Tarih boyunca çok sayıda ülke, siyasi, ekonomik ve kültürel olarak simgeleşerek uluslararası alanda temsil konumunda bulunan başkentlerini yine siyasi, ekonomik ve askeri gerekçelerle değiştirdi.
Başkentler; ülkelerin siyasi, kültürel ve ekonomik gücüyle tarihi köklerini simgelemesi açısından önemli bir rol üstleniyor. Ülkelerin siyasi ve idari merkezleri olan başkentler, ekonomik aktivitelerin yanı sıra bilim, eğitim ve kültürün de önde yerleri arasında yer alıyor.
Eski çağlardan bu yana başkentler, sadece siyasi ve ekonomik başkent değil aynı zamanda Konstantinopolis ve Roma’da olduğu gibi devlet dininin de merkez noktası konumunda bulunuyor. Başkentler genellikle savaşlar, devrimler, istilalar veya ilhaklar nedeniyle yer değiştirirken, son dönemlerde iklim değişikliği de başkentin yerini değiştirmede etkili olabilecek faktörler arasında kabul görüyor. Doğal afetler de başkent değişikliklerinde etkili olurken 1773’te depremin Antigua şehrini yerle bir etmesinden sonra İspanyollar, Guatemala’nın başkentini Guatemala şehrine taşıdı.
Son yıllarda ciddi nüfus artışlarının görülmesi de başkentlerin taşınmasına gerekçe olarak gösterilirken başkentin ülkenin daha az gelişmiş bir bölgesine taşınmasının bir şehirdeki tıkanıklığı azaltmak ve ülkenin başka bir bölümünde kalkınmaya yardımcı olmak gibi faydalar sağladığı kaydediliyor.
Nijerya’nın askeri hükümeti, 1991’de ülkenin iç kısmındaki Lagosta’ki başkentini ülkenin çok kültürlü ve dinli olması göz önüne alınarak siyasi, dini ve nüfus politikaları gereği Abuja’ya taşıdı.
Endonezya da başkentteki nüfus yoğunluğunun şehri işlevsiz hale getirdiği gerekçesiyle başkentin Java’dan Borneo Adası’na taşınacağını açıkladı.
Siyasi ve ekonomik gerekçelerin başkentin taşınmasına etkisi
2015’te Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah el-Sisi, ülkenin başkentini, mevcut başkent Kahire’nin 50 kilometre doğusunda inşa edilecek yeni bir şehirle değiştireceğini duyurdu. Mısır’ın “Yeni İdari Başkent”i olarak adlandırılan şehrin 2021’de açılması planlanıyordu ancak Kovid-19 salgını nedeniyle ertelendi.
Brezilya, 1960’ta iç kesimlerde büyümeyi teşvik etmek, başkentin artan nüfusunu dengelemek için konumunu bölgesel olarak daha tarafsız hale getirmek ve denizden gelebilecek saldırılara karşı savunmasızlığı ortadan kaldırmak için başkenti Rio de Janeiro’dan Brazilya’ya taşıdı.
Avustralya’nın 1901 tarihli federal anayasası gereği yeni bir başkentin Yeni Güney Galler eyaleti içinde ancak Sidney’den en az 161 kilometre uzaklıkta olmasını gerektiriyordu. 1911’de kurulan Avustralya Başkent Bölgesi (ACT), bu gerekçeyle 1927’de Canberra’ya taşındı.
Pakistan’ın başkenti, İslamabad’ın ülkedeki merkezi konumu dolayısıyla 1960’ların başında Karaçi’den İslamabad’a kaydırıldı.
2005’te Myanmar askeri hükümeti, başkenti coğrafi olarak daha merkezi bir konuma yerleştirmek ve daha geniş bir alanda yeni bir merkez inşa etmek için Yangon’dan Naypyidaw’a taşıdı.
Rusya’da 1917’de yaşanan devrimin ardından Sovyetler Birliği’nin kurulmasıyla başkent, 5 Mart 1918’de Saint Petersburg’dan Moskova’ya taşındı.
1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla başkent İstanbul’dan siyasi iradenin yeni merkezi olan Ankara’ya taşındı.
Tahran’daki aşırı nüfus yoğunluğu ve hava kirliliği nedeniyle zaman zaman başkentin başka bir şehre taşınmasına yönelik tartışmalar, İran gündeminde de önde gelen konular arasında yer alıyor. İran’da başkentin, 16 milyon nüfusa sahip Tahran’dan başka bir şehre taşınmasına yönelik yasa tasarısı, 25 Aralık 2013’te 290 sandalyeli mecliste 110 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişti. Plan çerçevesinde oluşturulan konsey, başkent için “en iyi alternatifin neresi olacağı” konusunda çalışmalarına devam ediyor.
İklim değişikliği ve doğal afetlerin başkentin taşınmasına etkisi
Uzmanlar, iklim değişikliğinin gelecek dönemde birçok ülkeyi başkentlerini başka bir yere taşımaya zorlayacağını savunuyor.
Tsunami ve selden kasırgalara kadar çok sayıda doğal afet riskinin yüksek olduğu Filipinler’de sahile yakın başkent Manila’nın yoğun nüfuslu oluşu ve tahliyesinin zor olabileceği için doğal afetlere karşı savunmasız kaldığı kaydediliyor. Kentin altyapı sistemlerinin de yetersiz olması mevcut durumu kötüleştirirken, şehrin yaklaşık yüzde 80’i sel nedeniyle 2009’da sular altında kaldı.
Benzer şekilde OECD raporlarına göre, Bangladeş’in başkenti Dakka ve Tayland’ın başkenti Bangkok, selden en çok etkilenen şehirler arasında önde geliyor.
Risk analistlerinden Verisk Maplecroft’un raporuna göre, Delhi ise iklim değişikliğine karşı en savunmasız ikinci şehir konumunda bulunuyor.
Rapora göre, Peru’nun başkenti Lima, Amerika’nın en risk altındaki şehri ve Umman’ın başkenti Muscat, geçen yıl sıcaklıklar 41 dereceye ulaştığında ısınan bir gezegene hangi değişikliklerin eşlik ettiğinin bir ön izlemesini aldı.
Yeniden adlandırılan şehirler
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’in adı 1926’da Rus devriminde önemli rol oynamış Lenin’nin yakın arkadaşı ve Bişkek doğumlu Mikhail Frunze’nin anısına “Frunze” olarak değiştirilirken, Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından sonra Kırgızistan 1991’de bağımsızlığını kazanmasıyla şehrin adı yeninden “Bişkek”e çevrildi.
Myanmar’ın eski başkenti ve İngiliz idaresi altında “Rangoon” olarak bilinen kentin adı da 1989’da yerel telaffuzu yansıtacak şekilde “Yangon” olarak değiştirildi.
Kazakistan’ın bağımsızlığını kazandığı 1991’den 1997’ye kadar Almatı olan başkenti, 1997’de Kazakçada “başkent” anlamına gelen Astana ile değiştirilmişti. 2019’da Kazakistan’ın başkenti Astana’nın adı eski devlet başkanının onuruna Nursultan olarak değiştirildi.