Scholz, 58. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Avrupa’da bir savaş tehdidinin bulunduğunu ve bu riskin hala önlenmiş olmadığını belirterek bu konunun acil cevaplar bekleyen iklim değişimi ve Kovid-19 salgınıyla mücadelenin de önüne geçtiğini ifade etti.
Ukrayna’nın çevresinde 100 binden fazla Rus askerinin konuşlandırılmasının hiçbir şeyle haklı gösterilemeyeceğini vurgulayan Scholz, Rusya’nın, Ukrayna’nın olası NATO üyeliği konusunu savaş nedeni olarak gündeme taşıdığını ancak bunun anlamsız olduğunu çünkü bu konuda bir karar alınmasının gündemde olmadığını kaydetti.
Scholz, “Avrupalılar ve transatlantik toplum olarak Rusya’yı, Ukrayna’ya karşı askeri saldırganlığın ciddi bir hata olacağı konusunda uyardık. Biz bunun olmasını istemiyoruz.” dedi.
Rusya ile müzakere etmeye hazır olduklarını dile getiren Scholz, “Saf olmadan mümkün olduğunca çok diplomasi. Talebimiz bu. Bunun için tüm görüşme kanallarını kullanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Scholz, ancak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) temel ilkelerinin tartışmaya açık olmadığını vurgulayarak Rusya’nın da bu ilkeleri kabul ettiğine işaret etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ihlal edilmesi durumunda bunun Rusya için siyasi, ekonomik, jeostratejik sonuçları olacağını aktardığını ifade eden Scholz, “Diplomasi bizim yüzümüzden başarısız olmayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, Putin’in Ukrayna’nın doğusunda bulunan Donbas’ta “soykırım” yaşandığına ilişkin iddialarda bulunduğuna işaret ederek bunların “gülünç” olduğunu söyledi.
Nükleer müzakereye ilişkin İran’a çağrı
İran ile yapılan nükleer müzakerelere değinen Scholz, Avusturya’nın başkenti Viyana’da son 10 aydan beri yapılan görüşmelerde büyük ilerleme sağlandığını belirterek “Müzakerelerin sonuçlandırılması için tüm unsurlar masada.” ifadesini kullandı.
Scholz, yaptırımların kaldırılmasına izin verecek bir anlaşmaya varılma fırsatının bulunduğunu ifade ederek “İran yönetiminin şimdi bir seçimi yapması lazım.” dedi.
İran’ın nükleer faaliyetlerini sürdürmesinin ve aynı zamanda Uluslararası Atom Enerji Ajansı tarafından izlemeyi askıya almasının kabul edilemez olduğunu söyleyerek İsrail’in güvenliği pazarlık konusu olamayacağı için İran’ın nükleer silahlanmasına tahammül gösteremeyeceklerini ifade etti.
Scholz, Viyana’da anlaşma sağlanamaması durumunda müzakerelerin başarısız olma tehlikesinin de bulunduğunu kaydetti.
Batı Balkanlar
Avrupa Birliğinin (AB) genişlemesine ilişkin değerlendirmede bulunan Scholz, Batı Balkanlar’da yer alan ülkelerin AB üyesi olmasında ilerleme sağlanmasını istedi.
“Bu bölge için genişleme perspektifini stratejik bir hedef olarak adlandırmak yeterli değildir. Aktif olarak teşvik etmeliyiz.” diyen Scholz, AB’den söz ettiğinde aklına Batı Balkanlar’daki ülkelerin de geldiğini belirtti.
AB’nin birlikte hareket etmesinin önemine işaret eden Scholz, “AB bizim hareket ettiğimiz çerçevedir, güçlüler arasında güç olarak kalma şansımızdır. AB’nin egemenliği hakkında konuşmalarımız bununla ilgilidir.” dedi.