“Yuvarlak Masa Konferansı” olarak adlandırılan ve başkent Hartum’daki Dostluk Kongre Salonu’nda gerçekleştirilen programda, Sufi tarikatların liderleri, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir döneminde bakanlık yapmış kişiler hazır bulunurken, Direniş Komiteleri, Özgürlük ve Değişim Güçleri, Komünist Partisi gibi siyaset sahnesindeki önemli aktörler yer almadı.
Girişimin yürütme komitesi başkanı Haşim eş-Şeyh, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, “Allah’tan siyasi güçler arasında ortak bir zemin bulunmasını ve bu uzun sürmüş krizden çıkmak için bu güçlerin asgari düzeyde anlaşmasını diliyoruz.” dedi.
“Taraf değiliz, arabulucuyuz”
Tüm siyasi güçlere aynı mesafede olduklarını vurgulayan Şeyh, bu anlaşmazlık ve ülkenin kötü duruma düşmesine neden olan kavganın tarafı olmadıklarını ama bu sıkıntılardan asıl zarar görenler oldukları için siyasi taraflar arasında arabuluculuk görevi üstlendiklerini belirtti.
Şeyh, şöyle devam etti:
“Bugün bu salonda bulunan siyasi güçler olarak, siyasi güçleri partizan çıkarlarından uzaklaşmaya ve ulusal çıkarları gözetmeye ve Sudan halkının beklentilerini gerçekleştirmeye çağırıyoruz. Sudan’da 10 aydan fazladır devlet işlerini yürüten bir hükümet yok ve ülkede istikrar, bütün bu siyasi ve sosyal grupların uzlaşarak kuracağı bir hükümet kurmakla başlar. Bu yüzden bu girişimle bu konuda başardığımızı düşünüyorum, çünkü biz bu çağrıyı sağdan sola istisnasız bütün siyasi partilere ulaştırdık.”
Girişimin lideri Halife et-Tayyib eş-Şeyh de Sudan’ın birliğini korumanın, birliği sağlamanın birçok taviz vermeyi gerektirdiğine değinerek, halkın ülkeyi yönetmesi ve istikrarı sağlaması için güvendiği kişileri seçeceği özgür ve adil seçimlere götüren, belirli görevlere sahip hükümet ile geçiş dönemini tamamlamanın önemine dikkati çekti.
“Sudan’a yönelik dış müdahale kabul edilemez”
Ülkenin egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini, ülkeler arasındaki ilişkilerin karşılıklı çıkarlar ilkesine dayalı kurulduğunu belirten Şeyh, Sudan’a yönelik dış müdahalenin kabul edilemez olduğunun altını çizdi.
Şeyh, Sudan’ın güvenliğini sağladıkları için silahlı kuvvetlere saygı gösterilmesi gerektiği, Sudan halkının tüm bileşenlerine barış ve istikrarın sağlanması için diyalog çağrısını tekrarlayarak 40’ı aşkın çözüm girişimi sunan tüm taraflara teşekkür etti.
Sudan’da önde gelen din adamlarından Halife et-Tayyib eş-Şeyh, 21 Mayıs’ta “Ulusal Mutabakat için Sudan Halkının Çağrısı” girişimini başlatmıştı.
Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, 4 Temmuz’da, sivil güçlerin sivil bir hükümet üzerinde anlaşmaya varabilmesi için askerin, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesinden (IGAD) oluşan “üçlü mekanizma” himayesinde yürütülen siyasi müzakerelerden çekildiğini açıklamıştı.
Burhan, sivil geçiş hükümeti kurulmasının ardından Egemenlik Konseyinin feshedileceğini ve güvenlik ve savunmadan sorumlu olacak Yüksek Savunma Konseyi kurulacağını bildirmişti.
Eski iktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Güçleri-Merkez Konseyi ve Direniş Komitelerinin yanı sıra Komünist Parti, Meslek Odaları Birliği, siyasi ve mesleki örgütlerini içeren “Radikal Değişim Güçleri” adlı yeni ittifak, “darbe” olarak nitelendirdikleri 25 Ekim müdahalesinin sonuçlarının ve sonrasında alınan kararların iptali için darbe karşıtı gruplar olarak nitelendiriliyor.
Çoğunluğu silahlı gruplardan oluşan Özgürlük ve Değişim Güçleri-Ulusal Uzlaşı güçleri ise askere yakın olarak değerlendirilirken, 10 İslami grubun birleşmesiyle oluşan “Kapsamlı İslami Akım” ve “Ulusal Hareket Güçleri” gibi sivil güçler, askerin yönetimde olmasında bir sakınca görmüyor.
Askeri liderler, iktidarı 2023’te seçilmiş hükümete devretmeyi taahhüt ediyor.