Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Kliniği’nde Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enver, New York’taki Columbia Üniversitesinde 2019-2020 yıllarında ses cerrahisi üzerine üst ihtisas yaptıktan sonra kendi isteğiyle Türkiye’ye döndü.
Türkiye’de boyundan gırtlağa sinir transferini 2. kez gerçekleştiren doktor olan Enver, ses teli felci nedeniyle 14 yıl kısık sesle konuşmak zorunda kalan hastasını sağlığına kavuşturdu ve yüzlerce kişiye de umut oldu.
Doç. Dr. Enver, bu kez ses telleri daha önce geçirdiği akciğer ameliyatına bağlı tek taraflı felç olan 53 yaşındaki piyanist şantör Murat Yörü’nün ameliyatını hastasını uyutmadan yaptı.
Ses sanatçısı olan hastasıyla ameliyat sırasında konuşan Doç. Dr. Enver, ses tellerinin durumunu anlayabilmek adına hastasına operasyon sırasında şarkı da söyletti.
Hastasına, kendisini ameliyat sırasında rahat hissedebilmesi için sanal gerçeklik gözlüğü (VR) takan Doç. Dr. Necati Enver, bu sayede yeni teknolojilerin eğitim ve hasta tedavisinde kullanılabileceğini uygulamaya geçirmiş oldu.
Ameliyata ilişkin AA muhabirine bilgi veren Enver, akciğer ve guatr ameliyatları başta olmak üzere Kovid-19 ile grip gibi virüslere bağlı üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra da ses teli felcinin meydana gelebildiğini, erken dönemde ses teli dolgusu, üzerinden vakit geçtiğinde ses teli felcinin kalıcı olduğundan emin olduktan sonra ise ses teli implantı yapılabildiğini söyledi.
Tek taraflı ses teli felci olanlarda tellerden birinin hareket edebildiğini, diğerinin hareketsiz kaldığını anlatan Enver, ses telinin yerini değiştirerek sesin daha iyi çıkmasını sağlayabildiklerini, bunu yapmak için de implant ameliyatını gerçekleştirdiklerini belirtti.
Aynı meme implantında olduğu gibi ses telinin arkasına ona dokunmadan silikondan implant yerleştirdiklerini, bunun sayesinde ses tellerinin birbirine rahat değebildiğini, yorulmadığını ve kısılmadığını ifade eden Doç. Dr. Enver, şu bilgileri aktardı:
“Ameliyat diğer ameliyatlardan farklı olarak uyanık yapılıyor. Hasta ameliyat boyunca yarı uyur pozisyonda bulunuyor. Biz o sırada hastanın boynunda implant yerleştireceğimiz yeri açıyoruz. Sonrasında da ses teli implantını yerleştirirken hastayla konuşuyoruz. Yarı uyanık olmasının amacı hastanın sesini ameliyat sırasında duyabilmek. Ne kadar koyacağımızı, nereye yerleştireceğimize o anda karar veriyoruz. Estetik ameliyatlarda implantı nereye koyacağımıza görüntüye bakarak karar veriyorsak, bu ameliyatta da hastanın sesine bakarak karar vermemiz gerekiyor. Öyle olduğu için de hastanın uyanık olması, bizimle konuşabiliyor olması önemli.”
Hastalar ameliyatta sanal gerçeklik gözlüğüyle film izliyor
Ameliyatın ortalama 1,5 saat sürdüğünü ve hastanın bu süre boyunca uyanık şekilde uzanmasının onun için bazen stres verici olabildiğini ifade eden Doç. Dr. Enver, şu bilgileri verdi:
“Bunu azaltmak için hastalarımızda sanal gerçeklik gözlüğünü kullanıyoruz. Sanal gerçeklik gözlüğüyle hastalar o sırada film izliyorlar, doğada yürüyorlar, dalgaları izliyorlar. O sayede o 1,5-2 saati daha sakin geçiriyorlar. Bu sayede de ameliyat sırasında yaşadıkları konfor artmış oluyor. Ameliyat onlar açısından daha yapılabilir hale geliyor ama bunu kullanmadığımız hastalarda bile ameliyat çok konforlu. Hastalarımız ‘İyi ki olmuşum.’ diyor.”
