Avustralya basınındaki haberlere göre, Solomon Adaları’nda Başbakan Manasseh Sogavare’nın istifası talebiyle 24 Kasım’da başlayan hükümet karşıtı protestolarda polis, 100’ü aşkın göstericiyi gözaltına aldı.
Polis, protestoların dün akşam sonlanmasının ardından başkent Honiara’nın Chinatown bölgesinde yanmış bir binada 3 ceset buldu.
Cesetlerle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Protestolar nedeniyle çarşamba günü ilan edilen 36 saatlik sokağa çıkma yasağının dün akşam sona ermesi üzerine Honiara’da yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter sözcülerinden Farhan Haq, Genel Sekreter Antonio Guterres’in Solomon Adaları’ndaki protestoları “endişe” ile takip ettiğini açıkladı.
Haq “(Guterres) Şiddetin sona ermesi ve zor kazanılmış barış kazanımlarının korunması çağrısı yapıyor. (Guterres) Diyalog ve farklılıkların barışçıl yollarla çözülmesi çağrısında bulunuyor.” ifadesini kullandı.
Avusturalya asker gönderdi
Öte yandan Avusturalya’nın Solomon Adaları’nda yerel kolluk kuvvetlerine asayişin sağlanmasında destek olması için gönderdiği asker ve polis bugün Ada’ya ulaştı.
Avusturalyalı diplomatlar da asker ve polislere eşlik etti.
Yaklaşık 700 bin nüfuslu Solomon Adaları’nda Başbakan Manasseh Sogavare liderliğindeki hükümeti protesto eden göstericiler 24 Kasım’da başkent Honiara’da toplanmıştı.
Çoğu başkentin bulunduğu Guadalcanal Adası’nın dışından, takımadalar ülkesinde nüfusun yoğun olduğu Malaita Adası’ndan gelen protestocular, Başbakan Sogarave’nin istifasını talep etmişti.
Avusturalya Başbakanı Scott Morrison önceki gün yaptığı açıklamada, Solomon Adaları’nda şiddet eylemlerinin bastırılması için polis ve asker göndereceklerini açıklamıştı.
Ekiplere diplomatların da eşlik edeceğini söyleyen Morrison, Solomon Adaları’nın iç işlerine müdahale niyetinde olmadıklarını vurgulayarak, bölgede olayların yatıştırılması ve bazı önemli binaların güvenliğini sağlamak istediklerini belirtmişti.
Başbakan Sogareve’nin Pekin’i tanıma kararı eleştirilerin hedefinde
Protestocular, Sogareve’nin diplomatik tanıma ilişkisini Taipei’den Pekin’e çevirme kararının ardından, söz verilen ekonomik yardım ve yatırımların yapılmadığı gerekçesiyle kararı eleştiriyor.
Okyanusya ülkesi, 16 Eylül 2019’da Tayvan hükümeti ile resmi ilişkilerini keserek Çin Halk Cumhuriyeti hükümetini Çin’in temsilcisi olarak tanıma ve resmi ilişki kurma kararı almıştı.
Solomon Adaları’nda Nisan 2019’da iktidara gelen Başbakan Sogavare liderliğindeki “Demokratik Koalisyon” hükümeti, seçim kampanyasında Çin ile ekonomik ilişkileri geliştirmek üzere diplomatik tanıma tercihini Taipei’den Pekin’e kaydırmayı vaat etmişti.
Solomon Adaları’nın ilişkileri kesmesi sonucu Tayvan’ı tanıyan ülke sayısı 16’ya düşmüştü. Daha önce Orta Amerika ülkeleri El Salvador, Panama, Afrika ülkeleri Burkina Faso, Sao Tome ve Karayip ülkesi Dominik Cumhuriyeti Tayvan ile diplomatik ilişkilerini keserek Pekin yönetimiyle diplomatik ilişki kurmuştu.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlıklarını ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın fiili bağımsızlığının hukuki bir statü kazanmasına, Tayvan hükümetinin dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.