Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şahane Funda Arslanoğlu, AA muhabirine, Türkiye’nin, bitki türü zenginliği ve endemik bitkiler bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer aldığını, Türkiye’de bulunan 1056 çeşit yumru soğanlı bitkiden yaklaşık 460’ının endemik olduğunu söyledi.
Göl soğanının da endemik türler içinde olduğuna işaret eden Arslanoğlu, bu nedenle koruma altına alındığını belirtti.
İçerdiği “amaryllidaceae alkaloidleri” sayesinde alzaymır ve çocuk felci gibi sinir sistemini etkileyen hastalıkların tedavisinde kullanılan göl soğanı bitkisinin, Türkiye’de koruma altında bulunduğu ve toplanmasının yasak olduğunu anlatan Arslanoğlu, “Dünyada nadir bulunan ve şifa kaynağı olan göl soğanı bitkisi, Türkiye’de belirli bölgelerde yetişmektedir. Doğadan toplanması tamamen izne bağlıdır. Hangi bölgede toplanacağı ve ne kadar kota konulduğu Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenmektedir. Bir yıl önceki kota sınırlamasına göre 6 milyon göl soğanının toplanıp satılmasına izin verildi. İhracatı Bulgaristan’a yapılmaktadır. Bu ülkede bulunan alkaloid fabrikasında işlenen soğanlardan ilaç elde edilmektedir.” diye konuştu.
Göl soğanının, Samsun’daki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Kızılırmak Deltası’nda sulak alanlarda da yetiştiğini dile getiren Arslanoğlu, güzel çiçekleri nedeniyle bitkinin, bölgeyi ziyaret edenler tarafından koparıldığını ve yumrularına zarar verildiğine dikkati çekti.
Arslanoğlu, göl soğanı bitkisinin öneminin yöre halkı tarafından bilinmediğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Göl soğanı sulak alanlarda yetişen bir bitkidir. Soğan çapı 7,5 santimetre ve üzerinde olanları kotaya tabi olarak ihracatı yapılabiliyor. İstenilen büyüklüğe 4-5 yılda geliyor. Türkiye’de Samsun, Kocaeli, İstanbul, Bursa, Konya ve Sakarya’da yaygın olarak doğal florada bulunuyor. Güzel çiçekleri olduğu için insanların ilgisini çekiyor. Nesli tükenmekte olduğu için özellikle bu alanları ziyaret eden vatandaşlarımızın, çiçekleri güzel diye, göl soğanını doğadan koparmalarını istemiyoruz. Bu yerler ekoturizme açılabilir, insanların bilgilendirilmesi sağlanabilir. Yıllardır ülkemizden ihracatı da yapılan veya kaçak olarak sökülerek başka yere götürülen ters lale ve salep bitkilerimiz var. Aynı şeyi göl soğanında da yaşamamak için kesinlikle doğadan sökülerek tahribatına izin verilmemesi, insanlarımızın bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor.”