve Türk markalarının sayısını artırmayı istiyoruz. Kendi insan kaynağımızı Türkiye’de katma değer üretmeye motive etmeliyiz.” diye konuştu.
Bakan Kacır, verimlilik insan kaynağıyla elde edildiğine, bu anlamda Türkiye’nin pek çok ülkenin önünde olduğuna dikkati çekerek, ülkedeki mevcut global markalarla yeni yatırım için çalıştıklarını ve yakında bu kararların duyurulacağını aktardı.
Girişim bankacılığı yolda
Bakan Kacır, KOSGEB tarafında bir KOBİ girişim ve yatırım bankası kuracakları bilgisini vererek, finansal enstrümanları hem daha yaygın ve erişilebilir kılacaklarını hem de çeşitlendireceklerini söyledi.
En önemli uygulamalarının yatırım teşvikleri ve millileşme politikaları olduğunu ifade eden Kacır, şöyle devam etti:
“Büyük ölçekli teşvik verdiğimiz Türkiye’nin önemli girişimlerine, yatırımlarına bir yol haritası hazırlayacağız ve onlarla birlikte o yol haritasını gerçekleştirmek için çaba göstereceğiz. Yol haritasının en önemli unsuru Ar-Ge, teknoloji ve nitelikli insan geliştirme faaliyetleri olacak. Yatırım teşvikleriyle Türkiye’nin milli teknoloji hamlesinin bir arada uygulanmasını çok önemli görüyorum. Sanayi ve teknoloji arasında bir önceliğim olmaz. Ama teknoloji asla ikinci planda kalmaz. Sanayi hamlesi programı Bakanlığın yine ana uygulamalarının başında gelecek.”
Togg büyüklüğünde 12 iş hedefi
Uzay teknolojileri, enerji sektörü yatırımları, off shore, batarya, 5G, uçan akıllı mobilite, akıllı tıbbi cihazlar, teknolojik gıda ve fintech gibi sektörlerin Türkiye için potansiyel fırsat alanları olduğunu vurgulayan Kacır, şu bilgileri paylaştı:
“Gelecek dönemde her biri Togg büyüklüğünde en az 12 iş hedefliyoruz. Bunun birinin uzay alanında olmasını istiyoruz. Mikro uyduların Türkiye için yeni bir pencere açtığını gözlemliyoruz ve bir milli uydu inisiyatifini Türkiye’ye kazandıracağız. Uluslararası Uzay İstasyonu’na paydaş olacağımız günler de gelecek. Biz nasıl kritik platformlarını kendi geliştirebilen bir ülke olduysak, uzay sistemlerinde de bu milli uydu inisiyatifiyle çok başarılı olacağız. Bunu da Türk gençleri, Türk girişimcileri yapacak. Tabii uluslararası işbirlikleri olabilir ama milli inisiyatiflerimizi önceliklendirmek ana yaklaşımımız olacak.”
“NATO Zirvesi’nde en dikkat çeken lider Erdoğan’dı”
NATO Zirvesi’nde en dikkat çeken ülkenin Türkiye, liderin ise Erdoğan olduğunu anlatan Kacır, Türkiye’nin, kendi milli menfaatleri doğrultusunda tam bağımsızlık ilkesiyle bütünleşik şekilde uluslararası platformlarda adımlarını attığını söyledi.
Kacır, bir “NATO İnovasyon Fonu” kurulduğunu ve Bakanlık olarak bunun kurucuları arasında yer aldıklarını belirterek, “Bu fon savunma teknolojilerinde ve sivil alanlarda kullanılabilecek proje ve fikirlere yatırım yapmak üzere oluşturuluyor. 1 milyar avroluk bir yatırım hedefi var, biz bu fona yaklaşık 46 milyon avro katkı sağlayacağız. Bu fon bizim savunma sanayimiz için de yeni bir pencere olacak. Fon aracılığıyla Türk start-up’ları NATO ülkelerinin tedarikçisi konumuna gelecekler.” değerlendirmesini yaptı.
Milli Teknoloji Staj Programı 2024’te başlıyor
TEKNOFEST’leri “Türkiye yüzyılına vurulan bir mühür” şeklinde tanımlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her TEKNOFEST’e katıldığını dile getiren Kacır, bunun Türkiye’nin aydınlık yarınlarına sahip çıkmanın göstergesi olduğunu söyledi.
Kacır, 81 ilde 100 dene-yap atölyesi kurduklarını hatırlatarak, şimdi hedeflerinin 81 ilde 100 TEKNOFEST atölyesi açmak olduğunu dile getirdi.
“Aranan insan kaynağı” konusunda yaptıkları çalışmaları da aktaran Kacır, “Milli Teknoloji Staj Programı’nı 2024’te başlatacağız. Bu staj meselesi gençler için çok önemli. Lise ve üniversite seviyesindeki gençlere milli teknoloji hamlesinin öncü kurumlarında teknoloji stajı yaptıracağız.” diye konuştu.
