Uzmanlara göre, Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf’ın geçen haftaki Washington ziyareti, ABD’nin Cezayir’in Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin tutumundan rahatsız olabileceği konusundaki tüm söylentilere rağmen Cezayir-ABD ilişkilerinin “iyi” olduğuna işaret ediyor.
Dışişleri Bakanı Attaf’ın resmi ziyaretinde, Washington ve Cezayir, uzun tarihi dostluğa ve ekonomik ortaklık alanlarını yeni sektörlere genişletme arzusuna dayalı bir ilişki görüntüsü sundu.
Bu, gözlemcilere göre, Cezayir’in uluslararası arenadaki önemli aktörlerle stratejik ilişkileri yönetmede pragmatizm ve dengeyi takip etme başarısını gösteriyor.
Ziyarette Cezayir’in komşusu Nijer’deki askeri darbe krizinin barışçıl yollarla çözülmesi ve Cezayir-ABD ekonomik işbirliğinin enerji sektörü dışında genişletilmesi gibi konularda fikir birliğine varıldı. İki ülke arasında ihtilaflı konuların olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya açıklama paylaşılmadı.
ABD’nin potansiyel rakibi
Cezayir’in Rusya-Ukrayna savaşında tarafsız kalmasının ve Moskova ile stratejik ilişkilerini derinleştirmeye devam etmesinin ABD-Cezayir ilişkilerine zarar verebileceği yönündeki değerlendirmeleri güçlendiriyor.
Cezayir, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun Rusya’yı kınama kararında çekimser oy kullanmıştı.
Bu süreçte, Cezayir’in ABD dış politikasının, “Benimle olmayan bana karşıdır” ilkesinin “tali kurbanı” olacağı yönündeki kanı güçlendi.
ABD Kongresi’nin 27 üyesi, 30 Eylül 2022’de Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e Cezayir’e yaptırım uygulanması ve “Amerika’nın Muhalifleri” yasası kapsamına alınması çağrısında bulunan bir mektup sunmuştu. Bunun üzerine, Cezayir’in ABD ile ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğuna dair spekülasyonlar arttı.
ABD’li senatörler söz konusu adımlarını, “Cezayir ile Rusya arasında büyüyen ilişkilerin devam etmesi” ve özellikle “Cezayir’e 7 milyar dolar değerinde gelişmiş Rus silahlarının sağlandığı yönündeki anlaşma” olduğuna dair bir raporla gerekçelendirdi.
Cezayir makamları, kasım ayı başlarında Arap Birliği Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanmakla meşgulken yerel ve uluslararası medyada geniş yer bulan bu konuda yorum yapmayı reddetti.
Dile getirilmeyen ABD baskısı
Rusya-Ukrayna savaşı sonucunda aşırı kutuplaşma durumuyla karşı karşıya kalan Cezayir, ABD’nin iki ezeli rakibi Rusya ve Çin ile ilişkilerini geliştirmeye devam etti.
Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, haziran ve temmuz aylarında, Moskova ve Pekin’e “tarihi” olarak nitelendirilen iki ziyarette bulundu. İki ziyaret de beşer gün sürdü.
Özellikle Tebbun ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Cezayir ile Rusya Arasında Derin Ortaklık Deklarasyonu”nu imzalamasının ardından Cezayir, ABD başta olmak üzere Batı’ya uzaklaşma olarak değerlendirilen seçenekleri ile gündem oldu. Bu süreçte Tebbun’un Fransa ziyareti de ertelendi.
Cezayir, ABD baskılarıyla karşı karşıya olduğunu dile getirmezken Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, şubat ayında “ABD, politikasını Cezayir’e dikte etmeye çalışıyor ama yanlış tarafa saldırıyor” şeklindeki değerlendirmesiyle söz konusu baskıya işaret etmişti.
Cumhurbaşkanı Tebbun da, 14-17 Haziran’da düzenlenen 26. St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu’nda bu konuyla ilgili yöneltilen bir soruya, “Cezayirliler özgür doğdular, eylemlerinde ve davranışlarında öyle kalacaklar.” ifadeleriyle yanıt vermişti.
