Danışmanlık şirketi SYSTEMIQ’nun, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’na (COP26) yönelik hazırladığı “Paris Etkisi:COP26 Baskısı” raporuna göre, büyük sektörler 2030’a kadar maliyet açısından rekabetçi yeşil çözümler geliştirebilecek kapasiteye sahip ve yeni karbon yoğun altyapı projelerine yatırım yapmanın anlamı kalmadı.
Petrol projeleri için uzun vadeli borçlanma maliyetleri yenilenebilir enerji yatırımlarına göre, yüzde 20 daha yüksek hale geldi. Geçen yıl devreye alınan elektrik kapasitesinin yüzde 80’inden fazlası yenilenebilir enerjiden oluştu.
Enerji sektörünün yanı sıra ulaştırma sektöründe de benimsenen düşük karbon çözümler sayesinde geçen yıl elektrikli araç satışları, 330 tam elektrikli veya hibrit modelle, 3 milyon adete ulaştı. Elektrikli araçların küresel pazardaki payı ise yüzde 4’e yükseldi.
Rapora göre, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, küresel emisyonların yüzde 73’ünü oluşturan ülkeler net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmayı taahhüt etti.
Ayrıca, net sıfır hareketi 3 binden fazla büyük işletme ve dünyanın en büyük 173 yatırımcısıyla endüstri genelinde önemli büyüme gösterdi.
Gelecek 25 yılda net sıfır emisyona sahip enerji sistemine geçişin, küresel ekonomiye 26 trilyon dolar fayda sağlayacağı hesaplanıyor.
Global Optimism’in Kurucusu ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi eski Başkanı Christiana Figueres, iklim değişikliğiyle mücadelede gelecek 10 yıla ilişkin yol haritasının belirlendiğini belirterek, “Küresel sıcaklık artışınıın 1,5 derece sınırında kalması için karbonsuzlaşma çabalarından geri adım atmayacağız. Paris Anlaşması’ndan bu yana önemli ilerleme kaydedildi. Yakında emisyon eğrisinin aşağı doğru gitmeye başladığını göreceğiz. SYSTEMIQ’in güncellenmiş raporu, bize kilit sektörlerin dönüşümünün gerçekleştiğini ve artan hızla politika, teknoloji ve finans için erdemli bir döngü oluşturabileceğimizi gösteriyor.” ifadelerini kullandı.