Suriyeli Kadınlar “birlik Içinde Olmanın Güzelliğini” Dünyaya Göstermek Istiyor

Ülkenin dört bir yanından el emeklerini sergilemek amacıyla başkent Şam’daki “Suriye’nin Renkleri” adlı kermese katılan kadınlar, buradaki satışlardan elde ettikleri gelirle ailelerinin geçimine destek oluyor.

Kermes aracılığıyla ekonomik bağımsızlıklarını destekleyen Suriyeli kadınlar, ülkenin ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunmayı hedefliyor.

“Suriye’nin Renkleri” kermesi, hem kadınların emeğinin görünür kılınmasını hem de kadınlar arası dayanışmanın güçlenmesini sağlayan bir platform olarak yıllardır faaliyetlerini sürdürüyor.

Şam Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden mezun eczacı Nabiga el-Atasi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendi yaptığı kremleri sattığı küçük işletmesini tanıtabilmek için kermese katıldığını söyledi.

Önceden, rejimle bağlantısı olmayan gençlerin başarılarının ve çabalarının dikkate alınmadığını belirten Atasi, bundan ötürü, işletmesini büyütmek için devlet desteği alamadığını ifade etti.

Atasi, rejimin devrilmesiyle herkesin emeklerinin karşılığını alabileceğini ve kendini geliştirebilmek için fırsatlar bulabileceğini bir ortamın yaratıldığını kaydetti.

El emeklerini sergileyebileceği bu kermese katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Atasi, sözlerine şöyle devam etti:

“Burada olduğum için çok mutluyum. Kalbimde büyük bir sevinç, heyecan ve gelecek için iyimserlik var. Çok şükür, özgürlüğümüze kavuştuk ve adalet Suriye topraklarında sağlanmaya başladı. Artık çalışan, emeğinin karşılığını alacak. Kendini geliştirmek isteyen herkes buna fırsat bulabilecek ve hedefine ulaşacak.”

Gençler ülkenin geleceği konusunda iyimser

Suriyeli gençler olarak, ülkede gösterilerin patlak verdiği 2011’den rejimin devrildiği 8 Aralık’a kadar korku ve endişe içinde yaşadıklarını belirten Atasi, rejimin baskısını üniversitede eğitim gördüğü süre boyunca hissettiğini aktardı.

Atasi, “Üniversitemizde bile özgürlüğümüzün baskı altına alındığı zamanlar oldu. Örneğin, bize, Beşşar Esed’e oy vermezsek sınava giremeyeceğimiz söyleniyordu.” dedi.

Zorluklarla başa çıkan ve rejimin baskılarına boyun eğmeyen ülkenin tüm gençleriyle gurur duyduğunu ifade eden Atasi, “Geleceğe dair çok iyimseriz, çok heyecanlıyız. İnşallah, gelecek daha güzel olacak.” diye konuştu.

Kadınların temennisi birlik ve beraberlik içinde yaşamak

Şamlı 29 yaşındaki Mese El-Tabba da Suriye’deki iç savaş başladığında lise öğrencisi olduğunu belirterek, “Lise sınavımı bombardıman, roket saldırıları, korku ve dehşet altında vermek zorunda kaldım. Hatta bir noktada biz öğrenciler olarak rejimi desteklemek için zorla yürüyüşlere katılmamız gerekiyordu.” ifadelerini kullandı.

Rejimi hiç sevmediklerini dile getiren Tabba, çöken Esed rejimi döneminde her evden bir kişinin bu rejim yüzünden öldüğünü ya da sürgün edildiğini söyledi.

Kardeşlerinin hepsinin yurt dışında çıktığını ve ailesinin yanında kalmak zorunda olduğunu anlatan Tabba, “Bu süre zarfında grafik tasarım eğitimimi tamamlamaya çalıştım ve bu ülkede bir şeyler yapmak, küçük bir proje başlatmak için çabaladım.” diye konuştu.

Tabba, “Eskiden rejim ne proje yaparsak yapalım ondan kendine pay alıyordu. Dolayısıyla rızkımıza göz dikiyordu.” dedi.

Çöken Baas rejimin ülkede gençlerin bir yerlere gelmesine engel olduğuna işaret eden Tabba, rejim dönemine ilişkin şunları kaydetti:

“Tutuklular, şehitler ve gördüğümüz tüm zulüm hakkında konuşacak olursak, bu insan aklının kaldırabileceği bir şey değildi. Rejimin zulmü hakkında bir fikrimiz vardı ancak bu kadarını hayal edemezdik. Yaşanan patlamaların, rejimin kendisi tarafından yapıldığını anladık. Biz bir dönem yaşadık ki rejim kendi halkıyla savaşıyordu, başka bir şeyle değil. Ne terörle ne de başka bir düşmanla savaşıyordu, sadece halkıyla savaşıyordu.”

Halkın rejim döneminde ekonomik ve insani haklar açısından çok acı çektiğini, rejimin çökmesiyle umutlandıklarını dile getiren Tabba, “Bir şeyler yapabileceğimizi, daha güzel bir gelecek kurabileceğimizi düşünüyoruz. Dünyaya en güzel yüzümüzü göstermek ve bir şeyler sunmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tabba, sözlerine şöyle devam etti:

“Umarım bu birlik gerçek olur ve mezhepçilik olmaz. Elbette ailelerinden şehitler veren ve rejime karşı içinde nefret taşıyan insanlar var ama aynı zamanda ellerini kana bulamayan insanlar da var. Barışçıl kalmayı, daha iyi bir ülke olmayı ve gelişmeyi umuyorum. Ülke bizimdir, ister Alevi, ister Şii, ister Sünni, ister Hristiyan olalım, hepimiz bu ülkeyi inşa etmek için beraber çalışacağız.”

“Barış içinde yaşamayı hak ediyoruz”

“Suriye’nin Renkleri Kermesi” Organizatörü Rana Tabba da rejimin yıkılmasının ardından yaşadıkları mutluluğu aktararak, “Çünkü umutluyuz. Birçok ülkeden insanlar bize gelecek. Artık biz çıkıp geleceğiz. İfade özgürlüğü oldu.” diye konuştu.

Tabba, “Bizim kermesteki kadınların her biri Suriye’nin rengini sembolize ediyor aslında, her birinin bir hikayesi var. Bu hikayelerden bazıları çok üzücü.” dedi.

Kermesteki kadınların sıfırdan başladığını dile getiren Rana Tabba, “Eskiden konuşamıyorduk. Konuşsaydık bunun bir sonucu olurdu. Suriye halkı acılıydı, kimse yaşadığını anlatamadı. Her alanda boğulmuştu.” şeklinde konuştu.

Baskı altında yaşamak zorunda kaldıklarını hatırlatan Tabba, şunları ifade etti:

“Size yaşadıklarımı anlatsam ağlarım, genç bir yakınım alıkonuldu, bir yıl sonra işkenceden öldü. Şu an yaşasaydı 36 yaşında olacaktı. Annesinin tek oğluydu. Sizler de gördünüz daha nice böyle hikayeler var.”

Tabba, kadınların birlik ve beraberlik içinde gelecekten umutlu olduklarının altını çizerek “Suriye’de sevinmeyi ve barış içinde yaşamayı hak ediyoruz.” dedi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.