TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Lübliyana’da Brdo Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Avrupa Birliği Parlamento Başkanları Toplantısı’nın son gününde “Avrupa Birliği, Bölgede (ve ötesinde) İstikrar, Güvenlik ve Refahın Garantörü” başlıklı oturuma katıldı.
Toplantıda yaptığı konuşmada Şentop, “Tarihin akışının hızlandığı, zor ve stratejik kararların verilmesini gerektiren, çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Elimizdeki paradigmalar, dünün ve bugünün anlayışları, yaklaşımları, modelleri, dünyada olup bitenleri tam olarak anlamamıza yardımcı olmuyor. Olan bitene müdahale etme, etkileme imkanı sunmuyor. Eski dünya bitti; yeni bir dünyanın kurulması gerekiyor. Bunun sancılarını, ayak seslerini çok yakından hissediyoruz.” diye konuştu.
Bütün gündem maddelerini değiştiren, önemsiz hale getiren büyük bir krizle, bir savaşla karşı karşıya olunduğunun altını çizen Şentop, “Büyük bir ateş, bir büyük yangın evlerimizin önüne kadar geldi. Ukrayna’da yaşanan kriz, savaş, bölgemizi, Avrupa’yı, bütün dünyayı tehdit ediyor. Bir taraftan, uluslararası hukukun çiğnenmesi, ülkelerin egemenlik haklarının ve toprak bütünlüklerinin yok sayılması, diğer taraftan insanların öldürülmesi, yerlerinden edilmesi, hepimizi büyük bir insani krizle karşı karşıya bıraktı. Başta gıda ve enerji alanlarında olmak üzere, birçok alanda büyük bir ekonomik krizin de bizi beklediğini belirtmek isterim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Avrupa Birliği stratejik düşünme, geleceği öngörebilme konusunda zaafiyet içerisinde”
“Bu kriz önlenebilir miydi?” diye soran Şentop, “Elbette önlenebilirdi. Son çeyrek yüzyılda, rehavete, stratejik körlüğe, çıkar ve basit hesapları öne almak yerine, uluslararası hukuku, gerçek manada adaleti, dünya barışını koruyacak stratejik yaklaşımları ve dünyanın yeni gerçekleriyle uyumlu uluslararası kurumsallaşmaları hedefleseydik bugünleri yaşamazdık. Eğer Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de daha önceleri orta ve güney Amerika’da uluslararası hukuk, insan hakları, demokrasiler ilkesel olarak savunulsaydı bugün Ukrayna’daki kriz ortaya çıkmazdı. Eğer 2008’de Gürcistan’da meydana gelen kriz karşısında kararlı ve etkili adımlar atılabilseydi, 2014’te Kırım konusunda kararlı ve etkili bir duruş sergilenseydi bugünkü tablo ile karşılaşmazdık.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Şentop, “Avrupa Birliği stratejik düşünme, önemli olanı görebilme, geleceği öngörebilme konusunda zaafiyet içerisinde. Üstelik, İngiltere’nin birlikten ayrılmasıyla beraber, siyasi ve stratejik boyutu zayıflayan, güçlü ve kapsayıcı gelecek perspektifleri yerine birkaç küçük ülkenin basit kaprislerine rehin kalan, Türkiye gibi, Ukrayna gibi büyük ve jeo-stratejik önemi ve ağırlığı olan ülkeleri birliğe dahil etmeyi beceremeyen bir Avrupa Birliği ile karşı karşıyayız.” dedi.
TBMM Başkanı Şentop, “Dün ve bugün, buradaki bütün üye ülkeler Ukrayna ile alakalı konuştu, görüş belirtti; ama bu sözlerin, savaşı durdurmaya, insani dramı sonlandırmaya gerçekçi ve sonuç alıcı bir faydası var mı? Bildiriler yayınladınız… Zelenski’yi video konferans yoluyla parlamento oturumlarına bağlıyoruz. Çok çok takdir ediyoruz. Bir faydası var mı? Bunların bir faydası olacağına Ukrayna da ve Zelenski de inanmıyor zaten. Siyasi magazinin ötesine geçecek işler yapmalıyız.” diye konuştu.
“Büyük bir ateş, Avrupa’nın kapısına gelmişken burada ne yapıyoruz?”
İstanbul’da gerçekleşen Rusya-Ukrayna Müzakere Heyetleri Toplantısı’na işaret eden Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aylarca süren yoğun diplomasi trafiğinin sonuç vermeye başladığının altını çizdi.