Ameliyat yarı uyanık olduğu için aynı gün akşamında veya ertesi gün hastaları eve gönderdiklerini aktaran Enver, şöyle devam etti:
“Ses telinin kendisine dokunmadığımız, arkasına implant yerleştirdiğimiz için hastamız ameliyattan sonra bile konuşabilir halde oluyor. İlk birkaç hafta daha az konuşmasını istiyoruz, ses telinin ödemi atması için. Hastalarımız masa başı iş yapıyorsa, ertesi gün işlerine dönebiliyorlar. Seslerini kullandıkları bir iş yapıyorlarsa da 1 hafta, 10 gün dinlenmelerini istiyoruz.”
Sesin insan hayatındaki önemine değinen Enver, “Ses o kadar hayatımızın her anında ki… Sesimizi, eşimizle konuşurken, çocuğumuza masal anlatırken, işe giderken, işe başvururken hatta bazen kendi kendimize şarkı söylerken kullanıyoruz. Bu anların hepsinde, hayatta bir eksiklik yaşıyor hastalar. Aslında tıbbi olarak büyük bir problem yaşamasa da ses kısıklığının yarattığı mutsuzluk, hayattan geri kalmışlık, sosyal hayatla olan mesafenin artması, bu hastaların hayatta hep geri kalmasına neden oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Doç. Dr. Enver, ses teli felci olan hastaların büyük bir kısmında “Bekleyin”, “Kendi kendine geçer”, “Bunun bir tedavisi yok zaten” şeklinde yanlış bir inanış olduğunu belirterek, ses teli implantı ile hastaları seslerine döndürmenin mümkün ve implantın hayat boyunca kalıcı olduğunu sözlerine ekledi.
Murat Yörü, yaşadıklarını anlattı
Ameliyat olan piyanist şantör Murat Yörü ise 12 yıl önce akciğerinde doğuştan delik olduğunun tespit edildiğini, hava kaçağının kapanması için geçirdiği operasyon nedeniyle ses telinin felç olduğunu söyledi.
Ses teli felç olduktan sonra arayışa girdiğini, 3 yıl bekleyip çok detaylı bir tedavi olmadığını belirten Yörü, yıllar içinde geçirdiği tedavi süreçlerini şöyle anlattı:
“Ses telime botoks tarzında 2 enjeksiyon yapıldı. Bu işlem ses tellerini birbirine yakınlaştırdı. Bu materyaller zaman içinde eridi ve yok oldu. Aradaki açıklık yükselince ses telimde ister istemez boşluk oluştuğundan dolayı konuşmam, nefes alma performansım düştü. En büyük sıkıntım nefes alıp vermemdi. Yediklerim soluk boruma kaçıyordu. Bu sıkıntıları aşmak için farklı sağlık kuruluşlarına başvurdum. Bir, iki defa daha botoks uygulamasına devam ettim ama onlar da yıllar içinde randımanlı olmadı. Ardından Marmara Üniversitesinde Necati Enver Hoca ile tanıştık. Bir kez botoks yaptı. O da geçici olduğu için daha detaylı bir botoksa karar verdi. Göbek bölgesinden yağ alıp daha detaylı bir enjeksiyon yaptı. Şu an konuşmamı o botoksa borçluyum. Bu süreçten sonra sinir taşıma nakil ameliyatına karar verdik. Bu ameliyatı da 8-9 saat süre içinde başarmaya çalıştı Necati Hoca ama üzerinden yıllar geçtiği için bu sinir ister istemez çürümüş veya kaybolmuş. Bu ameliyatın üzerinden 2 yıl geçti ve ses teli implantına karar verdim.”
Piyanist şantör olduğunu ancak rahatsızlığı nedeniyle bu mesleği yapamadığını dile getiren Yörü, sesini insanların duyamaması nedeniyle iş bulamama ve çalışamama sorunu yaşadığını söyledi.
Sesi kısıldığı için psikolojik sıkıntı yaşadığını vurgulayan Yörü, “Şu anki ameliyata karar vermemin sebebi, sesi güçlendirmek, orta hatlardaki sesleri kuvvetlendirmek, en azından biraz bağırabilmek, insanlara sesimi duyurabilmek. Geçim sıkıntısı da var. Zor bir dönem ama başaracağıma inanıyorum.” diye konuştu.