Savaş mağduru Boşnaklar, İsrail’in işlediği suçlara dikkati çekmek için imza topladı

Bosna Hersek’teki savaşta 1995’te 8 binden fazla Boşnak sivilin katledildiği Srebrenitsa soykırımına ilişkin çalışmalar yapan Buljusmic Kustura, İsrail’in Filistin’e yönelik “soykırım suçundan” devlet olarak suçlu bulunması gerektiğine inanıyor.

İsrail’in işlediği suçlara dikkati çekmek için savaş mağduru 2 bin 500 Boşnak’tan imza toplayarak UAD’ye teslim eden Buljusmic Kustura, başlattığı imza kampanyasını AA muhabirine anlattı.

Buljusmic Kustura, Güney Afrika tarafından İsrail aleyhine açılan soykırım davasını yakından takip ettiğini belirterek, “İsrail’in savunma yönteminin aynı Sırbistan gibi olacak olması sinirlerimi bozdu. İsrail’in de tıpkı Bosna Hersek’teki savaşta Sırbistan’ın yaptığı gibi ilgili suçların bireyler tarafından işlendiği yönünde savunma yapacağını gördüm. Soykırım araştırmacısı meslektaşlarımla görüştüğüm zaman, iki davanın birbirine benzerlik gösterdiğini söylediler.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in hazırladığı savunma kapsamında devlet olarak hiçbir ceza veya yaptırım almaması tehlikesinin bulunduğuna dikkati çeken Buljusmic Kustura, “Uluslararası mahkeme, aslında bugüne kadar hiçbir devleti soykırımdan suçlu bulmadı. En yakın karar, Bosna Hersek’teki savaş için alındı. Sırbistan, ‘soykırımı önleyememekten’ suçlu bulundu. Soykırımı yapan devletler nihayetinde serbest kalıyor, suçlu bulunmuyor.” diye konuştu.

“Soykırımı yaşayanlar olarak Filistin halkının yanında olmak istedik”

Buljusmic Kustura, İsrail’in devlet olarak işlediği suçlardan yargılanması amacıyla bir şeyler yapmak istediğini vurgulayarak, “Bu durum artık İsrail’in işlediği soykırım suçundan öte uluslararası hukuk meselesi. Uluslararası mahkeme, bugüne kadar devam ettirdiği hiçbir devleti suçlu bulmama yönündeki tutumunu değiştirebilir. Bu da bu zamana kadar soykırımı yaşayan devletler için inanılmaz bir adım olur.” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail’in soykırımdan suçlu bulunmasının uluslararası hukuk için de önemli bir adım olacağını belirten Buljusmic Kustura, sosyolojik bakımdan Sırbistan’ın, sadece Srebrenitsa’da değil ülke genelinde soykırım suçu işlediğine dair kanıtların olduğunu ancak hukuki açıdan soykırım suçundan serbest kaldığını söyledi.

Buljusmic Kustura, uluslararası mahkemenin Bosna Hersek davasındaki hatalarını tekrarlamaması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

“Bosna Hersek’te 1990’lı yıllarda savaşı ve soykırımı yaşayan insanların ‘ateşkes’ terimini en derinden hisseden halk olduğunu biliyordum. Bu kapsamda da bir imza kampanyası başlattım. 5 günde 2 bin 500 imza topladık. Uluslararası mahkeme, 30 yıl önce yaşanan korkunç zulümlerden Sırbistan’ı sorumlu tutmadı. Bugün ise soykırımı yaşayanlar olarak Filistin halkının yanında olmak istedik.”

“Gazze’de şahit olduklarımız, Bosna Hersek’teki savaşta yapılan zulümleri anımsatıyor”

Avrupa, ABD ve dünyada neredeyse her ülkede Filistin’e destek gösterilerinin düzenlendiğini söyleyen Buljusmic Kustura, milyonlarca kişinin katıldığı bu gösterilerin insanlar ile devletlerin Filistin’e yaklaşımlarının ne kadar farklı olduğunu gösterdiğini belirtti.

