Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder, tütün kullanımını bırakmada kesin karar vermenin önem arz ettiğini, sağlık profesyonelleri ve destek gruplarından yardım alınabileceğini belirterek, “Tetikleyicilerden uzak durun, stresle başa çıkma yöntemleri geliştirin. Egzersiz yapmak, bağımlılıkla mücadelede yardımcı olacaktır.” tavsiyesinde bulundu.
Tütün bağımlılığı, tütün ürünlerinin içinde bulunan nikotin maddesine karşı gelişen fiziksel ve psikolojik düşkünlük olarak tanımlanıyor.
Aslında insan vücudu için gerekli bir madde olmayan nikotin, zamanla kullanıcıda bağımlılık geliştiriyor ve kullanmadığında sinirlilik, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü gibi yoksunluk belirtileri gösteriyor.
Bu bağımlılığa karşı toplumda farkındalık oluşturmak ve sağlıklı yaşam davranışlarını geliştirmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütünce 31 Mayıs “Dünya Tütünsüz Günü” olarak kabul ediliyor.
Günün bu yılki teması “Çocukları tütün endüstrisinin müdahalesinden korumak” olarak ilan edildi.
Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder, dünya genelinde her yıl 8 milyondan fazla erken ve önlenebilir ölümün tütünle ilişkili olduğunu söyledi.
Ergüder, bunlardan 7 milyonunun sigara içtiğini, 1,3 milyonunun ise sigara içmediği halde başkalarının içtiği sigaranın dumanına maruz kalan kişiler olduğunu kaydetti.
Sigara dumanında 7 binden fazla kimyasal madde bulunduğuna dikkati çeken Ergüder, “Bu kimyasalların en az 69’u kansere neden olur. Sigara içmek vücudun hemen hemen her yerinde kansere neden olur. Şu andaki bilgilerimize göre başta akciğer olmak üzere 12 organda kansere neden olmaktadır. Aynı zamanda sigara, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu, vücudunuzun kanser hücrelerini öldürmesini zorlaştırır.” diye konuştu.
Dünya Tütünsüz Günü’nün önemine işaret eden Prof. Dr. Ergüder, şöyle devam etti:
“Dünya Sağlık Örgütüne üye ülkeler, tütün salgınına ve bunun yol açtığı önlenebilir ölüm ve hastalıklara küresel ölçekte dikkati çekmek amacıyla 1987’de Dünya Tütüne Hayır Günü’nü oluşturmuştur. 1987’de Dünya Sağlık Asamblesi, 7 Nisan 1988’in ‘Dünyada Sigarasız Gün’ olması çağrısında bulunan WHA40.38 Kararını kabul etti. Daha sonra 1988’de, her yıl 31 Mayıs’ta Tütünsüz Bir Dünya Günü’nün kutlanması çağrısında bulunan WHA42.19 Kararı kabul edildi. 1988’den bu yana 31 Mayıs tüm dünyada tütün endüstrisinin kirli oyunlarını açığa çıkarmak ve toplumlarda sigara kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için kutlanmaktadır.”
“Dünya genelinde 13-15 yaş arası 37 milyon çocuk tütün kullanıyor”
Prof. Dr. Ergüder, bu yılki “Çocukları ve gençleri tütün endüstrisinin müdahalesinden korumak” temasıyla ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı:
“Ne yazık ki dünya genelinde 13-15 yaş arası 37 milyon çocuk tütün kullanmaktadır. DSÖ, hükümetleri, gençleri tütün, e-sigara ve diğer nikotin ürünlerinden, bu ürünlerin alımını yasaklayarak veya sıkı bir şekilde düzenleyerek korumaya çağırmaktadır. DSÖ’nün tavsiyeleri arasında; halka açık, kapalı alanların yüzde 100 dumansız hale getirilmesi, aromalı e-sigaraların yasaklanması, pazarlama, reklam ve tanıtım yasakları, daha yüksek vergiler, endüstrinin kullandığı aldatıcı taktikler konusunda kamuoyunun farkındalığının artırılması ve gençlerin öncülüğünde eğitim ve farkındalık girişimlerinin desteklenmesi yer alıyor.”
