Bahra ve Suriye konulu garantörler toplantılarında askeri muhalefeti temsil eden heyetin Başkanı Ahmet Tuma, Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından çevrim içi düzenlenen “10. Yılında Suriye Devrimi” konulu sempozyuma konuşmacı olarak katıldı.
Moderatörlüğünü ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan’ın yaptığı sempozyumun ilk oturumda konuşan Bahra, katılımcılara teşekkür ederek Suriye’de gerçekleştirilmeye çalışılan siyasi süreci ve halk ayaklanmalarını anlattı.
Bahra, “Suriye halkının başlattığı devrim devam ediyor. Devrim barışçıl gösterilerle başlamıştı. Suriye’deki rejimin reformları hayata geçirmesi için uluslararası çabalar olmuştu. Sivil halkın da isteği bu yöndeydi. Türkiye ve birçok Arap ülkesi Beşşar Esed’e reformlar yapması için ziyaretler gerçekleştirdi. Ancak rejim tüm önerilere karşı çıktı.” dedi.
Nisan 2012’de Birleşmiş Milletlerin (BM) Suriye meselesinin çözülmesi için adımlar attığını anımsatan Bahra, “Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan 6 maddelik bir planla geldi. Bunun uygulanması için çabalar sarf etti. Ancak rejim buna sadık kalmadı.” diye konuştu.
Bahra, BM nezdinde Haziran 2012’den sonra Suriye krizi için bir yol haritasının belirlendiği hatırlatarak rejimin buna uymamasından dolayı Annan’ın istifa ettiğini söyledi.
Bu çabalarının başarısızlığa uğramasıyla Esed rejiminin Suriye’de halka karşı katliamlar işlemeye devam ettiğinin altını çizen Bahra, İsviçre’nin Cenevre kentinde Esed rejimiyle defalarca görüştüklerini ancak rejimin tavrından dolayı bunların başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.
Süreç içerisinde dönemin BM ve Arap Birliğinin Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi’nin de Suriye krizine dair taraflarla görüştüğünü ancak rejimin krize yönelik tutumundan dolayı istifa etmek zorunda kaldığını belirtti.
Uluslararası toplumun Suriye meselesini ihmal etmeye başlamasıyla Esed rejimine daha fazla silah desteği yapıldığını söyleyen Bahra, şöyle devam etti:
“Halep 2016’da kuşatmaya alınmıştı. Halep’in rejim tarafından ele geçirilmesinin ardından Türkiye devreye girdi. Uluslararası toplumun Suriye meselesine yetersiz kalmasının ardından Türkiye Astana önerisinde bulundu. Rusya rejimin değişmesine karşı çıkıyordu. Astana sürecinde Anayasa komitesinin oluşturulması adına önemli bir adım atıldı ve bu süreçte Soçi konferansı gerçekleşti. Konferansta BM’ye bu komitenin oluşturulması önerisi yapıldı. Komitenin oluşturulması 1,5 yıl sürdü. Bizim öngördüğümüz şekilde olmasa da bizim önerdiğimiz çerçeveye yakın bir şekilde oldu.”
“Ateşkesle birlikte geçtiğimiz yıllara oranla çok önemli gelişmeler oldu”
Suriye konulu garantörler toplantılarında askeri muhalefeti temsil eden heyetin Başkanı Tuma da Suriye’de Esed rejimi ve destekçilerinin sivilleri hedef alan saldırılarının önüne geçmek için ateşkes sürecine dahil olduklarını söyledi.
Türkiye, Rusya ve İran garantörlüğünde yürütülen Astana toplantılarının BM tarafından da “meşru” sayıldığını belirten Tuma, Astana sürecinde Suriye’deki ateşkesi güçlendirmek için ek mutabakatların sağlandığını ifade etti.
Türkiye’nin garantör olduğu ateşkes sayesinde yeni bir dönemin başladığını belirten Tuma, “Ateşkesle birlikte geçtiğimiz yıllara oranla çok önemli gelişmeler oldu. İnsanlar bir güven ortamına kavuştu. İnsanlar artık kendi işlerine gitmeye başladı. Ateşkesin olduğu bölgelerde sosyal hayat normale dönmeye başladı. Bir anlamda İdlib’de bir sükunet hakim oldu.” diye konuştu.
Rejim ve destekçilerinin zaman zaman ateşkesi ihlal ettiğinin altını çizen Tuma, çatışmaların büyük oranda durulduğuna işaret etti.
Tuma, Esed rejiminin siyasi süreci de baltalamaya çalıştığını dile getirerek Rusya’nın Soçi kentinde geçen ay düzenlenen 15. Garantörler Toplantısında bu konunun ele alındığını anımsattı.