Pençe Kartal-2 Harekat bölgesinde yer alan Gara’da terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Jandarma Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin annesi Ayşe Güler, Eskişehir’deki evinde gazetecilere yaptığı açıklamada vatanını ve devletini seven, bilgili, sakin bir kişiliğe sahip oğlunun 21 Eylül 2016’da Hakkari’nin Çukurca ilçesinde sınava giderken PKK’lı teröristlerce alınıp zorla tutulduğunu söyledi.
Bu olaydan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy’dan hep destek gördüklerini belirten Güler, şöyle devam etti:
“2016’dan beri Kılıçdaroğlu’nun kapısına gittim. İYİ Parti’ye gittim. Hepsinin kapısına gidip yalvardım. Biri de neden basına çıkartmadı? İYİ Parti’den Meral Akşener’i de iki kez aradım. Neden dönmediler? Ben bir asker annesiydim, bana dönüş yapsaydı. Cumhurbaşkanı beni aradı, tabii ki arayacak, bana başsağlığı diledi. Onlar neden aramadı? İYİ Parti arayıp başsağlığı dileseydi. Kılıçdaroğlu neden beni arayıp başsağlığı dilemedi? Yılmaz Büyükerşen neden aramadı? Şimdi çıkıp ‘Cumhurbaşkanı onu dedi, bunu dedi’ diyorlar. Siz neredeydiniz?”
Güler, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’le birçok kez görüştüğünü dile getirdi. Hiçbir şekilde yanıt alamadığını öne süren Güler, şöyle konuştu:
“Neden biri ‘4 yıldır ne yiyip ne içiyorsun, ne haldesin’ demedi? Şimdi çıkıp benim üzerimden primi topluyorlar. Hepsi yalan. Bu CHP’nin işi gücü yalan. Kılıçdaroğlu beni neden çağırmadı? Türkiye’yi birbirine karıştırıyorlar. Yalan söylüyorlar. Allah razı olsun, Cumhurbaşkanı’mdan, Süleyman Soylu’dan, Mehmet Ersoy’dan, askeriyemizden. Devlet benim arkamda. Özürlü çocuğumla bana devlet baktı. Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüdü. Bir de asker için yürüseydin. Kılıçdaroğlu, ortalığı karıştırıyor. Rahat otursun. Yemin ederim gidip dava açarım. Bizim çocuklarımızın üzerinden propaganda yapmasın, prim toplamasın. Otursun o partililer. 4 senedir sen bilmiyor musun bu askerin nerede olduğunu? Gidip HDP ile geziyorsun, HDP ile dolaşıyorsun. Bilmiyor musun? Biliyorsun. Gidip getirseydin. Neden getirmedin? Şimdi çıkmış benim oğlumun sırtından prim topluyor. Bütün asker aileleri kızıyor. Bizim şehitlerimizi rahat bıraksınlar. Bizden uzaklaşsınlar, bize laf etmesinler. Benim oğlumun giyecek montu yoktu, yiyeceği yoktu. Özürlü çocukla kaldım. Montunu Süleyman Soylu alıp, yolladı.”