Bu yılki kampanyanın amacına değinen Prof. Dr. Ergüder, tütün endüstrisinin gençleri ömür boyu bağımlı kalabilecekleri zararlı ürünleri kullanmaya teşvik etmeyi sürdürdüğünü vurguladı.
Prof. Dr. Ergüder, tütün endüstrisinin izin verilen ülkelerde geleneksel pazarlama yoluyla, tütün pazarlamasına kısıtlamalar getirilen ülkelerde ise sınır ötesi dijital pazarlama ve eğlence medyasındaki tasvirler yoluyla gençlere ulaştığını kaydetti.
Gençlere harekete geçme çağrısında bulunan Ergüder, “Dünyanın dört bir yanındaki gençlik grupları, devletlerini tütün kullanımını ve nikotin bağımlılığını önlemeye yönelik tedbirler almaya teşvik edebilir. Gençler, tütün şirketlerinin faaliyetlerinden kaynaklanan geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki zararlardan sorumlu tutulması ve mali olarak yükümlü kılınması için çağrıda bulunabilirler.” ifadelerini kullandı.
Ergüder, sigarayı bırakmanın 12 farklı kanser riskini azalttığını, sağlık durumunu iyileştirdiğini ve yaşam beklentisini 10 yıla kadar uzatabildiğini söyledi.
Elektronik sigaraların, sigarayı bırakmada yardımcı olarak kullanımına ilişkin kanıtların yetersiz olduğunu aktaran Prof. Dr. Ergüder, “Araştırma bulguları, e-sigara kullanıcılarının doğası gereği deneysel kullanımda bile daha sonra geleneksel sigara kullanma olasılıklarının kullanmayanlara göre iki kat daha fazla olduğunu göstermektedir.” dedi.
“Sigarayı bırakmak her yaşta sağlığa faydalıdır”
Yaşamın erken döneminde sigarayı bırakmanın sağlık açısından daha fazla fayda sağladığını kaydeden Ergüder, “Sigarayı bırakmak her yaşta sağlığa faydalıdır. Uzun yıllar sigara içmiş veya çok sigara içmiş kişiler bile sigarayı bırakmaktan fayda görecektir. Sigarayı bırakmak, aile üyelerini, iş arkadaşlarını ve diğerlerini pasif içicilikten kaynaklanan sağlık risklerinden korumanın en iyi yoludur.” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Ergüder, sigarayı bırakmak için ücretsiz hizmet veren Yeşilay Danışmanlık Merkezlerine ve Sağlık Bakanlığı ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattına başvurulabileceğini belirterek, “Uzmanlar tarafından bağımlılık düzeyi değerlendirilir, kişiye özel tedavi planı oluşturulur, gerekirse tıbbi destek sağlanır. Tedavi sürecinde psikolojik ve sosyal destek sunulur, sürecin izlenmesi ve sürdürülebilirliği sağlanır.” dedi.
Harici yolların da mevcut olduğuna vurgu yapan Ergüder, “Tütün kullanımını bırakmaya kesin karar verin. Sağlık profesyonelleri, danışmanlar veya destek gruplarından yardım alın. Tetikleyicilerden uzak durun, stresle başa çıkma yöntemleri geliştirin. Egzersiz yapmak, bağımlılıkla mücadelede yardımcı olacaktır. Bırakma planı hazırlayın, tarih belirleyin ve bu plana sadık kalın. Yoksunluk belirtilerinin geçici olduğunu unutmayın ve pes etmeyin.” tavsiyelerinde bulundu.
Ergüder, tetikleyicilerle ilgili olarak ise “Nikotin hem fizyolojik hem de psikolojik bağımlılık yapıcı bir maddedir. Sigara içilen ortamlarda bulunulması, sigara paketleri, kül tablaları ve çakmaklar kişide içme isteği doğurur. O nedenle biz sigarayı bırakanlardan bu kararlarını tüm çevreleriyle paylaşmalarını, sigara içilen ortamlarda bulunmamalarını, evde, iş yerinde sigara, kül tablası, çakmak gibi nesneleri kaldırmalarını istiyoruz. Ayrıca sigarayı örneğin kahve ile içiyorsa bir müddet buna da ara vermesini istiyoruz.” diye konuştu.