Resmi Gazete’de 14 Aralık Çarşamba yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı ile ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk lirası cinsinden 1 avro değeri, aralıkta yüzde 36,77 artırılarak 10,76 liraya çıkarıldı.
- Beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında avro kuru yüzde 36,77 arttırıldı
Piyasada ilaç temini konusunda yaşanan sıkıntıların çözümünü amaçlayan bu kararla, her yıl şubatta yapılan ilaçta fiyat güncellemesi erkene çekilmiş oldu.
Karar sonrası yeni çözüm adımlarının geleceği mesajını paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün İstanbul’da ilaç sektörünün tüm paydaş yöneticileriyle bir araya geldi.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığında (TÜSEB) düzenlenen toplantıda yer alan ilaç sektörü temsilcileri toplantıyı ve ilaç avro kurundaki artışı AA muhabirine değerlendirdi.
“Yapıcı ve olumlu bir adım oldu”
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Genel Sekreteri Ümit Dereli, toplantıda Bakan Koca’ya ilaç fiyatlandırmasına esas avro kuru düzenlemesinin öne çekilmesine ilişkin teşekkürlerini ilettiklerini belirterek “İlaç sektörü için yapıcı ve olumlu bir adım. Kararın sektörün içinden geçmekte olduğu güçlüklerde rahatlatıcı bir etkisi bulunuyor. Bunları sayın Bakan’a da aktardık. Ayrıca bundan sonraki süreçte yapılması gereken iyileştirmeler konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Türkiye’deki hastaların ilaçlara erişimlerinin en iyi şekilde sağlanması için birlikte çalışma niyetiyle toplantıdan ayrıldık.” diye konuştu.
İlaç avro kurundaki artışı da değerlendiren Dereli, “Kurdaki güncellemenin erkene çekilerek aralıkta yapılması son derece olumlu ve iyi niyetli bir yaklaşım. Ancak ilaç fiyatlandırmasına esas avro kuru değerinin güncel kur değeriyle eş zamanlı hareketine imkan verecek yapısal bir çözüme de ihtiyaç duyuluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’nin güncel klinik araştırma sayısı İsrail’in de önüne geçti”
Türkiye’nin oldukça gelişmiş bir ilaç endüstrisinin bulunduğunu işaret eden Dereli, sektörün küresel alanda rekabetçi bir aktör olabilmesi için yenilikçi ilaç geliştirilmesine yönelik yetkinliklerini artırılması gerektiğini vurguladı.
Dereli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de klinik araştırma yatırımı 2021’de 2020’ye kıyasla 2 katına çıktı ve bu sıçrayışla ülkemizin güncel klinik araştırma sayısı İsrail’in de önüne geçti. Türkiye’de her geçen gün yeni bir Faz-1 Merkezi açılıyor olması da bu alandaki değerli gelişmelerden birisi.
Bu doğrultuda küresel bir aktör olma yolunda ilerlediğimizi söyleyebilirim ancak sistemin bir bütün olarak desteklenmesi gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Türkiye, sistemin birçok alanında olumlu ilerlemeler kaydediyor. Şirketlerin Türkiye’de ilacı değerli görmesi ve ilaç alanında yatırım yapmayı istemesini sağlamak gerekiyor. Klinik araştırmalarda yol kat eden, uluslararası regülasyonlara uyumlu ve uluslararası ağlarda ortaklığa sahip olan ülkemizde en önemli sorun ise fiyat yapısı. Bu sorun aynı zamanda çeşitli yan etkileriyle de sağlık ekosisteminde iklimi bozuyor.”
Dünyada yerli ve çok uluslu tüm ilaç firmalarının artan maliyetler nedeniyle sorunlar yaşadığına dikkati çeken Dereli hastaların en iyi tedaviye ve maliyete erişimini sağlamanın önemine vurgu yaptı.
“Güncellemenin sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz”
Türkiye İlaç Sanayi Derneği (TİSD) Genel Sekreteri Sami Türkoğlu ise çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini vurgulayarak “İlaçta yeni fiyat güncellemesinin ciddi olumlu sonuçlarının olacağını ve önümüzdeki günlerde bunları göreceğimizi düşünüyorum. Piyasadaki spekülatif hareketlerin de önüne geçilmesi açısından kur güncellemesinin öne çekilmesi çok yerinde bir karardı. Biz de bu konudaki memnuniyetimizi toplantıda ilettik.” dedi.
Dünyada da ilaç tedariki konusunda sıkıntıların bulunduğuna dikkati çeken Türkoğlu şunları kaydetti:
“Gerek Bakanlık gerekse bizler Türk halkının ilaca erişmesinde bir sıkıntı yaşanmaması hassasiyeti içerisindeyiz. Sayın Bakan da bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini aktardı. Toplantıda, kur güncellemesinin yılda birden fazla yapılması, spekülatif hareketlere karşı da piyasanın sıkı bir şekilde takibine ilişkin taleplerimizi gündeme getirdik. Ayrıca ilaçta uluslararası düzeyde ham madde tedarikiyle ilgili yaşanan sorunlara yönelik de görüş alışverişinde bulunuldu. Sayın Bakan, tüm bu konularda hızlı önlemlerin alınacağını bildirdi.”
Türkoğlu, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun (TİTCK) da piyasada spekülatif hareketleri çok yakından takip ettiğinin ve toplantıda bu çalışmalarla ilgili de bilgi paylaşımı yapıldığının altını çizdi.
Eczacılar: “İlaçlardaki sıkıntının bir nebze çözüleceğine inanıyoruz”
Öte yandan eczacılar da ilaç avro kurundaki artışa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Arman Üney, “Bu düzenlemeyle yokta olan ilaçlardaki sıkıntının bir nebze çözüleceğine inanıyoruz. Özellikle çocukların antibiyotikleri, ağrı kesicileri, ateş düşürücüleri ile ilgili yaşanan ciddi sıkıntı ve mağduriyetin giderileceğini umuyoruz.” ifadesini kullandı.
Eczanelerin ekonomik olarak ayakta durabilmesi için fiyat baremlerinin belirli bir çıpaya bağlanması gerektiğinin altını çizen Üney ilaçta fiyat düzenlemelerinin yılda 3-4 kez yapılması talebini paylaştı.
Türkiye’nin dışa bağımlı ilaç politikası yerine kendi ilacını, etken maddelerini üretmesinin önemine vurgu yapan Üney, TEB’in bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu bildirdi.
“Ocak ayının ortalarına doğru ilaç yokluğuyla ilgili yarı yarıya azalma olur”
Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) Başkanı Mehmet Sait Yücel de şu değerlendirmede bulundu:
“İlaçta kur düzenlemesi, yaşanan sıkıntıyı bir miktar çözecektir. Yaklaşık 1 ay içerisinde olumlu sonuçları görmeye başlayacağız, ocak ayının ortalarına doğru ilaç yokluğuyla ilgili yarı yarıya azalma olacağı görüşündeyim.
Fakat bu temel bir çözüm değil. İlaç sanayinde sektör, girdi maliyetlerinin enflasyon kaynaklı ciddi bir şekilde arttığını söylüyor. Ayrıca özellikle şurup şişesi, kapağı gibi yan ürünlerin bulunmasında da sıkıntı yaşanıyor. Bu konuda girdilerle ilgili bir düzenleme talebi de var. Söz konusu sorunlara, ilgili tüm tarafların katılımıyla, karşılıklı görüşmelerle bulunacak çözümlerin ilaç yokluğuyla ilgili problemleri önemli ölçüde azaltacağını düşünüyorum.”