Suriye’de Ulusal Diyalog Konferansı’nın Katılımcıları Toplumsal Barış Ve Ekonomik çözüm Vurgusu Yaptı

Şam’da dün 600’den fazla davetlinin katılımıyla başlayan konferans, ikinci gününde de devam etti.

Konferansın ikinci gününde, Hazırlık Komitesi’nin çalışma programları üzerinde fikir alışverişinde bulunmak amacıyla çalıştaylar düzenlendi.

“Ülkenin yeni bir doğum sürecine girdiğine inanıyorum”

Lazkiye ilinden Ulusal Diyalog Konferansı’na katılan Alevi toplumu temsilcilerinden Dr. Fida Dib, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye’de toplumsal barışın sağlanması için diyalog sürecinin önemini vurguladı.

Dib, “Devrimle rejim devrildi, bazıları ise bugün toplumsal barış ve uzlaşmayı sağlamak için geçiş sürecini yürütmeye çalışıyor. Bu yüzden hassas bir konu olduğu için bu geçiş dönemi adalet çalıştay grubuna katıldım.” dedi.

Tartışmaların açık ve dostane bir ortamda yapıldığını belirten Dib, “Suriye halkının tüm bileşenleriyle bir bütün olduğunu gösterdik. Azınlık kavramı yok, hepimiz yeni Suriye’yi inşa etmeye geldik. Suçluların tüm taraflardan hesap vermesi gerektiği konusunda mutabık kaldık.” diye konuştu.

Dib, Suriyelilerin toplumsal dayanışma içinde olduğuna dikkati çekerek, “Bugün konferansta ve çalıştay grup toplantılarında gördüğümüz tablo, halkın tüm kesimleriyle birlikte hayata tutunmak istediğini gösteriyor. Hiçbir toplumsal bileşen diğerini yok etmeye çalışmıyor. Tam tersine, ülkenin yeni bir doğum sürecine girdiğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Dib, ekonomik boyuta da değinerek, “Genel af talep ediyoruz. Suç işleyenleri istemiyoruz ama hiçbir suçu olmadan mağdur olmuş insanları da unutmamalıyız. Ayrıca, işsizler ordusu yaratmamak için ordudan çıkarılanların maaşlarının ödenmesi gerekiyor.” diye konuştu.

“Tartışmalar yapıcı bir atmosferde geçti”

Süveyda ilindeki Dürzi toplumu temsilcilerinden Eyman Derviş Skiker, adalet, birlik ve hoşgörünün Suriye’nin geleceği için vazgeçilmez olduğunu söyledi.

Skiker, “Suriye’de adalete dayalı kapsamlı bir reform gereklidir. Tüm mezhepler için ibadet özgürlüğü garanti altına alınmalı, ibadethaneler korunmalı ve yurttaşlar arasında hoşgörü teşvik edilmelidir.” dedi.

Eğitimin önemine de dikkati çeken Skiker, “Dini bilinç ve ahlaki değerlerle donanmış bir nesil yetiştirmek için eğitim temel araç olmalıdır. Ayrıca, yoksulluk ve ekonomik sıkıntılarla mücadele öncelikli hedeflerimiz arasında yer almalıdır.” diye konuştu.

Konferansa dair gözlemlerini paylaşan Skiker, “Bugün burada Suriyeli tüm kesimlerden akademisyenler, uzmanlar ve dini temsilciler yer aldı. Tartışmalar yapıcı bir atmosferde geçti, herhangi bir gerilim yaşanmadı.” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ülkenin güneyini işgal mesajına ilişkin Skiker, “Ben bir devlete mensubum ve devletimin bir başkanı, dışişleri bakanı var. Bu konularla ilgili karar yetkisi devletime aittir.” ifadelerini kullandı.

“Ekonomi, yaptırımlar kaldırılmadan gerçek anlamda toparlanamaz”

Konferansa katılan ekonomist Kerem Şaar, tartışmaların içeriğini başarılı bulduğunu belirterek, “Suriye devletinin ekonomik kimliği, özel sektörle ilişkisi ve yaptırımlar gibi önemli konular ele alındı. Ancak zaman kısıtlı olduğu için bazı konulara tam anlamıyla derinlemesine inilemedi.” dedi.

Şaar, üretimi destekleme konusunda genel bir mutabakat sağlandığını belirterek, “Asıl tartışma, bunu nasıl yapacağımız konusunda yaşandı. Konferansın karar alma süreçlerinin nasıl işleyeceğini görmek istiyoruz.” diye konuştu

Suriye’nin ekonomik toparlanması için kısa ve uzun vadeli adımların belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Şaar, “Öncelikle devlet kurumlarının desteklenmesi gerekiyor, çünkü mevcut kriz devletin işleyişini ciddi şekilde zorluyor. Suriye ile işbirliği yapmak isteyen ülkeler, sadece şartlar koymak yerine öncelikle yardım sağlamalıdır.” ifadelerini kullandı.

Uzun vadede Suriye ekonomisinin kalkınmasındaki engellere değinen Şaar, sözlerine şöyle devam etti:

“Yasal çerçevenin tutarsızlığı, yaptırımların etkisi ve ekonomik modelin belirsizliği Suriye ekonomisinin önünde üç ana engeldir. Ülkenin birçok bölgesinde farklı ekonomik kurallar geçerli ve mevcut düzenlemeler bile tam anlamıyla uygulanmıyor. Suriye ekonomisi, yaptırımlar kaldırılmadan gerçek anlamda toparlanamaz. Sermaye güven ister. İş insanları, geleceği belirsiz bir ortamda yatırım yapmaz. Suriye’nin ekonomik, siyasi ve güvenlik durumu daha öngörülebilir olmalıdır.”

Ulusal Diyalog Konferansı’nın, Suriye’nin ekonomik ve toplumsal geleceğine dair önemli bir adım olduğunu belirten Şaar, tartışmaların daha uzun soluklu devam etmesi gerektiğini söyledi.

“Burada tek kimliğimiz Suriyeli olmak”

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkan Yardımcısı Abdulmecid Berekat da Suriye’nin geleceği, devletin inşası ve ulusal meseleler üzerine Suriyelilerin bir araya gelmesinin her zaman olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.

Şam’daki Halk Sarayı’nda düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’na katılan Berekat, SMDK olarak yeni yönetimle olan olumlu etkileşimlerinin ve Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın göreve başlamasından itibaren verdiği desteğin altını çizdi.

Berekat, “Bugün, devletin inşasında bir ilerleme aşamasındayız ve bu elbette ki doğal olarak olumlu bir durum.” dedi.

Koalisyonun askeri güçlerin siyasi sesi olduğunu ve uluslararası alanda askeri gücü destekleyen bir rol üstlendiğini belirten Berekat, konferansa katılımın, geçmişte atılan adımların bir sonucu olduğunu ve amacın ulusal, siyasi ve ekonomik sorumlulukları yerine getirerek yeni yönetime destek olmak olduğunu vurguladı.

Siyasi, bölgesel veya etnik kimliklerin bir kenara bırakılması gerektiğine inandığını dile getiren Berekat, “Burada tek kimliğimiz Suriyeli olmak ve Suriye’nin geleceği için çalışmaktır.” diye konuştu.

Berekat, SMDK üyelerinin konferansa kişisel davetiyelerle katıldığını belirterek, ancak bazı SMDK üyelerinin yoğun gündemleri, zaman darlığı ve çalışma yoğunluğu gibi nedenlerden dolayı katılamadığına işaret etti.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.