İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi’nde Filistinli gruplara ait tünellerin son saldırılar sonrasındaki durumu hakkında İsrail ve Filistin direniş grupları taraftan farklı açıklamalar yapılıyor.
Gazze Şeridi, on yılı aşkın süredir İsrail tarafından kara, hava ve denizden abluka altında tutuluyor. Filistin direniş grupları, İsrail uçaklarının rahatça gözlem yapabileceği açık ve düz bir alana sahip olan Gazze Şeridi’nde savunma ve direniş yöntemlerinden biri olarak tünel seçeneğini kullanıyor.
Gazze’ye düzenlediği son saldırıların hedeflerinden birinin bu tünelleri yok etmek olduğunu duyuran İsrail’in amacına ne kadar ulaşabildiği ise merak konusu. Bu kapsamda, karadan Gazze’ye girmediği sürece İsrail’in bu hedefini gerçekleştiremeyeceği yorumları yapılıyor.
Gazze’ye düzenlediği ve 11 gün süren saldırılarda sivil yerleşimleri ve alt yapıyı da hedef alan İsrail, 69’u çocuk, 40’ı kadın 254’ten fazla kişinin hayatını kaybetmesine, 2 bine yakın kişinin de yaralanmasına neden olmuştu.
Filistinlilerden tünel taktiğiyle direniş
İlk kez, 2000 yılında patlak veren Aksa İntifadası (2. İntifada) sırasında tünel yöntemini kullanan Filistin direniş grupları, bu tüneller yoluyla Mısır-Gazze sınırından silah tedarik etti.
Derinliği, uzunluğu ve kullanılan aletler açısından ilkel sayılan o dönemki tünellerin uzunluğu 600 metreyi aşmıyordu.
Filistinli direniş grupları, tüneller yoluyla 2001 ve 2004 arasında İsrail’in çeşitli bölgelerine silahlı saldırılar düzenleyerek ayaklanma başlattı. İsrail, direniş gruplarının artan saldırıları nedeniyle Ağustos 2005’te tek taraflı bir şekilde Gazze’den çekilmek zorunda kaldı.
Hamas ve Filistinli gruplar, 2006 yılında ele geçirilen ve 2011 yılında yüzlerce Filistinli mahkum karşılığında serbest bırakılan İsrail askeri Gilad Şalit’i, 5 yıl boyunca tünellerde sakladı.
Tüneller, Filistin direniş grupları mensuplarına, İsrail’in gözetleme araçlarından, karadan, havadan ve denizden gizlenme fırsatı verdi. Söz konusu durum da Filistin direniş gruplarına, İsrail gözetiminden uzakta, savunma ve saldırı amaçlı planlarını uygulama konusunda nispeten kolaylık sağladı.
İsrail ordusuna 2014’te tünel sürprizi
İsrail ordusu, 2014’te Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar sırasında tüneller nedeniyle büyük bir askeri sürprizle karşılaştı; İsrail güçleri karadan bölgeye girerken, Filistin direniş güçleri tüneller aracılığıyla İsrail askeri mevzilerine operasyonlar düzenledi.
Ordu komutan ve subaylarından bazıları, 51 gün süren saldırıların sonuçları açısından Hamas’ın savaş öncesi yıllarda inşa ettiği tünel ağının hacminin, yeteneklerinin yanlış hesaplandığını ve büyük bir istihbari başarısızlık yaşandığını kabul etti. İsrailli askerler, ordunun o zaman tünellerin tahrip edildiğine dair ikna edici bir kanıt olmaksızın askeri operasyonu sonlandırdığı değerlendirmesinde bulundu.
İsrail ordusundan kaybolan ve halen akıbetleri bilinmeyen Oron Şaul ve Hadar Goldin isimli askerlerin saldırılar sırasında iki farklı olayda tüneller aracılığıyla esir alındıkları düşünülüyor.
