Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, HAVELSAN’da yapılan “2021 Değerlendirme ve 2022 Hedefler Toplantısı”nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
SAMP-T hava savunma sistemi konusunda müzakerelerin sürdüğünü söyleyen Demir, “Eğer karşı taraf bu yol haritasının devamıyla ilgili ciddi niyetini göstermeye devam ederse bu yolculuk devam eder, burada geri durmayız. İş birliği konusu her zaman açık ve masada. Karşı tarafın istek ve arzusuna bağlı olarak gelişmeleri göreceğiz.” diye konuştu.
İsmail Demir, Milli Muharip Uçak (MMU) için TUSAŞ tarafından iddialı ancak gerçekleştirilebilir bir hedef konulduğunu belirterek, bu konuda çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini anımsattı.
MMU’nun motoruna ilişkin de bir tedarik riskinin bulunmadığının altını çizen Demir, “İlk parti siparişlerimizin de teslimatları başlamışken bir risk olmasını beklemiyoruz ama yine de alternatif çalışmalarımız var. Bu konuda risk yönetimi yapıyoruz, zamanı gelince duyuracağız.” ifadesini kullandı.
Demir, devam eden Rusya-Ukrayna krizine yönelik de riskleri çalıştıklarına dikkati çekerek, “Risk yönetiminde son zamanlardaki gelişmelerden çok riskleri hesaplayıp alternatif kaynaklar oluşturmak üzere ve yerli ürün konusunda da hızlıca adım atıp yerli ürünleri bir an önce hayata geçirmek üzere faaliyetlerimiz var.” sözlerini sarf etti.
Savunma sanayisi alanında planlanan Ar-Ge çalışmalarına değinen Demir, “Ar-Ge’de temel hedefimizde, mevcut ürünlerde dışarı bağımlı olduğumuz bazı temel teknolojileri ve araştırma konularını içeren ve Türkiye’de olmayan konuların bir an önce Ar-Ge ve Ür-Ge boyutuyla hayata geçirilmesini amaçlayan başlıklar var.” değerlendirmesinde bulundu.
Geleceğin teknolojilerine yönelik bazı başlıklarda Ar-Ge projeleri de olacağını vurgulayan Demir, insansız sistemler, entegre çalışan insanlı-insansız sistem platformları, veri akışı, veri analiz ve yapay zekayla malzeme ve elektronik sistemler, yurt dışına bağımlılık bulunan yarı iletken ve çip gibi konularda projeleri olacağını söyledi.
“İzin süreçleri uzuyor”
Demir, Türkiye’ye açık olarak ambargo koyan ülke sayısının çok fazla olmadığını ancak özellikle ihraç edilen ürünlerde izin süreçlerinin çok uzatıldığını dile getirdi.
Türkiye’nin F-16 Blok 70 talebi konusundaki süreçten bahseden Demir, kendisinin de aralarında bulunduğu bazı Başkanlık personeline uygulanan CAATSA yaptırımları dolayısıyla sürecin dışında olduklarını anımsattı.
İsmail Demir, görüşmelerden ilk haberlerin olumlu sinyal verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Ancak nihai onayın (ABD) kongreye gideceğini düşünürsek beklentilerimizi ona göre dengede tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Savunma Sanayii Başkanlığı olarak F-16 modernizasyon işlemlerini hızla devam ettirmek üzere projeler yürüttüğümüzü belirtmek isterim. Yani elimizdeki F-16’ların kabiliyetleri son derece yetkin hale gelmeye hazır. Bu konuda bir teknoloji eksiğimiz yok.”
Atak helikopterinin Pakistan’a ihracatı konusunda Pakistanlı bakanların ciddi arzuları olduğunu söyleyen Demir, “Buradaki konu Pakistan tarafına ait değil. Yine o durum ihraç onay sürecinin uzaması, ret cevabı gelmiş değil ancak süreç oldukça uzadı. Onlar da ihtiyaçlarına binaen belirli bir süre bekleyebilirler. Ondan sonra karar değiştirmeleri gündeme gelirse de onun ana müsebbibi aslında uzayan süreçtir.” görüşünü paylaştı.
