Libyalı siyasiler, Arap Baharı rüzgarıyla 2011’de devrilen Muammer Kaddafi rejiminin ardından ülkede yaşanan bu tür tıkanıklıklara bazen çözümler üretirken, 2019 yılında olduğu gibi bazen de çaresiz kaldı ve ülke kanlı bir iç savaşa sürüklendi.
Seçimlerin yapılamamasından ziyade yeni bir seçim takviminin belirlenememiş olması Libya sokağında gelecekle ilgili endişeyi artırıyor.
Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin başkanlığa aday olması nedeniyle görevini yardımcısına bırakması, 24 Aralık sonrasında kısa bir süre de olsa otorite boşluğuna yol açtı.
Dibeybe’nin yokluğunda eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter ile bir araya gelmesi, söz konusu boşluğu doldurma girişimi olarak yorumlandı.
Başağa’nın riskli bir manevra yaparak siyasi kazanımlarını tehlikeye attığını değerlendirenler olduğu gibi ülkenin toprak bütünlüğü ve barışı için cesur bir girişim olarak yorumlayanlar da çoğunlukta.
Hafter ile Başağa görüşmesinin ardından Dibeybe’nin ivedilikle görevine geri dönmesi ise dikkati çekti.
Siyasi mücadele halindeki iki yasama kurumu
24 Aralık’tan sonraki süreçte ülkedeki siyasi mücadele daha çok Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi (TM) ve başkent Trablus merkezli Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında yaşanıyor.
Bu iki kurum arasındaki kriz ve çekişme ortamı haliyle Halife Hafter’e bağlı silahlı milisler ve ülkenin batısındaki silahlı gruplara da bir şekilde yansıyor.
Silahlı çatışmaların kısa vadede yaşanmayacağı düşünülen ülkede, Abdulhamid Dibeybe’nin Başbakanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) seçimlere kadar görevine devam edeceği en yaygın kanaat ve en güçlü senaryo olarak öne çıkıyor.
İkinci senaryo ise yeni Anayasa için seçimler öncesinde referanduma gidilmesi. Daha önce TM ve DYK’den birer komisyon oluşturulması ve söz konusu komisyonun referandum için gereken adımları atması gündeme geldi.
Üçüncü senaryo olarak da TM’nin yeni bir yürütme organı oluşturması veya yeni bir siyasi figürü, hükümet kurmak için görevlendirmesi üzerinde duruluyor. TM’deki görüşmelerde bazı vekiller tarafından gündeme getirilen bu senaryonun uygulanmasına ise pek ihtimal verilmiyor.
AA muhabirine konuşan Libyalı gazeteci Ahmed Halife, Tobruk’taki TM içinde bir fikir birliği olmadığını, milletvekilleri arasında Dibeybe hükümetini destekleyenlerin sayısının azımsanamayacak kadar çok olduğunu söyledi.
Önümüzdeki süreç için en güçlü senaryonun Dibeybe hükümetinin görevini sürdürmesi olduğunu savunan Halife, ülkenin batı tarafını temsil eden vekillerin tamamına yakınının Dibeybe hükümetini desteklediğini kaydetti.
“Dibeybe hükümetinde Eğitim ve Kültür Bakanları yolsuzluk suçlaması ile karşı karşıya.” diyen Halife, “Bugünkü şartlarda hayata geçirilebilecek en uygun senaryo, Dibeybe hükümetinin revizyona giderek görevini sürdürmesidir.” ifadelerini kullandı.
Halife, şunları kaydetti:
“Savaş çıkarsa eğer bu Libyalıların değil, bölgesel veya uluslararası güçlerin kararı olur. Libyalılar artık ülkede savaş ve çatışma istemiyor. Savaşın tekrar başlayıp başlamamasının kararı, Libya’da iki bölgesel güç olan Türkiye ve Rusya’nın elindedir.”
Zayıf bir ihtimal bile olsa silahlı çatışmaların tekrar başlaması en kötü senaryo olarak değerlendiriliyor.
Libya’daki silahlı tarafların savaş ve çatışmalardan yıprandığı, ellerinde yeteri kadar silah ve mühimmatın da bulunmadığı yorumları yapılıyor.
“Seçimler için uygun ortam hazırlanmalı”
Libyalı siyasi analist Muhammed Mahfuz ise seçimlerin yapılamamasının en önemli nedenlerinden birinin güvenlik sorunu olduğunu ifade etti.
Bundan başka sebeplerin de olduğuna dikkati çeken Mahfuz, “Önce seçimlerin yapılmasının önündeki engeller tespit edilerek ortadan kaldırılmalıdır. Bugünkü şartlarda sandık başına gidildiği takdirde, tekrar başa dönmüş oluruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Libyalı uzman, 24 Aralık seçimlerinin yapılmasını engelleyen yasal ve siyasal faktörlerin de olduğuna işaret ederek, seçimler için ülkenin genelinde uygun ortamın hazırlanmasının gerektiğine, aksi halde daha önce yaşanan aynı senaryoların devam edeceğine vurgu yaptı.