“Kochavi’nin planı başarısız oldu”
İsrail’in son Gazze saldırısı sırasında, İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Hamas’ın roket gücünün çoğunun, yeraltı tünellerini vurmayı amaçlayan hava saldırılarıyla tahrip edildiğini açıkladı. Kochavi, “Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki çok sayıda tünele ağır darbe indirildiğini” ifade etti.
Ateşkesin ardından basın mensuplarıyla buluşan Hamas’ın Gazze Sorumlusu Yahya Sinvar ise İsrail ordusunun iddialarını yalanladı.
Kochavi’nin 500 Hamas mensubunu öldürmeyi amaçlayan “Güney Rüzgarları” adı altında tünelleri ortadan kaldırmak için yıllar önce hazırladığı planı boşa çıkardıklarını vurgulayan Sinvar, İsrail’in yeraltı tünellerinin sadece yüzde 5’ine zarar verebildiğine işaret etti.
“Filistinli gruplar, tünel yöntemini kullanarak savunma konusundaki açığını kapattı”
Konuyla ilgili görüşlerini AA muhabiriyle paylaşan Lübnanlı askeri uzman ve emekli Tuğgeneral Emin Ahtit, Filistin direniş gruplarının, İsrail’in hava gücüne karşı tünel yöntemini denemek durumunda kaldığını söyledi.
Gazze’nin açık ve düz bir alana sahip olduğunu, bu nedenle havadan kolayca takip edilebilir bir konumda bulunduğunu kaydeden Ahtit, “Direniş gruplarının önünde iki seçenek vardı. Ya durumu kabullenip, bu savaşı yürütemeyecek şartlarda olduğunu itiraf edecekti ya da yeni yöntemlere başvuracaktı. Filistinli gruplar, tünel yöntemini kullanarak savunma konusundaki açığını kapattı ve direniş konusundaki azmini artırdı.” dedi.
Entegre bir yeraltı şehri
Ahtit, Gazze’deki tünel ağının, tüm yönleriyle operasyonlar için gereken tüm unsurları içinde barındıran bir yeraltı şehrini temsil ettiğini belirtti.
Tünellerde bir savaşı yönetmede ana direk sayılan “komuta kontrol sisteminin” bulunduğuna işaret eden Ahtit, tünellerde, silah ve mühimmat depoları, üretim tesisleri ve roketatar mekanizmalarının yanı sıra İsrail’in izleyemediği operasyonları yönetmek için bir iletişim ağının bulunduğunu kaydetti.
Lübnanlı uzman, bu yukarıda sayılanlar sayesinde tünellerin İsrail ordusunun silahlarını etkin bir şekilde kullanmasını engellediğini ve direnişe savaşta daha uzun sebat gösterme yeteneği kazandırdığını vurguladı.
“Sağlam kanıt bulunmuyor”
Ahtit, İsrail’in Hamas tünellerini yıktığını açıklarken bir tür “kibir ve gaflet” ile hareket ettiğini ve buna dair kanıt sunmadığını belirtti.
İsrail’in tünellerin belli bir kısmını yıkmış olabileceğini ifade eden Ahtit, İsrail’in, Gazze Şeridi’ne karadan girmediği ve tünellerin yerlerini belirlemediği halde tüm tünel ağını yok etmiş olmasının kabul edilebilir bir şey olmadığını söyledi.
“İsrail Gazze’ye karadan girmeye korkuyor”
İsrail’in tünel konusunda bir “çözüm” bulamadığını ifade eden Ahtit, “İsrail Gazze’ye karadan girip işgal etmedikçe tünellerin yok olması uzak bir ihtimal.” değerlendirmesinde bulundu.
Tuğgeneral, “Şu anda İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesi mümkün değil çünkü Gazze’ye karadan girmeye korkuyor ve böyle bir durumda ordusunun ödeyeceği ağır bedeli hesaplıyor.” şeklinde konuştu.