Demir, savunma sanayisinin ulaştığı yerlilik oranlarında önemli olan konunun rakamlar olmadığının altını çizerek, bütün kademelerle stratejik ürünlerde yerli alternatif oluşmasını önemsediklerini anlattı.
Savunma sanayisi ihracatında son zamanlarda SİHA’ların ilgi gördüğüne değinen Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun yanında zırhlı muharebe araçları, personel taşıyıcılar, deniz platformlarına ilgi var. Hafif mühimmatlar, silahlar, roketler, bunlar yine ilgi gören ürünler arasında. Çeşitli elektronik ürünler, karıştırıcılar, mayın dedektörleri de bunlar arasında sayılabilir. Coğrafya olarak da geniş bir kesime hitap etmek iddiasındayız. Afrika ülkelerinden potansiyel olarak beklentilerimiz büyük. Uzak Doğu, Güneydoğu Asya ve Orta Doğu’da bazı ülkeler… Avrupa’dan gelen talepler var. Ürünlerimizin kalitesi görüldükçe çok sayıda talep geldiğini söylemek mümkün.”
“10 yıl sonra şu anki ihracat rakamlarının 10-20 katına çıkarız”
Demir, savunma sanayisi ihracatı ve ilişkilerinin hiçbir zaman ticari bir ilişki olmadığına dikkati çekerek, “Özellikle savunma sanayisi alışverişinde çok çeşitli parametreler var. Ticari faktörlerden daha başka faktörler ortada. Bir de bu konuda dünyada hegemonya kurmuş yapılar var. Bunu yıkmanız gerekiyor.” dedi.
Savunma sanayinin 10 yıl sonra çok farklı bir noktada olacağına inandığını bildiren Demir, 10 yıl sonraki rakamların şu anki rakamların 10-20 katında olacağını belirtti.
Demir, Türkiye’de pistonlu ve gaz türbinli motorların tarihçesinin eski olmadığını vurgulayarak, “Dünya bunları 60 yıldır olgunlaştırarak bir yere getirdi. Biz ise 60 yıldır gelinen noktayı 6 yılda almaya çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.
Atak helikopterinin motoruna ikame edecek motorun testlerini başlattıklarını bildiren Demir, havacılıkta kullanılacak bir motorun testlerinin 3-4 yıl sürdüğünü ve bu konuda biraz sabredilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Elektromanyetik silahlar konusunda önemli çalışmalar var”
Demir, teknoloji transferinin Türkiye’ye altın tepside sunulmadığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
“İlişki çerçevesinde siz, neyi, ne kadar alabileceğinize bakmanız gerekiyor. S-400’de 2’inci safha görüşmelerinin bu kadar uzun sürmesinin sebebi, bu konuda karşı tarafın tutumu ve bizim ona ulaşmak için yaptığımız görüşmeler. Bu açıdan bu uzun süre aldı. Masaya daha ilk günlerden (S-400’ler) 2 parti için oturduk. Bütün görüşmelerimiz bu çerçevedeydi.”
F-35’e parça üreten firmalarının üretimlerinin kısa zaman sonra bitmesini beklediklerini ifade eden Demir, bu durumun savunma sanayisi ihracat rakamlarında büyük etki yapmayacağını söyledi.
Demir, Türkiye’de elektromanyetik silahlar ve yetenekler ile lazer yetenekler konusunda önemli çalışmaların olduğunu aktardı. Ülkenin elektromanyetik silah konusunda dünyadaki diğer ülkelerle aynı noktada olduğunu ifade eden Demir, Türkiye’nin lazer konusunda çok iyi noktada olduğunu vurguladı.
HAVELSAN’nın hava, deniz ve kara aracı simülatörlerinde oldukça etkin ve önemli bir yere sahip olduğunu belirten Demir, bu konuda ihracat çalışmalarının başladığını anımsattı. Sivil havacılık alanında da simülatör yapma işleminin HAVELSAN tarafından başarıldığını ifade eden Demir, bu konuda şirketin Türk Hava Yolları ile iş birliği içinde olduğunu anımsattı.
Demir, 15 simülatör sisteminin Kara Kuvvetleri personeline, nişancılık, atış, taktik gibi konularda eğitim alma imkanı sunacağını sözlerine ekledi.