Tebbun, Putin ile yaptığı ikili görüşmelerde, Cezayir’in dolar ve avro yerine alternatif bir ekonomik sisteme girmek için BRICS ülkeleri grubuna katılmayı hedeflediğini ifade etmişti.
“Büyük Beşli’nin dost ülkesi”
Cezayir, özellikle savunma alanında Rusya ve Çin ile yakınlaştığına ilişkin tüm değerlendirmelere rağmen “bağlantısızlık” ilkesine bağlılığını ve BM Güvenlik Konseyindeki Büyük Beşli’nin (ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere) “dost ülkesi” olduğunu vurguluyor.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, 9 Ağustos’ta Cezayirli mevkidaşı Attaf ile görüşmesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin 1795’e kadar uzandığını ifade etmişti.
Cumhurbaşkanı Tebbun da birçok kez, “ABD dost bir ülkedir; tıpkı Rusya ve Çin’in ide ki dost ülke olması gibi” şeklindeki ifadeyle ülkesinin tam tarafsızlık konusundaki kararlılığını vurguladı.
Cezayir ayrıca, 2022’deki uluslararası ekonomi fuarında ABD’yi onur konuğu olarak seçmişti. Tebbun da, ülkesinin Washington’la özellikle tarım ve sanayi alanlarında ekonomik bir ortaklık kurma arzusunu ABD’nin Cezayir Büyükelçisi Elizabeth Aubin’e dile getirmişti.
Cezayir ABD’nin doğal müttefiki
Kaliforniya Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Hammud Salihi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Cezayir, derin stratejik farklılıklara rağmen ABD’nin doğal müttefiki olarak kalmaya devam edecektir.” dedi.
Salihi, ABD’nin Cezayir’in bölgedeki stratejik konumunu göz önünde bulundurarak, Cezayir ile çalışmak ve stratejik bir güvenlik ilişkisi kurmak için ciddi bir çaba gösterdiğine inandığını belirtti.
Salihi bu bağlamda, ABD’nin Cezayir Büyükelçisi Aubin’in, “Cezayir, Amerika’nın doğal bir müttefikidir ve Cezayir’in terörizm ve suçlarla mücadelede dev başarılarla dolu bir tarihi var.” şeklindeki ifadelerini hatırlattı.
Cezayir’in “pozitif bir bağlantısızlık politikası” benimsediğine dikkati çeken Salihi, Cezayir’in Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük doğal gaz tedarikçilerinden biri olduğunu ve ABD’nin herhangi bir düşmanca tavrına karşın Cezayir’in tepkisinin bu duruma olumsuz yansıyabileceğini kaydetti.
Büyük bir gelişme marjı
Cezayirli ekonomist Salih Süleymani ise, ABD ile Cezayir arasındaki ilişkilerin “özel” olduğuna dikkati çekerek, iki ülke ilişkilerinin “sağlam” doğasını koruduğunu ve özellikle ekonomik alanda “büyük bir gelişme marjına” sahip olduğunu söyledi.
Süleymani, ABD-Cezayir arasındaki ticaret hacminin 2 milyar dolardan 2022’de 4 milyar dolara yükseldiğini ve bunun çok önemli bir rakam olduğunu vurguladı.
Cezayir’in ABD, Çin ve Rusya gibi ortaklarına aynı mesafede olduğunun altını çizen Süleymani, söz konusu ilişkilerde “pragmatizm” söz konusu olduğunu, bunun da ikili ilişkilerin sağlamlığını “iyi düzeyde” tutmayı sağladığını belirtti.
Süleymani, ABD-Cezayir ilişkilerinin güvenlik ve terörle mücadele alanıyla sınırlı olmadığını söyledi.
Cezayir’deki Amerikan yatırımlarının tarım, eczacılık ve telekomünikasyon sektörlerinde de olduğunu belirten Süleymani, Amerikan şirketlerinin ülkedeki enerji endüstrisinin gelişimine de katkıda bulunduğunu kaydetti.