Sultanahmet’te 12 Ocak 2016’da çoğu Alman vatandaşı 12 kişinin öldüğü, 16 kişinin de yaralandığı canlı bomba eylemine ilişkin davada verilen hükmün istinaf tarafından bozulmasının ardından 26 sanık hakkındaki dosya, yeniden karara bağlandı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Atala Elhasan, Fevzi Muhammed Ali, Halil Derviş ve Ahmet El Hasan, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Sanık avukatlarıyla tercümanların hazır bulunduğu duruşmada savunma yapan sanıklar beraat talebinde bulundu.
Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklar Atala El Hasan El Mayyuf, Fevzi Muhammed Ali, Halil Derviş ve Ahmet El Hasan’a “anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine hükmetti.
Mahkeme bu sanıkların ayrıca, “canlı bomba olduğu tespit edilen Nabıl Fadlı’nın bombayı patlatması sonucu terör amaçlı ve tasarlayarak 12 kişiyi kasten öldürme” suçuna yardım ettikleri gerekçesiyle 192’şer yıl, 16 kişiye karşı “öldürmeye teşebbüse yardım” suçundan 128’er yıl, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması” suçundan 8 yıl dörder ay olmak üzere toplam 328 yıl dörder ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
Tutuksuz sanıklardan Abdulrahman Faiz Rashıd Rashıd’in “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmeden heyet, bu sanığın yurt dışına çıkış yasağının devamını karara bağladı.
Mahkeme heyeti, sanıklardan 18’inin ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraatlerine hükmetti.
Firari sanıklar Rasheed Alabdalah Alagaagan, Mohamed Beraa Taskeia ve Luay Taskıah hakkındaki yakalama kararının devamına hükmeden mahkeme, bu sanıkların dosyasının ayrılmasını kararlaştırdı.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 26 sanıkla ilgili hazırlanan iddianamede, 12 Ocak 2016’da Sultanahmet Meydanı’nda bombalı saldırı eylemini gerçekleştiren Suriye uyruklu canlı bomba Nabıl Fadlı’nın, 1988 yılında Suudi Arabistan’da doğduğu, Suriye’de rejim karşıtı gösterilerin başlamasından sonra bu ülkeden ailesiyle birlikte Halep’e taşındığı bilgisine yer verilmişti.
Fadlı’nın 12 Ocak 2016 günü meydandaki Dikilitaş önüne tek başına geldiği ve burada bulunan çoğu Alman vatandaşı turist kafilesinin içine girerek üzerindeki bombayı patlattığı kaydedilen iddianamede, saldırı sonucu canlı bomba Fadlı ile Alman vatandaşı 12 kişinin öldüğü ve 16 müştekinin de yaralandığı aktarılmıştı.
Bu canlı bomba eyleminin talimatının, DEAŞ silahlı terör örgütünün harici emri olduğu tespit edilen “Omar-Ebu Abid” kod adlı firari bir sanık tarafından verildiği belirtilen iddianamede, emir verilmesi üzerine hazırlıklar yapıldığı, canlı bomba Nabıl Fadlı ve suçta kullanılan bombanın Türkiye’ye girmesi talimatını, sanık Halil Derviş ile aynı aşiretten olan ve DEAŞ silahlı terör örgütünün sınır sorumluları “Ebu Berra” kod adlı firari Mahir Ali Alakkal ve “Ebu Ali” kod adlı Azzo Ali Alakkal ile “Omran” kod adlı bir şüphelinin birlikte verdiği, bu kişilerin planlamayı da birlikte yaptıkları anlatılmıştı.
İddianamede, sanık Fevzi Muhammed Ali’nin bombayı kendisine ait araçla İstanbul’a getirdiği, firari sanıklardan “Said” kod adlı Rasheed Alabdallah Algaagan’a teslim ettiği, Algaagan’ın da bombayı İstanbul Aksaray’da eylemci Nabıl Fadlı’ya verdiği ve Fadlı’nın da olay yerinde birkaç gün keşif yaptıktan sonra bombayı 12 Ocak 2016’da Sultanahmet Meydanı’nda üzerinden çıkararak patlattığı ifade edilmişti.
İlk karar 2018 yılında verildi
Davayı 31 Ocak 2018’de karara bağlayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, haklarında yakalama kararı bulunan ve savunması alınamayan 4 sanığın dosyasının ayrılmasına, 18 sanığın da yeterli delil elde edilememesi nedeniyle atılı suçlardan beraatlerine karar vermişti.
Sanıklardan Abdulrahman Faiz Raşit’e, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme, sanığın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak yurt dışına çıkış yasağı şartıyla tahliyesine hükmetmişti.
Mahkeme heyeti, Hasan El- Mayyuf, Fevzi Muhammed Ali ve Halil Derviş’in de “Anayasayı ihlal” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını karara bağlamıştı.
Söz konusu 3 sanığın, saldırıda 12 kişinin öldürülmesine yardım ettikleri gerekçesiyle 12 kez 16’şar yıl olmak üzere 192 yıl hapisle cezalandırılmasını kararlaştıran mahkeme, aynı sanıkların 16 kişiyi de öldürmeye teşebbüs etmek suçuna yardım ettikleri gerekçesiyle 16 kez 8’er yıl olmak üzere 128’er yıl hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.
Mahkeme yine aynı sanıklar Hasan El- Mayyuf, Fevzi Muhammed Ali, Halil Derviş’in “Tehlikeli maddenin izinsiz olarak bulundurma” suçundan 9’ar yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetmişti.
Temyiz başvurularını inceleyen İstinaf Mahkemesi, bir sanık hakkında avukatı yokluğunda karar verilmesi, yabancı ülkelerde yaşayan mağdurların duruşmalardan haberdar edilmemesi ve bazı sanıklar yönünden verilen kararların az bulunması gerekçesiyle hükmü bozmuştu.
Öte yandan, ilk yargılamada firari konumda bulunan sanık Ahmet El Hasan, yakalanarak tutuklanmıştı.