Buljusmic Kustura, özellikle ABD vatandaşlarının, devletlerinin İsrail’e olan tutumu nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını dile getirerek, “Devletlerinin gerçek yüzünü gördü birçok insan. İsrail’e silah ve yardım gönderen devletlerin de bazı cezalar alması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

Bosna Hersek’teki savaşta dedesi, amcası ve birçok akrabasını kaybettiğini anlatan Buljusmic Kustura, şunları kaydetti:

“Babam, dedem ve amcam, Sırplar tarafından götürüldü. Milan Lukic ve birliği dedem, amcam ve daha birçok akrabamı öldürdü. Babam ise bir şekilde kaçmayı başardı ve Saraybosna’ya yürüyerek gelebildi. Dedemin kemiklerine 2001’de ulaşabildik. Amcam ve diğer akrabalarımın kemiklerine ise henüz ulaşamadık.

Bütün meslektaşlarım şu noktada hemfikir: ‘Bosna Hersek’te yapılan soykırım’ ifadesi kullanıldığında akla sadece Srebrenitsa değil bu topraklara yapılan bütün suçlar gelmeli. Özellikle doğuda Prijedor’da yapılanlar. Bugün Gazze’de şahit olduklarımız bize sadece Srebrenitsa’yı değil Bosna Hersek’teki savaşta yapılan bütün zulümleri anımsatıyor.”

Bosna Hersek’teki savaş ile Gazze’de yaşananlar arasındaki benzerlikler

Buljusmic Kustura, uluslararası mahkemenin Srebrenitsa’da soykırım suçu işlendiğine ilişkin karar aldığını ancak Bosna Hersek genelinde soykırımın yapıldığına dair de kanıtların olduğuna dikkati çekti.

Gazze’nin kuşatma altında olmasının akıllara Saraybosna’yı getirdiğini söyleyen Buljusmic Kustura, “İsrail yönetimi, açık şekilde su, gıda ve herhangi bir yardımın yapılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Bu durum da bizim kuşatma günlerimizi hatırlatıyor. Bosna Hersek halkı, bomba, havan topu sesleriyle saldırı altında yaşamanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor.” ifadelerini kullandı.

Buljusmic Kustura, İsrail askerinin çok sayıda Filistin vatandaşını çıplak şekilde yan yana dizdiğini izlediklerini aktararak, bu durumun da Srebrenitsa’da yaşananları akıllara getirdiğini ve Boşnak erkeklerinin de aynı şekilde dizilip öldürüldüğüne dair görüntülerin olduğunu söyledi.

Sadece yaşananların değil Gazze hakkında konuşulanların da Bosna Hersek ile benzerlik gösterdiğine işaret eden Buljusmic Kustura, “Filistinler için ‘terörist ve hayvan’ benzetmesi yapan yetkililer, bakanlar var. Aynı propaganda, Sırplar tarafından Boşnaklara da uygulandı. Sırpların o dönem kullandığı cümlelerin bir benzerini bugün İsrailli yetkililer kullanıyor.” diye konuştu.

Buljusmic Kustura, Bosna Hersek’te yaşanan soykırım ve savaşın üzerinden 30 yıl geçtiğini anımsatarak, dünyanın burada yaşananlardan bir ders çıkarmadığını ve Gazze’de benzerlerine şahit olunduğunu belirtti.

Srebrenitsa’daki soykırımı anlatmak için 15 yıldan fazla süredir çalışmalar yaptığını anlatan Buljusmic Kustura, insanların soykırımları önleyebilmek için yeterince bilinçlenmesi amacıyla çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

“Bosna Hersek örneğinden öğrenmemiz gereken, soykırımın durdurulması gerektiğidir”

İsveç’te yaşayan Bosna Hersekli akademisyen Adnan Mahmutovic, UAD’ye teslim edilen mektupta kendi imzasının da bulunduğunu belirterek, İsveç hükümetine Gazze’de yaşananların durdurulması için mektup yazdıklarını söyledi.

Mahmutovic, yaklaşık 15 yıldır soykırım davaları üzerine çalıştığını, bu alanda aktivist ve UAD’ye sunulan belgeye imza atmasının doğal olduğunu, Gazze’de yaşananların son derece üzüntü verdiğini dile getirdi.

Gazze’de yaşananların kendilerini etkilediğini anlatan Mahmutovic, “Yaşadığımız soykırımın tüm unsurlarını ve önlenmeden tekrarlandığını görüyor ve tanık oluyoruz.” dedi.

Mahmutovic, “Bosna Hersek örneğinden öğrenmemiz gereken bir şey varsa o da daha fazla mağdur olmadan soykırımın durdurulması gerektiğidir.” diyerek, bugün Gazze’de olanların Bosna Hersek’te 1992-1995’teki savaşta yaşanan soykırımla örtüştüğüne dikkati çekti.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.