TBMM Başkanı Şentop şöyle devam etti:
“Hem Ukrayna’nın, hem de Rusya’nın dürüstlüğüne ve adaletine güvendiği bir ülke olarak Türkiye arabuluculuk misyonunu yerine getiriyor. Zelenski, Rusya ile yapacağı görüşmeler için Türkiye’yi adres gösteriyordu. Bunu Rusya da kabul etti. Ve bugün Ukrayna ve Rusya arasında üst düzey görüşmeler başladı. Bununla da kalmıyor. Zelenski yapılacak olan bir anlaşmada, buradaki üye ülkelerden birini değil, Türkiye’yi barışın garantörü olarak görmek istiyor. Peki siz ne yapıyorsunuz? Burada, Slovenya’da, AB üyesi ülkeler parlamento başkanları toplantısında, Ukrayna’da büyük bir savaş ve büyük bir kriz varken, büyük bir insani dram yaşanırken, büyük bir ateş, büyük bir göç dalgası Avrupa’nın kapısına gelmişken burada ne yapıyoruz? Bizzat davetli olarak bulunduğumuz, toplantınızın misafiri, Türkiye’ye, Avrupa’yı tehdit eden Ukrayna’daki bu büyük ateşi durdurmak için canla başla çalışan Türkiye’ye ayar verilmeye çalışılıyor.
Türkiye’ye, haksız, insafsız, güya üstenci bir yaklaşımla laf sokuşturmaya çalışılıyor. Yayınlanacak bildiriden bahsediyorum. Avrupa’nın bugününe, yarınına, bir kibrit çöpü kadar faydası olmayan birkaç küçük ülkenin kaprislerine esir olarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Avrupa’nın, bölgemizin gelecek perspektiflerini birkaç küçük ülkenin basit hesaplarına ipotek veriyoruz. Başımızı ellerimizin arasına alıp, ciddiyetle düşünme zamanıdır.”
“Savaş Avrupa’nın kapısında”
Avrupa’nın ortasında bir savaşı, bir soykırımın Bosna’da engellenemediğini dile getiren Şentop, “Ukrayna’da gerginliği, savaşı engelleyemedik, savaş Avrupa’nın kapısında. Afrika’dan, Orta-Doğu’dan gelen deri rengi ve kültürü sizden farklı insanları göçmen olarak topraklarınıza sokmamak için botları batırdınız, geri itme ile insanları ölüme terk ettiniz, Akdeniz’i göçmen mezarlığına çevirdiniz. Şimdi daha büyük bir göç dalgası hepimizin kapısında.” dedi.
Siyasetin gerçeklikler üzerine kurulacağını söyleyen Şentop, “Eğer gerçeklerden kopar, zihninizdeki asılsız varsayımlar, kurgular, önyargılar üzerine siyaset kurarsanız, o zaman etkisiz olursunuz; büyük siyasi oyundan düşersiniz. Bugün olduğu gibi güvenilir olmaktan çıkarsınız. Yeni arayışlara bölgeyi ve dünyayı mecbur edersiniz. Nitekim, İngiltere- ABD ekseninde, başka bir stratejik alanın oluşturulmaya başlandığını bizzat Ukrayna kriziyle beraber müşahede ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu ifade eden Şentop, “Küçük işlerle ve küçük hesaplarla işimiz yok. Türkiye bugünkü güç ve itibarını AB üyesi olarak kazanmış değildir. Arslanların, esasen, sürü ile gezmeye ihtiyacı yoktur. Önyargısız, çifte standartsız, Türkiye’nin, Avrupa’nın, bölgemizin ve dünyanın gerçeklerine uygun akılcı yaklaşımlarla AB üyelik sürecinin geliştirilebileceğine inanıyoruz. Avrupa’nın ve AB’nin geleceği Türkiye ile beraberdir.” diye konuştu.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Yunanistan Meclis Başkanı Constantine Tassoulas’ın, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de provokatif eylemlerde bulunduğunu iddia ederek, “Bu eylemler sadece Yunanistan’a karşı değil aynı zamanda Avrupa’ya da karşıdır.” ifadesine tepki gösterdi.
“Yunanistan Meclis Başkanı konuşmasında provokatif bir yaklaşımla Türkiye’ye saldırdı” diyen TBMM Başkanı Şentop, şunları söyledi:
“Bu Yunan politikacıların yerleşik bir adedidir. Milli kimlikler, güçlü bir tarih ve öz değerler üzerine kurulur. Karşıtlık üzerinden milli kimlik inşası zayıftır, sürdürülebilir olamaz. Kıbrıs konusu hukuken çok açıktır. Bir hukuk profesörü olarak bu konuyu saatlerce konuşabilirim, tartışabilirim. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan ile beraber Kıbrıs’ta garantör ülkedir. 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarına göre Yunanistan, Kıbrıs’ı bir Yunan adası yapmak için 1962’den 1974’e kadar Türkleri katletti. 1974’te Yunanistan’dan adaya giden enosisçi subaylar, Türklere soykırım başlattılar. Türkiye de 1959 anlaşmasından kaynaklanan yetkilerini ve hakkını kullanarak müdahalede bulundu ve barışı sağladı. 1974’ten beri adada kan dökülmüyor. Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı hasmane tutumu, uluslararası anlaşmalara uymamayı ilke haline getirmesine rağmen Türkiye 1980 yılında Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşüne izin vermiştir, veto yetkisini kullanmamıştır. Niye, çünkü Türkiye daima iyi niyetlidir. Türkiye büyük ülkedir.”