Siber güvenlik alanındaki küresel tehditlerin sayısının her geçen gün artış göstermesi nedeniyle devletlerin ve şirketlerin söz konusu alana ayırdıkları bütçe ve ilgi artıyor.
Bu kapsamda, üniversitelerde, özel işletmelerde ve birçok kurumda yeterli insan kaynağını yetiştirebilmek amacıyla eğitimler düzenleniyor.
Söz konusu eğitimlere farklı yaş gruplarındaki binlerce insan başvuruyor ve ilgi duyuyor. Türk Hava Yolları’nın (THY) gerçekleştirdiği Take Off Programı da bu eğitimlerden bir tanesi.
İyi bir eğitime sahip siber güvenlik uzmanları, devletlerin ve şirketlerin kritik altyapılarını koruma konusunda kritik roller üstleniyor.
Siber güvenlik, devletler, kurumlar ve şirketler için olan öneminin yanı sıra, bilgisayar ve akıllı telefondan, güvenlik kamerası kullananlara kadar hemen hemen herkesi yakından ilgilendiriyor.
Dünya liderleri de farklı zamanlarda yaptıkları konuşmalarda siber güvenlik konusunun önemine dikkati çekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse elektronik sistemlerimizin ve buralarda saklanan verilerin güvenliği de o derece önemli. Yapay zeka destekli insansız hava araçları ve robotik sistemler başta olmak üzere her türlü teknolojik ürünün hayatımızda giderek daha çok yer edineceği bir döneme girdik. Bu işin güvenlik boyutuna artık çok daha önem vermeliyiz.” ifadelerine yer vermişti.
ABD Başkanı Joe Biden de Mart 2022 tarihinde yaptığı açıklamasında kendi yönetiminin ilk gününden itibaren ulusal siber savunmayı güçlendirmek için çalıştığını söylemişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise 2021 yılında ülkesindeki hastanelere yapılan siber saldırı sonrasında, siber savunma kapasitesine artırmak için 1 milyar avroluk yatırım yapacaklarını açıklamıştı.
“Siber güvenlik konusu NATO zirvesinde de ele alındı”
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan CyberThink Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Yüksel, siber güvenlik odaklı bir düşünce kuruluşu olarak siber güvenlik konusunda bilimsel ve fikri altyapı hazırlayıp büyük kuruluşlara, organizasyonlara dünya standartlarında neyin nasıl yapılması gerektiğini konusunda bilgi verdiklerini söyledi.
Siber güvenliğin, devlet güvenliğiyle eşdeğer öneme sahip bir konu olduğunu vurgulayan Yüksel, bu konunun gelişmiş ülkelerin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirtti.
Yüksel, siber güvenlik konusunun NATO zirvesinde de ele alındığını anımsatarak, “Son zirvenin gündem başlıklarından biri siber güvenlikti. Dolayısıyla siber güvenlik devlet liderlerinin ajandasına girmiş, devletlerin birinci önceliği haline gelmiş olan bir konu. Şu anda, siber güvenliğin içerisindeki en büyük problem ‘Siber Güvenlik Kapasite İnşaası’ (Cyber Security Capacity Building), güç inşası. Ne kadar kasları güçlü siber güvenlik uzmanınız varsa ve o ne kadar yetkin, yeterli ve üst seviyedeyse, kurumlarınızı veya kritik altyapılarınızı koruma noktasında o kadar başarılı olursunuz.” ifadelerini kullandı.
THY gibi Türkiye’nin önemli kurumlarıyla, siber güvenlik uzmanı yetiştirmek amacıyla eğitim programları düzenlendiklerini belirten Yüksel, düzenlenen programlara binlerce öğrencinin başvurduğunu ifade etti.
“Siber güvenlikte bir kişi bir orduyla eş değer”
Mahir Yüksel, çevrim içi siber güvenlik eğitimleri de düzenlediklerini belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Siber güvenlikte bir kişi bir orduyla eş değer. Bu konuda da şöyle bir örnek vermek istiyorum. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Rusya yaklaşık 7 ay boyunca Donbass bölgesinde 150 bin tane askeri konuşlandırdı. Bakın 150 bin asker, 7 ay bunun ikmali, bunun yakıtı, bunun kıyafeti, bunun yiyeceği bir sürü gideri var. Ama savaşın başlamasının akabinde Ukrayna Dijital Dönüşüm Bakanı bir tweet attı ve dedi ki “Tüm dünyadaki hackerları Ukrayna’nın alt yapısını savunmak üzere birlik olmaya davet ediyorum.” O hackerları bir Telegram grubuna topladılar. O Telegram grubunda şu anda 350 bin kişi var. Bakın bir devletin 7 ay boyunca 150 bin kişiyi bir bölgede ikame etmesinin masrafı ve atılan tek bir tweetle toplanan 350 bin kişiden bahsediyoruz. Ve bu 350 bin kişiden her birinin sahadaki bir askerden daha fazla yıkıcılığı olduğuna inanabilirsiniz.”
Savaşa en iyi hazırlığın barış zamanı olacağına dikkati çeken Yüksel, bu mottoyu benimsemiş bir düşünce kuruluşu olarak siber savaşın aslında her an yaşanan bir şey olduğunun da bilincinde olduklarını kaydetti. Yüksel, hem Türkiye’ye hem de farklı ülkelere, her geçen saniye yaşanan saldırıların söz konusu olduğunu belirterek, “Biz Türkiye’yi odağa alacak olursak Türkiye hem bulunduğu stratejik konum itibarıyla hem de bölgesindeki en güçlü aktör olması sebebiyle saldırıların odağında olan bir ülke. Dolayısıyla Türk Hava Yolları gibi kurumlarla gerçekleştirdiğimiz eğitimler sadece Türk Hava Yolları’nın güvenliği sağlamak için değil, bütün Türkiye’nin siber güvenliğini sağlamak için büyük bir katkıda bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.