Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, merkez bankaları enflasyonu kontrol altına almaya ve fiyat istikrarını sağlamaya çalışırken, kredi koşullarının daha da sıkılaşacağı aktarıldı.
Açıklamada, yükselen faiz oranlarının gerçek etkisinin henüz Avrupa genelinde hissedilmediği belirtildi.
Avro bölgesinde 2025’ten önce enflasyonun kontrol altına alınmasının ve fiyat istikrarının sağlanmasının beklenmediğine işaret edilen açıklamada, daha kısıtlayıcı faiz oranlarıyla bankaların riskten daha fazla kaçınacağı, fonlama maliyetlerinin yükseleceği ve yatırımcılar ile borç verenlerin kredi kalitesine odaklanmasının artacağı kaydedildi.
Açıklamada, ekonomik döngünün de zayıfladığı belirtilerek, bunun şirketler ve hanehalkı üzerinde daha fazla baskı oluşturacağı ancak Avro Bölgesi’nin derin bir resesyon yaşamasının beklenmediği ifade edildi.
Avro Bölgesi’ndeki ekonomik büyümenin son zamanlardaki direncine rağmen kırılgan olmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, artan faiz oranlarının konut piyasası ve tüketici talebi üzerinde giderek daha fazla baskı oluşturmasıyla düşük işsizlik, devam eden mali destek ve Kovid-19 sonrası yaşanan toparlanmanın oluşturduğu rüzgarın muhtemelen azalacağı aktarıldı.
Açıklamada, Ukrayna’daki savaşın yeni ve potansiyel olarak tehlikeli bir aşamaya girdiğine işaret edilerek, Ukrayna’nın topraklarını geri kazanmak için saldırıya geçmeye çalışırken, Rusya’da savaşın gidişatına yönelik hassasiyetlerin Wagner grubunun son isyanının ardından daha da arttığı kaydedildi.
S&P’nin açıklamasında, Rusya’da karar alma sürecinin belirsizliği ve öngörülemez doğası göz önüne alındığında, Batı Avrupa’daki makro kredi etkisinin şimdiye kadar geçen yıl korkulandan çok daha az zarar verici olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen risklerinin yüksek olmaya devam ettiği belirtildi.