Saraybosna’da 5 Şubat 1994’te “Markale” pazar yerine elindeki ürünleri takas etmek için giden ve o gün yaşanan patlamadan sonra protez bacakla hayat mücadelesi veren 72 yaşındaki Aljukic, 29 yıl önce yaşadıklarını AA muhabirine aktardı.
Eşini 6 yıl önce kaybettiğini ve tek başına yaşadığını aktaran Aljukic, o yıllarda 8 ve 9 yaşlarında olan oğullarını pazar yerine yakın evlerinde bıraktığını ve pazara gittiğini ifade etti. Aljukic, “5 Şubat 1994’te ‘acı veren’ bir sessizlik hakimdi. Hiçbir şekilde kurşun sesleri duyulmuyordu. Ben de pazara gidip elimdeki ürünleri takas yapıp çocuklarıma yiyecek bir şeyler almak için evden çıktım. Bu sırada kocam cephedeydi.” dedi.
Aljukic, pazar yerinin çok kalabalık, havadaki sessizliğin ise korkutucu olduğunu anlatarak, “Birden, iki tepsinin birbirine çarptığında çıkan sese benzer bir ses duydum. Kendimi birden pazarın ortasında buldum. Havan topu tam arkama düşmüştü. Ben o patlamanın beni nasıl öldürmediğini hala anlamıyorum.” diye konuştu.
“Beni hemen hastaneye götür”
Yerde yattığı sırada, çığlık ve inleme sesleri duyduğunun altını çizen Aljukic, şöyle devam etti:
“Yaralı olduğumu bilmiyordum. Ayağa kalkmaya çalıştım ve birden sol ayağımın sallandığını gördüm. Pazardaki bir tezgaha tutundum, ayakta durmaya çalıştım ama olmadı. Komşumu gördüm ve ‘Muharrem yaralandım’ dedim. Ayakta durup duramayacağımı sordu, ben de durabileceğimi söyledim. ‘Beni hemen hastaneye götür’ dedim ama o anda bizi götürecek hiçbir araç yoktu.”
Aljukic, evde iki çocuğu tek olduğu için aklının onlarda kaldığını belirterek, “(Muharrem) Beni aldı ve çizmemin kanla dolduğunu söyledi. Bir araç buldu ve beni Kosevo’daki hastaneye götürdü. Bir sürü yaralı ve ölü vardı, buna rağmen doktorlarımız herkese yetişmeye çalışıyordu. Doktor benim ayağımı gördüğünde, Nedzarici’deki Fransız hastanesine sevk etti.” dedi.
Gittiği ikinci hastanede doktorların bacağının kesilmesi gerektiğini, aksi halde zehirlenme ihtimali bulunduğunu söylediklerini dile getiren Aljukic, çocuklarına bakacak kimse olmadığı için “ölmektense bacaksız olarak hayata devam etmeyi” tercih ettiğini söyledi.
“Çocuklarım ve torunlarım için yaşamak zorundayım”
Aljukic, pazar yeri katliamının yaşandığı günden sonra tansiyon, diyabet ve kalp hastalıklarına yakalandığına işaret ederek, “Benim hayatımın hiçbir değeri yok ama çocuklarım ve torunlarım için yaşamak zorundayım.” ifadelerini kullandı.
Protez bacak kullandığına dikkati çeken Aljukic, kullandığı koltuk değnekleri yüzünden belinde ve sağ bacağında sağlık sorunlarının ortaya çıktığını vurguladı.
Aljukic, savaşın bir daha tekrar etmemesi için sürekli dua ettiğini belirtti.
Pazar yerinde iki katliam yaşanmıştı
Savaşta başkent Saraybosna’yı kuşatma altında tutan Sırp birliklerince Markale’deki pazar yerine ilk olarak 5 Şubat 1994’te havan topu saldırısı düzenlenmişti. Bu saldırıda 68 kişi hayatını kaybetmiş, 144 kişi yaralanmıştı. 28 Ağustos 1995’te yapılan saldırıda ise 43 sivil ölmüş, 84 kişi yaralanmıştı.
Lahey’deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), pazar yerine yapılan saldırıların Sırp birliklerince gerçekleştirildiğini kanıtlarla ortaya koyarken, katliamın sorumlularından Bosnalı Sırp komutan Dragomir Milosevic 29 yıl hapse mahkum edilmişti.
Saraybosna’nın kuşatılması ve kuşatma boyunca işlenen insanlığa karşı suçlar nedeniyle Lahey’de yargılanan eski Sırp komutanlardan Stanislav Galic de müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Saraybosna, 44 ay boyunca kuşatma altında tutulurken, şehirde 2 bine yakını çocuk 11 bin 541 sivil hayatını kaybetmişti.