Yatırımlara yönelik finansmanlar
Sanayicilerin krediye erişimiyle ilgili gelecek dönemde iyileşme öngördüklerini vurgulayan Kacır, “Ekonominin tüm paydaşları Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam, ihracat vizyonunda mutabıkız. Para politikasında hangi adımlar atılacak olursa olsun, Türkiye’de yatırımlara yönelik finansman koşullarını yatırımcı dostu kılmak adına hep birlikte çaba göstereceğiz, Merkez Bankamız da buna dahildir.” değerlendirmesini yaptı.
Bakan Kacır, AB’nin de gelecek dönemde Türkiye’ye daha adil yaklaşacağı temennisinde bulunarak, Türkiye’nin, Avrupa için bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Güçlü Türkiye’nin, Avrupa’yı da güçlü kılacağının altını çizen Kacır, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda da önemli adımlar atılır. Biz dijital teknolojileri hizmet sektörünü kapsayacak şekilde Gümrük Birliği revizyonunun çok önemli olacağını değerlendiriyoruz. AB ülkelerinden de bu konuda olumlu bir yaklaşım bekliyoruz. Son 20 yılda Avrupa’dan yüksek teknoloji şirketleri çokça doğmuyor. Avrupa’nın sanayi strateji dokümanlarına baktığınızda Almanya başta olmak üzere buna yönelik adımlar atmayı istediğini görürsünüz. Onlara bu yüksek teknoloji alanlarında işbirliğiyle değer katacak en güçlü paydaş, en güçlü partner Türkiye’dir.”
“Büyük uluslararası yatırımların müjdesini vermeye hazırlanıyoruz”
Bakan Kacır, Bakanlıkta iki yeni destek programını ilan edeceklerini duyurarak, şunları kaydetti:
“Dijital dönüşüm yatırımlarına daha güçlü destekler vereceğiz. Sanayileşme İcra Komitesini aktif hale getireceğiz. Dünya ölçeğinde rekabet edebilecek bir milli hızlı tren markası ortaya çıkarabiliriz. Araç üstü sinyalizasyonda ASELSAN’ın, hat sinyalizasyonunda TÜBİTAK’ın kabiliyetlerini markalaştırmamız lazım. Bunları özel sektörle, teknoloji girişimcileriyle yapacağız. Girişimcinin önündeki engelleri kaldıracağız. Kamu alımlarıyla bu işlerin hızlanmasına öncülük edeceğiz. Türkiye yüzyılına sanayi ve teknoloji alanında gerçekten büyük adımlarla giriyor. Bulut teknolojileri ve veri merkezi alanında büyük uluslararası yatırımların müjdesini vermeye hazırlanıyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin global yatırımlara da ev sahipliği yaptığına şahitlik edeceğiz.”
“Hem milli hem global markalarıyla Türkiye bu sektörü büyütür”
Otomotiv sektörüne ilişkin soruları da yanıtlayan Kacır, ikinci el piyasasıyla ilgili alınan tedbirler ve çalışmaların sektörde fiyat yükseliş beklentisini ortadan kaldırmak ve bir fiyat istikrarının oluşmasına imkan sağlamak için yürütüldüğünü vurgulayarak, “Bunu yaptığımızda aslında bu biraz olağanın üzerinde görülen ithalat düzeylerinin de normalleşeceğini ümit ediyoruz.” dedi.
Kacır, ticari araç sınıfında Türkiye’nin üretimde Avrupa’nın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Buna mukabil binek otomobillerdeyse ithalat yapıyoruz, içeride üretilenler de var ama Türk insanının tercih ettiği otomobillerin bir kısmı binek otomobillerin bir kısmı da ithal ediliyor. Dolayısıyla, halihazırda içerideki üretim kapasitesini artırıyor olsak da tümüyle binek otomobil talebine cevap verecek tip ve markaların üretimi yeterli düzeyde değil. Ama bütün markalarla yürüttüğümüz, yani şu anda neredeyse tüm otomobil markalarıyla biz masadayız. Yeni dönemde özellikle yeni nesil araçlara ilişkin, hibrit araçlara ilişkin, elektrikli araçlara ilişkin yeni yatırımları hızlandırma çabası içindeyiz. İnşallah o yatırımlar gerçekleştikçe hem ihracat kapasitesi artacak hem de iç pazarda tercih edilen marka ve modellerin yerli üretimi de daha ileri bir düzeye taşınmış olacak.
Elektrikli araç deyince hep Togg’u konuştuk ama Ford’un da bir elektrikli araç yatırımı var ve ona da ciddi bir devlet teşviki geçtiğimiz yıl sunduk, o da inşallah önümüzdeki dönem de gerçekleşecek. Bizim daha önce biliyorsunuz Manisa’da Volkswagen konusu vardı, Volkswagen yanlış yaptı, bunu da söyleyelim buradan, büyük bir fırsatı ertelemiş oldu, umarım yeniden o yanlışlarını da tespit ederler. Yani yanlış olan kısım şudur, her marka kendine özgü bir değerlendirme yapabilir ama bizim bütün markalardan her zaman beklentimiz, biz Türkiye’de üretimi, katma değeri konuşmalıyız. Global markaların siyasi mülahazalarla hareket etmesi yanlıştır. Ben kendilerinin de böyle değerlendirdiğini tahmin ediyorum. Türkiye kaybetmez, Türkiye yoluna devam eder, ediyor. Hem milli markalarıyla hem global markalarıyla Türkiye bu sektörü büyütür.”