Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Berker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diyabetin, yüksek kan şekeri ile seyreden ve vücuttaki bütün damarlara zarar verebilen kronik bir hastalık olduğunu belirtti.
Diyabetin, iki tipinin olduğunu söyleyen Berker, “Tip 1 diyabet, genç yaşlarda başlar. Bu diyabette pankreastan insülin salgılanması bozulur ve insülin eksikliğinden dolayı kan şekeri yükselir. Tip 2 diyabet ise daha ileri yaşlarda, salgılanan insülinin hücreler tarafından kullanılamamasıyla ortaya çıkar.” bilgisini paylaştı.
Berker, vücutta kan şekeri yükseldiğinde damar duvarlarının bozulduğunu ifade ederek, “Diyabet sonucu damar duvarı bozulduğunda kanda da birtakım değişiklikler oluyor. Bütün bunların sonucunda damarları ve kan akımı bozulmuş dokularda oksijensizlik gelişiyor. Bu da organların beslenememesine, görevlerini yapamamasına neden oluyor.” dedi.
– “Gözde körlüğe kadar giden problemler başlayabiliyor”
Gözlerin, vücutta en çok damarın bulunduğu organlardan olduğuna dikkati çeken Berker, “Damarların bozulması vücutta en çok gözü etkiliyor. Kan şekerinin uzun süre yüksek seyrettiği hastalarda göz içinde kanama, ödem gibi sıkıntılar olabiliyor. Gözdeki damarların bozulması körlüğe kadar giden problemleri başlatıyor.” diye konuştu.
“Diyet, ilaç ve egzersiz ihmal edilmezse diyabet hiçbir problem oluşturmaz”
Prof. Dr. Nilüfer Berker, şeker hastalarının tanı aldıkları günden itibaren kan şekerini normal düzeylerde tutmaya çalışmaları gerektiğini dile getirerek, “Kan şekerinin normal düzeylerde tutulması için hastaların diyetlerine uymaları, eğer varsa ilaçlarını düzenli kullanmaları ve egzersiz yapmaları gerekiyor. Hastalar diyet, ilaç ve egzersizlerini ihmal etmezse hem diyabet hiçbir problem oluşturmaz hem de hastalar sağlıklı yaşayarak oluşabilecek başka sorunların da önüne geçerler.” değerlendirmesinde bulundu.
“Tedavimi ihmal ettiğim için sağ gözümü kaybettim”
Karabük’te yaşayan 52 yaşındaki Ayhan Pazarlıoğlu, 20 yıldır diyabet hastası olduğunu ve tedavi için Ankara’ya geldiğini söyledi.
Hastalığına rağmen yıllarca tedavi olmadığını dile getiren Pazarlıoğlu, “Hasta olmama rağmen beslenmeme dikkat etmedim, ilaç kullanmadım. Yaklaşık 15 yıl geçtikten sonra gözlerimde yavaş yavaş hasar oluşmaya başladı. Gözümde sanki uçuşan cisimler vardı. Zaman zaman bulanık görüyordum ama geçeceğini düşünerek umursamadım. Maalesef umursamadığım ve tedavimi ihmal ettiğim için sağ gözümü kaybettim.” dedi.
Pazarlıoğlu, sol gözünün de sağlığını korumak için tedavi olduğunu belirterek, “Sağ gözümü kaybettikten sonra şeker hastalığında tedavinin önemini anladım. Şu an beslenmeme dikkat ediyorum, ilaçlarımı alıyorum ve belirli aralıklarla gözüm için muayeneye geliyorum.” diye konuştu.
Hastalara tedavilerini ihmal etmemeleri uyarısında bulunan Pazarlıoğlu, “Ben doktora gitmediğim, diyet yapmadığım, ilaçlarımı kullanmadığım için bu hale düştüm. Hastalar muhakkak doktorların dediklerini yapsınlar, ‘Bir şey olmaz’ demesinler, ilaçlarını günü gününe kullansınlar.” ifadelerini kullandı.